''Koca bir dünya yarattım. İyimser. Ağaç yaptım, yaprak yaptım. Çiçek çaldım getirdim. Dağlar, ırmaklar, yanardağlar düşündüm. Kar, yağmur yağdırdım. Sonra da sizlere bağırdım. Duyuyor musunuz. Ben unutulmuş adam sizlere bağırıyorum. Bu dünya sizindir. İnsansız kentin evleri de sizindir. Sancılarınızı çeken bir insan konuşuyor. Dinleyin...''
-Carmen'i görecek miyiz ? -Hangi Carmen? Şu bolero ile,kısa eteği,kestanyetleri ile saçlarında kanlı gülü ile dans eden Carmen mi ? Hani şu hayasız turistleri baştan çıkaranı mı ? Geçti onlar! Carmen şimdi öğretmen oldu, işçi olarak çalışıyor ve oy konusunda konuşuyor. -Ya Don Kişot ? -O da makinist! -Ölmezliği yok mu ? -Var. Ama değişik bir şey bu! O zaman atlı idi. Eski değersiz kitapları okuyor, bir berber leğenini miğferi olarak kafasına geçiriyor, kadidi çıkmış bir ata biniyor ve dünyayı kurtarmaya gidiyordu. Şimdi ise makinisttir. Politeknik okulunda okudu, diploma aldı, mesleğinde çalışıyor. Gördüğü yel değirmenlerini dinamitiyle uçuruyor. Buharla çalışan değirmenler, yollar, köprüler, demiryolu istasyonları yapıyor. Modernleşti. Buhar makinalarına, otomobillere, uçaklara biniyor. Uzun at öldü. Artık Carmen'in <işe yaramazlar>lar sepetindedir o .
Reklam
Azrail Türkçe konuşur mu? “Ayaklarım kopmuş, her tarafım kan revandı. Herhalde birazdan Azrail gelir diye düşünüp bildiğim duaları okumaya başlamıştım ki birden karşımda sizi gördüm. Sizin bize ölüm meleği kişinin en sevdiği insan suretinde gelir dediğiniz hatırıma geldi. Herhalde Azrail Ramazan Hocam’ın suretinde geldi, diye düşündüm. Ama baktım, Azrail Türkçe konuşuyor, bu kadar da olmaz, Azrail Türkçe konuşur mu? Bu Ramazan Öğretmenimin ta kendisi, dedim.”
"Elektroşokun başlangıcı ve bitişi vardır.Ve ortası yoktur.İnsan için, hasta insan için.Ama ben o ölüm ortasını yaşadım.Ve işte şokun tam ortasındayım.Elektroşok verilirken düşünüyorum ve duyuyorum: ….İşte şimdi olaylar o denli ileri gitti ki, bana elektroşok veriyorlar/belki de beni elektroşokla konuşturma yöntemine gidiyorlar/doktor eve gelmiş olmalı/üstelik elindeki şok gereci garip bir gereç/tahta bir boyacı sandığı gibi/kimbilir belki de elektriği iyi ayarlayamadı/ya da kent ceryanı işte/yükselir alçalır/ve öldürür insanı/ve işte beni şimdi evimde şok komasına soktular/konuşturmak mı istiyorlar/kocam gerçekten aldatılıp aldatılmadığını öğrenmek mi istiyor/aldatılsa ne olur aldatılmasa ne olur/konuşturuyorlar mı/konuşuyor muyum/bana bunu yapmamalıydılar/bir gizlim yok ki/hepsine her zaman hastayken de iyi davrandım/kimseye bağırmadım/kimseye saldırmadım/acıları kendim çektim her zaman/öleceğim de ne olacak/ölsem ne olur/ama şokun derecesini çok kaçırdılar/işte elektriğin dişlerimdeki metal dolgulardaki titreşimini duyuyorum/dayanılır gibi değil/böyle şoklar altında ölenler olduğunu biliyorum/bunları bana anlatmışlardı/hastanelerde dersleri dinlerken duymuştum/öğrenmiştim/başımda Süm var mı/olamaz/annem erkek kardeşim kocam/şok içinde onların başımda olduğunu anlıyorum/doktorun da kim olduğunu biliyorum/biraz sonra gözlerimi kapayınca öleceğim/artık uğraşacak kimseleri kalmayacak/istedikleri ne/yaşamımı elektrikle bitirecek kadar/kızmıyorum/salt iyiliğimi istiyorlar/doğal bir olay mı bu/yaşayarak düşünerek yaşanacak olay mı bu/belki de doğal.”
Molly Kendal 'dan
Ben, burayı Sanderson' lardan çok daha iyi yönettiğimizden eminim. Bir defa onlardan daha cazip ve hoşuz. Sen, yaşlı ninelerle tatlı tatlı konuşuyor, artık umutsuzluğa kapılmış kırklık, ellilik teyzelere onlarla sevişmeye can atıyormuş gibi bakmayı başarıyorsun. Ben de yaşlı centilmenlerle kırıtıyor, onların kendilerini seksi köpekler sanmalarını sağlıyor ya da duygusal ihtiyarların karşısında, keşke benim de böyle bir kızım olsaydı, diye düşünmelerini sağlayacak küçük, tatlı masum kız rolü yapmayı başarıyorum. :)))
Sayfa 30 - Altın Kitaplar
Alican bayar
KENDİYLE KONUŞUYOR AYNADA BİR DELI Uçurumdan aşağı yuvarlamak da varmış bir martıyı Rüzgar, dağlarda saklamış katilini bunca zaman Kıymeti yok artık aşkların yaşamaya, Dermani yok artık ellerimin, Ellerini tutmaya. Sana uğraşma diyorum! Öpüşe öpüşe geri getiremezsin dudaklarının zarafetini Salyangozlar kadar onuru olmalı
Sayfa 13
Reklam
370 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.