Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ATSIZ’IN HİKÂYELERİ: Hikâye, Atsız'ın sanatında en az yer bulan bölümdür. Ömrü boyunca sadece beş hikâye yazmıştır. Onların da dördünü 1931 yılında yayımlamıştır. 1941'de yazdığı beşinci hikâye ise Bozkurt dergisinin Temmuz 1941 tarihli 11. sayısında yayımlanmış, fakat bu sayıda dergi kapatılmıştır. Beşinci hikâye ancak 1966 yılında
kendime çok acımasızım kendime acı veriyorum annen konuşuyor sana acımasız mıydım seni üzdüm mü
Reklam
Ölüm Konuşuyor
kalabalığın içinde bir kadın beni itip kaktı ve bu da kim diye başımı çevirdiğim an'da beni itip kaka­nın Ölüm olduğunu gördüm. Ölüm bana baktı ve tehditkar bir har­eket yaptı.
Anadolu’nun bu son ağıtçısı her seferinde ölünün kapıdaki ayakkabılarına bakarak iç geçirdi, rahmetlinin henüz yorgan döşek gezen kokusunu içine çekti, mevtanın elbiselerini kucaklayıp bir yakınından hikayesini dinledi. Ölenin kim olduğunu, neler yaşadığını, hangi zorluklarla büyüdüğünü, neden öldüğünü, hangi muradını tamamlamadığını, içinde hangi
"Hiç kimsem yok," diye düşündü acıyla, "günün birinde köpek gibi geberip gideceğim ... canımı neyin yaktığını biliyorum, safrakesesi değil bu ... içimde büyüyen ölüm ... ben darbe yedim bir kere, artık hiçbir profesörün, hiçbir kürün yararı yok bana ... insan altmış beşinden sonra artık sağlıklı olamaz ... içimi neyin oyup deştiğini biliyorum, ölüm bu ... ve önümdeki üç beş yıllık ömür yaşamak olmayacak artık, ölmek olacak, sadece ölmek ... Zaten ben ne zaman yaşadım ki, ne zaman? .. kendim ... kendim için ne zaman yaşadım? .. Hayatım nasıl bir hayattı. Sırf para kazanmaya çalışmakla geçti, para, para, para ... hep başkaları için, peki şimdi ne faydası var bunun bana? .. Bir karım oldu, gencecik bir kızken evlendim onunla ve ilk ben sahip oldum, bana bir çocuk doğurdu; yıllarca aynı yatakta aynı havayı soluduk ... peki şimdi, şimdi nerede o kadın ... yüzünü tanıyamıyorum artık ... Benimle bir yabancı gibi konuşuyor ve benim hayatımı hiç düşünmüyor, ne hissettiğimi, ne düşündüğümü, acılarımı asla aklından geçirmiyor ... yıllar geçtikçe bana o kadar yabancılaştı ki... Nereye gitti, nerede o... ve bir çocuğum oldu ... büyüyüp yetişkin oldu ... ben de artık yeni bir hayata başlayabileceğimi düşündüm, kendimi layık gördüğümden daha parlak, daha mutlu bir hayata başlayacağım, ölümden uzaklaşacağım... ama kızım benden uzaklaştı ... geceleri gidip erkeklerle düşüp kalkıyor ... Tek başıma öleceğim ben, tek başıma ... Çünkü onlar için çoktan ölmüşüm ... Tanrım, Tanrım ... hiç bu kadar yalnız olmamıştım ... "
Bu Yezidilerde bir, birçok giz vardı. Durmadan onlara, şeytana, tavuskuşuna, güneşe tapıyorlar, diye zulmediyor, onları öldürüyor, tükettik sanıyorlar, bir de bakıyorlardı ki yıllar son- ra, dağlara kaçıp orada çoğalmış Yezidiler, dağlardan inmişler, Laliş koyağını doldurmuşlar. Beyler gene din uğruna Yezidileri kırıyor, kalanlar gene dağlara
Reklam
Çayı içen insan değil, çay insanı içiyor. Pipoyu tüttüren sen değilsin, pipo seni tüttürüyor. Kitap beni okuyor. Televizyon beni izliyor. Nesne bizi düşünüyor. Hedef bize isabet ediyor. Sonuç bizim nedenimiz oluyor. Dil bizi konuşuyor. Zaman bizi yitiriyor. Para bizi kazanıyor. Ölüm yolumuzu gözlüyor.
Sayfa 90 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Heveeeeeeeeees! Heves Ali! Yaşlanınca ne çok içinden konuşuyor insan. Nasıl da boğum boğum insanın içi de, dinleyeni yok. Alıp karşısına konuşanı yok. Sarılanı, ağlayanı, güleni yok. İnsanın sözünü tamamlayanı yok. Haline yananı yok. Şu karşıki dağda lambalar yanar sönermiş, içimdeki közü söndüren yok! Dilimin üzerinde bir kelime geziyor elli yıldır, alıp silen yok!
Sayfa 129 - Everest Yay.Kitabı okudu
Beni sarsan bir pasaj oldu bu.
Ölüm düşünülemezdir ve biz bu düşünülemezden hareketle konuşuyor ve düşünüyoruz, ki bu da sadece, ölümün bir canlının fikri olduğundan, bu çelişkiye ve tersliğe yazgılı olduğundan böyledir: Hayatın bize verdikleri bizi ölümü düşünmekten alıkoyar, ama hayatın bize verdikleri aynı zamanda ölümlüdür. İzi ne kadar uzağa sürülürse sürülsün, ölüm düşüncesi, onu üreten bir yaşayan olmasından ötürü mahkum edilmiş bir düşüncedir.
Sayfa 471 - Lacan ve Ölüm, Meltem KütahneciKitabı okudu
451 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.