Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ömer Fırat Çağlar

Reklam
…dizüstü bilgisayarını açar, bir trenin Özbekistan’dan geçtiği filmler izler. Uçakların kısa pistlerde havalandığı. Helikopterlerin Bering Denizi’nin üstünde döndüğü filmler. Bütün ülkelerin hükümetlerinin aslında kendi çıkarlarının peşinde koştuğunu, sermayenin insanları yiyip bitirdiğini, dünyanın sonunun geldiğini ve bizim tüm bunların ortasında sıkışıp kaldığımızı düşünen insanların konuşmalarını dinler.
"İşte ben, bu alışkanlıklarından biri olmak istemem. Senin düzenle olan bağlarından biri. Sabahki diş fırçan, ya da kolunun altına sürdüğün deodorant, ya da yumurtalı şampuan olmak istemem. Bunların günlük mutluluğunda, rahatlığında belki sadece ufak bir payları var. İşte ben bu gündelik mutluluğun daha büyük bir payı olmak istemem. Yani daha rahat olman, korkmaman için örneğin, destek olamam sana. Düzenle bütün bağlarını koparabildiğin zaman, ki bu cesaret ister, bu cesareti gösterebildikten sonra zaten karanlıktan korkmayan biri olursun. O zaman yine beni seversen, bu sevgi kabulümdür. Tamam mı?"
Sayfa 185 - İletişim YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
sait faik yalnızlığı...
Demin geçtiğinden bahsettiğim sandal, tekrar ters yüzüne geçti. Bu sefer daha yakından. İçindekileri de tanıdım. Köpeğimle aşinalık ettiler. Bir daha geçerlerse “Buyurun yahu, birer cıgara içelim,” diyeceğim. Birbirimizi ancak tanıyoruz ama ne zararı var! Yarım saattir yalnız sineğin vızıltısını duyuyorum. İşte yunuslar geçiyor. Oh! Hiç olmazsa yunuslar geçiyor.
Sayfa 30 - Türkiye İş Bankası
evet kötü oldu, çok kötü.
Dünya değişiyor dostlarım. Günün birinde gökyüzünde güz mevsiminde artık esmer lekeler göremeyeceksiniz. Günün birinde yol kenarlarında toprak anamızın koyu yeşil saçlarını da göremeyeceksiniz. Bizim için değil ama, çocuklar, sizin için kötü olacak. Biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük. Sizin için kötü olacak. Benden hikayesi.
Sayfa 7 - Türkiye İş Bankası
Reklam
İki binli yılların ortalarında toplu konut bölgesindeki Susuz Gölü’nün yakınlarından geçenler, çevresi park olarak düzenlenmiş, etrafı çitle çevrilerek girişine Göksu Park tabelası asılmış bu küçük göle bakıp, “Burası eskiden ayyaşlarla doluydu, kimin ne yaptığı belli değildi, şimdi ne kadar güzel!” dediklerinde çabucak taraftar topladılar. Büyük yalanlar çabucak taraftar toplar.
Sayfa 135 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Kız belli ki, herkesin kendisine hayran olduğunu düşünüyordu. Zaten bu dünyada çoğunluğu, herkesin kendisine hayran olduğunu düşünenler ile kimsenin kendisini sevmediğini düşünenler oluşturur, geri kalanlar ise Vüs’at O. Bener okurudur.
Sayfa 114 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
İlhan gülüyor ama gülmek çoğu zaman rüşvettir. Bunu biliyor. İnsanların birbirlerini etkilemek için, sevilmek için ne tür numaralara başvurduklarını, ne taklalar attıklarını biliyor. Kocaman bir sirk kurup kaldırıyoruz her gün hiç üşenmeden. İp cambazlarımız var, ateş yutan adamlar, palyaçolar, dans eden atlar ve tabii çemberin içinden geçen aslan ve tabii hepsini biliyor İlhan...
