Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
144 syf.
·
Puan vermedi
Gırnata’nın berrak göğü altında ilk kez bir ağaca tırmandığın, kuşların peşinden koşarken dizini yaralayıp ağladığın ,gençliğini tarlalarında esen rüzgarın yüze değen yumuşaklığını hissederek anımsadığın , muhabbet duyduğun, hislerini paylaştığın, ailen bildiğin, atalarını gömdüğün topraklara; bedeninde gezinen ve damarlarında hayatının nabzını
Son Endülüslü
Son EndülüslüAhmed Emin · Etiket Yayınları · 2018219 okunma
''Zaman bazı isimleri silikleştirmişti, okunmuyordu. Demek ki mermerde bile kesinlik yoktu. Hiçbir şeye güvenilmezdi, bir ölü vücudu bir yeraltı eylemiydi, bir yerlerde illegal bir biçimde planlanıyordu. Ve ölümün kendisi hiçbir meşruiyet içermiyordu. Bir kalp krizinin, bir kanserin ya da şafak sökmeden led ışıklarıyla aydınlatılmış ama yine de karanlık köşeleri bulunan muğlak bir cezaevi avlusunda apoletleri ve çizmeleri soğuk soğuk parlayan hazirunun boğuntulu bakışlarla izlediği ipe çekilmenin nasıl bir meşruiyeti olabilirdi ?
Reklam
Ölümün Avlusunda
"Üstümüzde gün ışığı, alnımızda rüzgar Yaşamak hükmünü sürdürse de tenimizde Herkes biraz kendi cenaze töreninde..."
Sayfa 31 - Kırmızı KediKitabı okudu
cami avlusunda imam, ölümün bu dünyadaki en anlamlı nasihat olduğunu söylüyor. "şimdi," diyor, "bu nasihate kulak verin ve bir an için kendinizi ölünün yerine koyun." şimdi çenem bağlı, tabutun içinde yatıyorum, diye düşünüyorum. beni hareket ettirecek bir ip, bir el yok. çenem bağlı, istesem de konuşamam. şöyle diyemem mesela: herkesin bildiği ölümü ben mahrem sandım. hayat tabutun dışında öyle aldırışsız devam ediyor ki, içeride ben utandım! dilencilerin, dileneceğine çalışsana, diye azarlanmaları gibi, ben de tabutun içinde hareketsiz yatarken, öleceğine yaşasana, diye azarlandım ve kendi ölümümden utandım
Ölümün Avlusunda
Yaşamak hükmünü sürdürse de tenimizde Herkes biraz kendi cenaze töreninde..
113 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.