İbrahim, üniversiteden arkadaşı olan Nihat’ın intihar görünümlü ölümünü araştırmak üzere Dersim’e gider. Nihat ile hem samimi arkadaşlıkları hem de mahpusluk zamanında mektuplaşmışlıkları olduğu için Nihat’a manen yakındır İbrahim. Öykünün iki ana izleğinden biri bu; İbrahim’in Dersim’e gidip Nihat’ın ölümünü bir gazeteci olarak soruşturması. Tanıkları dinleme, Dersim’de aktif siyaset yürütenlerin yaşadığı zorluklar (yaşanılan zorluktan kastım direkt ölüm; fiziksel takip, sözlü taciz vs ile sınırlı değil), egemen gücün baskısı ve benzeri her şeyi hissediyoruz.
Paralel anlatıda ise Nihat’ın İbrahim’e mahpusken yazdığı mektuplardan derlenen ve Dersim Katliamı ile ilgili masal, hikaye, ironi dolu anlatılarla bezeli muhteşem metinler var zira Nihat’ın en büyük hayali Dersim Katliamı’na dair bir kitap yazmak. Kitabın sonu ise sürprizle dolu. Yakın dönem tarihsel acıları, katliam ve kıyımları işleyen bir yazar olması çok kıymetli.