Sayfa 96 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
“Karman çorman hissedişin tane tane çözüleceğini, yeniden, bu kez mükemmel bir düzen içinde bir araya geleceğini ve hayatın bir anlama kavuşacağını hayal etmek: yazmak.”
Sayfa 68 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Ölüm, ölüler için hiç de korkutucu değildir oğlum, dedi. Hayat gibi ölüm de sen öldüğünde biter... Sadece canlılar korkar ölümden.
Sayfa 97 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Korkacak bir şey yok hayatta... Hayat, yaşamaktan başka işe yaramaz. Cimri adamlar gibi her şeyi erteleyerek hayatı biriktirmeye kalkmak budalalık olur. Birikmez çünkü... Sen harcamasan da o kendi kendini harcar, tükenir.
Sayfa 92 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Ben en büyük cesaretin Flaubert’in kitabını eleştirmek olduğu, kavramları, duyguları, düşünceleri roman kahramanları üzerinden kavrayan bu dünyayı seviyordum, bu dünyada yaşamak istiyordum. Buraya aittim. Hayatımı edebiyat tartışarak, edebiyat öğrenerek, edebiyatı seven insanlar arasında geçirmek en büyük hayalimdi, Nermin Hanım’ın her dersinden sonra bunu bir kez daha anlıyordum. Edebiyat, hayattan daha gerçek ve daha eğlenceliydi.
Sayfa 43 - Everest YayınlarıKitabı okudu
once upon a time
Aç işsizler için hayat kurtaran üçlük seçenekler var hâlâ çok şükür. Makarna ve margarin sözgelimi. Bol tuzla kaynat bir tencere su, at içine koca paketi, kıvama gelince süz, erit yarım kalıp margarini, dök üzerine makarnayı, karıştır, otur afiyetle ye. Maksimum üç lira! Ekmek ve salça ya da. Yar ekmeğin karnını, sür arasına salçayı, göm bir güzel. O da en fazla o kadar... Ama en şahanesi tavuk döner. Bul İstiklal’de münasip bir büfe, versin eline yarım ekmek döneri, bir yandan çiğne proteini, bir yandan avarelik et caddede. Üç lira üç!
Sayfa 99 - Can YayınlarıKitabı okudu
Solveig evdeki etkinlikten hoşlandığını ifade etmişti ama Doppler, bu kadarcık şeyin evdeki mevcudiyeti için yeterli bir gerekçe olmadığını hissediyordu. Evi çekip çevirmenin parasal karşılığını ölçmek zordu. Buna çok kafa yordu. Milyonlarca insan, özellikle de kadınlar kuşaklar boyu bunu içlerinde hissetmişlerdi. Bu bir işti. Tabii ki öyleydi. Bedenini kullanıyordu, öncelikle ellerini ama sırtını ve bacaklarını da. Gün boyunca yüzlerce eşyayı bir o yana, bir bu yana taşıyıp duruyordu. Bu da acısı birkaç yıl sonra çıkacak olan yüklenmelere ve yıpranmalara sebep oluyordu. Günün önemli bir kısmında aktif olarak çalışsa da bundan para kazanamıyordu, yani geleneksel anlamda. Ne kadar önemli bir iş yaptığını düşünürse düşünsün, bunun 73.400 krona tekabül etmediğine kalıbını basardı Doppler. İnsan böyle bir şeyi nasıl ölçer? Bu, pek net değildi. Doppler cevabı bilmiyordu ve birilerinin bildiğinden de emin değildi.
Sayfa 66 - YKYKitabı okudu
Yangtze Nehri benim, diye düşündü Doppler. Gömülüp yok olan köylerim ben. Plastik çöplerim. Besinden yoksun verimli topraklarım. Kafamın içinde bir baraj kuruldu bir ara, doğal akışa engel oluyor, diye düşündü. Bunu Solveig’e nasıl anlatabilirim? Olmaz, çok geç, her şeyin anında söylenmesi gerekiyor, söylenmezse kemikleşiyor, başka şeylerin altında kalıp görünmez oluyor.
Sayfa 64 - YKYKitabı okudu
113 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.