Dinler Üzerine
Bireyler, birbirlerine neler borçlu olduklarının farkına ne kadar çok varırlarsa, din aracılığıyla ne aradıklarını da o kadar iyi idrak edebilirler. Eski Mısırlıların, ölümsüzlüğün yalnızca firavunlar için değil, herkes için mümkün olduğunu söyleyen yüzeysel ve tuhaf düşüncesi artık yersiz görünmüyor bana: Ölümsüzlük, yaşamı sürdürmenin de
Sayfa 125-126
Aklının korunması için Tanrı’ya ilk yalvaran insanın dileği yerine getirildi. O günden bu yana insanın aklı, Tanrı tarafından korundu. Belki bir kasada, belki de cennette. Çünkü aklın, insan bedeninden kaçabileceği beş delik ve akıl yoksunu bedende delilik vardı. Akıl, insandan korundu. İnsan, beş duyulu bir hayvan oldu. Bedeni ölümlü, aklı korunan, beş duyulu bir hayvan. Tanrı’nın insan olarak doğacağı güne kadar böyle sürecek. Aklı, insanla öldüğü gün öpüşecek. Hayattakilerse son ana kadar koklayacak, duyacak, görecek, tadacak, dokunacak ama asla düşünemeyecek. Çünkü aklı alınmış insana bırakılmış olan beyin, sahibine sadece hayal veren bir organdır. Var olanın üzerine kurulan hayaller. Oysa akıl, yoktan düşünce yaratır. Yoktan var etmek bir düşünce, yoktan var ettiğini düşünmek bir hayaldir. İnsan düşünmez, düşündüğünü hayal eder. Akıl sadece Tanrı, beyinse bir çocuk tarafından korunabilir. İnsanı koruyansa ölümdür. Bir hayal organıyla yaşadığı sürece kendine zarar verecek olan insanı sonsuz acıdan kurtaran ölüm, doğumdan üstündür.
Reklam
~~~ Çirkinin, yalanın ve kötünün hüküm süreleri, yani onlara verilen etki izni, iyinin, güzelin ve doğrunun hüküm sürelerinden, tabiatları gereği daima daha kısadır. Düşünmek gerekir, çirkinin güzelden, yalanın doğrudan, kötünün iyiden, çürüğün sağlamdan daha uzun ömürlü olmasına nasıl ihtimal verilebilir? Çünkü bunların umudu yoktur. Oysa olumlu özellikleri çevreleyen umut ve sevinç hâleleri gözükür daima. ~~~
Üç Elektroşövalye
Kaçınması gereken bir tek şey vardı; uzun uzadıya düşünmek. Çünkü düşünmek, kuvars beyninin ısınmasına neden oluyordu, bu da onu yok edebilirdi.
Sayfa 14 - İletişim Yayınları
"Çatışma durumlarında en iyiyi düşünmek daima işe yarar. En kötüyü beklemek-güvensiz bağlanan kişilerin tipik davranışı- genellikle kendini gerçekleştiren kehanet olur. Partnerinizin kırıcı olacağını ya da sizi reddedeceğini düşündüğünüzde, otomatik olarak savunmaya geçersiniz-ayrıca bir olumsuzluk kısırdöngüsü başlatırsınız. Fakat kendinize yukarıdaki "olumlu gerçekleri" -başta yarım ağızla da olsa-telkin edebilirsiniz,bu çabaya da değer. Olumlu gerçekler çoğu zaman diyaloğu doğru tarafa yönlendirir."
Sayfa 222 - Aganta YayıneviKitabı okudu
"Yani..." dedim bir şeyler söyleme ihtiyacı hissederek. "Ne diyeceğimi bilemiyorum. Her şey bir anda gelişti ve ben buraya gelirken böylesine detaylı şeyler beklemiyordum. Ben biraz düşünmek istiyorum." dedim. Aslında umut verici bir şey dememiştim ama onun yüzünde tekrar belirgin bir gülüş hâkim oldu. "Tekrar görüşeceğiz yani," dedi sadece, bunu bekliyormuş gibi. Başımı olumlu anlamda sallayınca "Sen nasıl istersen, Mihriban..." dedi hafifçe başını eğerek. "Benim sana olan sevdam kendi içimde oldukça eski. 'Bugün gel, iste,' de, bir dakika durmam. "On yıl görüşelim, tanıyayım seni,' de, ona da boynum kıldan ince. Sen nasıl istersen öyle yapalım. Yeter ki beni tanımak için bana bir şans ver."
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.