Hayatın arzuna göre şekillenmezse üzülme sakın.
Sabret! Zira sabır acı da olsa meyvesi tatlıdır.
Düğümlenmiş bir işten dolayı endişelenme sakın.
Çünkü ölümsüzlük suyu karanlıklar içindedir.
Ey felaketlere maruz kalan kişi, hüzünlenme boşuna.
Yüce Allah'ın daha nice gizli lütufları vardır.
Hayatın arzuna göre şekillenmezse üzülme sakın.
Sabret! Zira sabır acı da olsa meyvesi tatlıdır.
Düğümlenmiş bir işten dolayı endişelenme sakın.
Çünkü ölümsüzlük suyu karanlıklar içindedir.
Ey felaketlere maruz kalan kişi, hüzünlenme boşuna.
Yüce Allah'ın daha nice gizli lütufları vardır.
Hayatın arzuna göre şekillenmezse üzülme sakın.
Sabret! Zira sabır acı da olsa meyvesi tatlıdır. Düğümlenmiş bir işten dolayı endişelenme sakın.
Çünkü ölümsüzlük suyu karanlıklar içindedir. Ey felaketlere maruz kalan kişi, hüzünlenme boşuna.
Yüce Allah'ın daha nice gizli lütufları vardır.
Ne ölümü düşünmüşüm ne öleceğimi.
Mezarları ve mezarlıkları hep başkalarına ait yerler olarak hayal etmiştim. Binlerce kabrin yanına, binlerce çukurun yanına açılacak olan kendi kabrimi, kendi çukurumu hiç dikkate almamıştım.
Aldığım her nefes ile nefes nefese yaklaştığım kendi kabrime, kendi çukuruma bakarak, ölümün ne anlama geldiğini hiç düşünmemişim. Bildiğim fakat anlamadığım, ne anlama geldiğini hissetmediğim bir gerçekmiş ölüm. Ve ben bunu şimdiye kadar hiç ama hiç anlamamışım. Ateşi bilip de sıcaklığını hissetmemek, hatta ve hatta soğuk zannetmek gibi bir akılsızlık, bir duyarsızlık içindeymişim.
Tıpkı şu insanlar gibi. ''Elbet bir gün öleceğiz'' demelerine rağmen ölecekleri o güne daha çooook zaman olduğunu, daha pek çooook yasayacaklarını zanneden, bu zan ile ölümü ve öleceklerini hiç akıllarına getirmeyen, biri iki, ikiyi dört, dördü sekiz yapmaya çalışan, ölümsüzlük ağacının yegane meyvesi olarak gördükleri parayı ele geçirebilmek için paralandıkça paralanan.
Allah'ı müşteri çekleriyle hatırlayıp, samimi bir kalple ''İnşallah karşılığı vardır. İnşallah karşılığı vardır'' zikrini yapan, gerçek bir şaşkınlık içinde oradan oraya koşuşturan şu insanlar, şu insanlar gibi. Uyurgezerden ziyade uyur-yaşar olan bu insanlar, hiç kuşkusuz ki, ölümün ve ölecek olmanın ne anlama geldiğini bilmiyorlardı.
Ve bu uyur yaşar insanlardan biri olan ben, uyanmıştım, uyanmıştım ama demirin sertliğini, demiri düşünerek, demire elimle usulca dokunarak değil, demire kafamla toslayarak anlamıştım.
Ve gece senin gibi başladı. Avuçların avuçlarımda
rüyasını gördüğüm birer altın meyveydi, ölümsüzlük meyvesi.
Birer güvercindi avuçların avuçlarımda, hayalimi uzak
iklimlere kanatlandıran birer güvercin. O anda ölüm de hayat
kadar güzeldi.
Hayatın arzuna göre şekillenmezse üzülme sakın.
Sabret! Zira sabır acı da olsa meyvesi tatlıdır.
Düğünlenmiş bir işten dolayı endişelenme sakın.
Çünkü ölümsüzlük suyu karanlıklar içindedir.
Ey felaketlere maruz kalan kişi, hüzünlenme boşuna.
Yüce Allah’ın daha nice gizli lütufları vardır.
Hayatın arzuna göre şekillenmezse üzülme sakın. Sabret! Zira sabır acı da olsa meyvesi tatlıdır. Düğümlenmiş bir işten dolayı endişelenme sakın. Çünkü ölümsüzlük suyu karanlıklar içindedir.
Ölümsüzlük ağacının yegane meyvesi olarak gördükleri parayı ele geçirmek için paralandıkça(!) paralanan, Allah'ı müşteri çekleri ile hatırlayıp, samimi bir kalple "inşaAllah karşılığı vardır, inşaAllah karşılığı vardır..." zikrini yapan, gerçek bir şaşkınlık içinde oradan oraya koşuşturan şu insanlar...
Mutlulukların mutluluğu olan bir düşüncenin düş kırıklığına uğramış yaşamları! Ne yazık ki demek! Her şeyle eğlenmek ya da insanları eğlendirmek, önemli olan sadece budur! Bu mutluluğu asla hatırlatmadan onları güçlerini yaşam sahnelerinde ziyan etmeye sürüklemek! Sürüler halinde itmek onları ... ve onları dağıtmak yerine aldatmak, her bireyi tek
Hayat ağacının meyvesi insandır ve iliklerimize kadar işleyen var olma arzusunun ve niyetimizin asıl hedefi ölümsüzlük şuurunu keşfetmektir. Bunun nasip olması ise dersi doğru anlayıp tekrar aynı karmalara düşmemekle birlikte zeka ve ferasetle yol almakla ilişkilidir. İşte buna rüyaya uyanmak diyoruz.