Ahlak anlayışını edebi kurgu içinde ele alan Tolstoy'un okuduğum en iyi öykü kitaplarından birine imza atmış olduğunu söyleyebilirim.
Rus edebiyatının en iyi ismi olmakla kalmayıp kitaplarının popülerliğini ülkemizde de koruyor olması, beğenilmesinden değil, Oğuz Atay gibi popüler kültürün de bir kurbanı olduğunu rahatça söylemek mümkün.
Bana kendi alevlerimde yanmayı, kül olmadan kendimi yenileyemeyeceğimi öğrettiğin için teşekkür ederim Nietzsche. Acılarımı, ümitlerimi, kırılganlığımı ve gözyaşlarımı kontrol altına alabilmemde bana güç verdin. Hâlâ kırılgan ve hassas olduğumu biliyorum çünkü bu benim karakterimde var ve bunun değişmesi çok zor gözüküyor. Fakat yine de eskisine
Tarihe geçmiş insanların ölmeden önce son sözleri...
Leonardo Da Vinci:
-"Çalışmalarım olması gereken kaliteye erişemediği için tanrıyı ve insanlığı gücendirdim."
Oğuz Atay:
-"Sevinmeyin daha ölmedim."
Ünlü seyyah Marko Polo:
-"Kimse bana inanmayacağı için gördüklerimin yarısını bile
Örneğin acının, yoksulluğun, sefaletin, ölümün ve bu buna benzer
tüm kötülüklerin olmadığı bir dünya hayal edelim. Açlık mı? Yok, herkes
rahatlıkla istediğini yiyip içebilmekte, çok güzel yerlerde barınabilmekte. Aşk
acısı? Yok, herkes istediği kişiyle beraber olabilmekte. Kimse kimseyi
kıskanmıyor, herkes birbirinin iyiliğini düşünüyor. Her şey dört dörtlük. Hatta
öyle ki birbirimize iyilik yapmaya bile gerek yok, kıskançlık olmadığı için aşkın
da tadı çıkmıyor. Çalışma yok, dert yok tasa yok… Böyle bir dünya bizde
duygu denilen bir şey bırakmazdı sanırım. Yüzyılların getirdiği kültür, uygarlık,
edebiyat, felsefe çöp olup giderdi. Özlem, aşk, hüzün ve belki de huzur,
mutluluk törpülenir hatta biterdi. Eğer evren bir simülasyonsa, bu simülasyonun
kodlarında büyük bir kargaşa çıkardı, arıza çıkar ve bir müddet sonra
simülasyon yok olurdu. Yani işin ironik tarafı tam hedeflenen mükemmeliyete
varınca mevcudiyet ortadan kalkardı. Yüzyıllar boyunca özlenen, hedeflenen o
kutsal gün aslında her şeyin bittiği günle aynı.
Ve bir gün 'ölüm' fikrini değiştirir..
"Ertesi gün hiç kimse ölmedi."
Ölmemek; insanların başına gelmiş ve gelebilecek olan en güzel şey midir? Yoksa bir felâket midir?
Hızlı bir girişle "Ertesi gün hiç kimse ölmedi." diyerek başlıyor hikaye. Böyle bir girişle kitabın içine girmemek ve o dünyada kaybolmamak çok zor..
Ölümün
Gecenin üzerime örttüğü çiy damlalarından kurtulup, doğrularak günün ilk öğününü, belki de mideme girebilecek birkaç lokmayı bulabilmek için hayatın içine atılıyorum. Benim olan tek şey şuradaki boş çöp tenekesinin yanında duran karton parçası. Gecenin ayazında bedenimin bütün sıcaklığını çekti oda. Beni sömürdü resmen, taş gibi kalktım yattığım
____
Ölümün sizi tehdit etmesi gibi bir durum büyük bir lütuf: Hiç durmaksızın yazdım durdum, çünkü yazmam gerekenleri bitiremeden öleceğimi sanıyordum. Felaketle sonlandığında o eser daha büyük olmaz mı? Ölümün ağzımdaki tadı bana hem bir yön çizdi hem de cesaret verdi. En önemlisi bana kendim olma cesaretini verdi.
____
Gece, gece hülyalarımızın büyük ve ebedî mimarı, sen ebediyetin sonsuz yüzü, ölümün mûnis kardeşisin; onun içindir ki ruhuna sahip her insan, kendisini ancak seninle ve sende tamamlanmış bulur.
____
Leonardo Da Vinci:
-"Çalışmalarım olması gereken kaliteye erişemediği için tanrıyı ve insanlığı gücendirdim."
Oğuz Atay:
-"Sevinmeyin daha ölmedim."
Ünlü seyyah Marko Polo:
-"Kimse bana inanmayacağı için gördüklerimin yarısını bile anlatmadım."
İngiltere kralı III Richard savaş alanında atı yaralandıktan sonra
Şair olarak tanıdığım 1000K dan şiirlerini takip ettiğim UĞUR UKUT bey benim gibi takipçilerini resmen ters köşeye yatırdı.
Neden mi? Şiir kitabını beklediğim Uğur bey beklenilenin tam tersine fantastik ve bilimkurgu türünde bir roman yazmış; hem de terminolojisi ağır bir uzay bilimkurgu romanı. Galiba ülkemizde de bir ilk bu kitap, bildiğim
Grubumuzla Stephen King okumaya karar verdiğimizde daha önce 2 kitabını okumuş (göz, hayvan mezarlığı) ve çok beğenmiş olduğumdan diğer kitabını seçerken çok tereddüt yaşadım. Acaba hangi kurgusunu okusam? diye. Elimdeki sayfa olarak en kalabalık kitabı okumanın en güzeli olacağına karar verdim ve 1.216 sayfalık Mahşer yolculuğu böyle
Yahuda İskariot; İsa'yı ele vererek ölümüne sebep olan kişi... Çirkin havari, sadık öğrenci, sevgi ve öfke bileşiminin vücut bulmuş hali... Zavallı hain Yahuda!..
Hz. İsa, Hristiyanların peygamberi, İncil kitabının elçisi, İsrailoğullarına gönderilen son peygamberdir ve bir öğreticidir, öğretmendir. Yahuda ise onun, çirkinliği ısrarla