Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Biliyordum, çok büyük bir hata yaptım. İnsanım ben de beşerim şaşarım bazen. Lakin hiçbiri geçerli akçe değil, farkındayım. Yaptığım yanlış seni yargılamak ve suçlamak oldu. Geçmişte o zamanlar öyle düşünmediğim halde şimdi öyle düşünüyormuşum gibi astım, kestim hatta biçtim. Çok büyük bir hataydı. Geleceğe yönelik de iddialı sözlerde bulundum. Aslında bunların hepsi, seni tekrar bulmadan önce, yeniden kaybetmekten korkuyor olmamdan ileri geliyordu. Korkuyordum ve suçluyordum. Şu insan dediğimiz şey ve bazen de ben ne kadar da alçalabiliyoruz. Oysa sevgimizin ne kadar derin bir şey olduğunu hatırlasak, o zaman hepsine, o feci sözlere, o yaralayıcı davranışlara, hepsine üstün gelmez mi? Gelir elbet, bundan eminim. Bendeki değişim bundandır şüphesiz..." (Martin'den)
Hakikate karşı hatayı savunmuş olsak bile, düşündüğümüz şeyi yine de savunmamız gerekir sanıyorum, ama aynı zamanda hakikati istemekten hiç vazgeçmemeli ve zihnimizde bir ışık çakacağı andan itibaren, hangisi olursa olsun, fikirlerimizden vazgeçmeye de hazır olmamız gerekir. Ama zihnimizde parlayacak o ışıktan önce değil.
Sayfa 183Kitabı okudu
Reklam
...Mezopotamya'da insan denilen varlık için tüm yaratıcı sonuçlar önce hayal etmekle başlar diyebiliriz. Bu coğrafyada insan Tanrılara karşı iradesinden, kişiliğinden ve özünden uzaklaşıp ruhunu zayıflatarak kutsi gördüğü irade önünde kendi iradesini reddetmiş olup insan bilinç ve zekasına daha az yer vermeye kendisini mecbur etmiştir.
İnsan hayatı boyunca çalışıp didindiği şeyden yaşlılıkta zevk alamaz bu denli zor eriştiği pozisyonu artık dolduramaz, yani şeyler ona geç ulaşmıştır. Ya da tam tersi olur, özel olarak çabalayıp elde etmek istediği şeylere o geç ulaşır. Zamanın beğenisi değişmiştir. Yeni nesil eski şeylerle ilgilenmez. Başkaları kestirmeden giderek ondan önce davranmıştır.
Özür dileyerek bu bölüme başlamak istiyorum. Çünkü hayatımda en çok sevdiğim, fakat yıllardır tadına bakamadığım karpuzdan bahsedeceğim sizlere... 2003 yılından günümüze karpuz görmüş ve tatlı tadına bakmış değilim. İnsan, elindeki nimetin önemini, kaybettiği vakit anlıyor. Ben de tutuklanmadan önce karpuzu bu kadar çok sevdiğimi bilmiyordum. Her ne kadar çok canım çekse de tadına bakamıyorum. Elimden bir şey gelmiyor. Karanlık hücremde kurşun kalem ve birkaç sayfa dışında hiçbir şeyim yok! Doğup büyüdüğüm Kuveyt topraklarına karpuz, Irak topraklarından gelirdi. Karpuzun şekli bana her zaman garip gelmiştir Şekli farklı; ama bal gibi tadı vardı. Ürdün ve Kuveyt'te yediğim karpuzların şekilleri ve tatları birbirine benziyordu Güney Kore'de ise bizim karpuzlardan çok daha farklı karpuzlar gördüm. Orada karpuzlar küp şeklindeydi. Şekli ve tadı hiçbir şeye benzemiyordu! Durum böyle olmasına rağmen Güney Kore'de satılan karpuzların fiyatı, Ürdün ve Kuveyt'te satılan karpuzların fiyatından çok daha fazlaydı. Belki de Güney Kore'de satın alınan bir karpuzun fiyatıyla Ürdün'de 100 karpuz satın alınabilir. Güney Kore'de bulunduğum zaman bu küp şeklindeki karpuzun tadına bakmıştım, ama şimdi düşünüyorum da keşke tadına bakmasaydım. Çünkü bizim karpuzların tadına hiç benzemiyor! Canım karpuz çekiyor, ama elimden bir çare gelmediği için yiyemiyorum. En çok da bal gibi tadını unutmaktan korkuyorum. Bu yüzden karpuz yediğiniz vakit, bu meyvenin Filistinli bir esirin en çok sevdiği meyve olduğunu ve onu yemek için can attığını bilin...
Sayfa 121Kitabı okudu
Önce insan insanın sadece kurdu iken, ihtiraslar silahlanınca insan insanların başına kıyametler koparabiliyor.
Reklam
İki İnsan: Biri Kadın Biri Erkek
Sevmeyene karınca yük, Sevene filler karınca. Dağ bile taşır İnsan âşık olunca! ŞEMS-İ TEBRİZÎ
128 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Ah zebercet ah ...
Kitap Milli Eğitim Bakanlığı’nın onayladığı 100 temel eser arasında yer almış (gerçi sanırım sonradan içerdiği müstehcen kelimelerle çocukların ruhsal ve zihinsel gelişimi açısından olumsuz etkileneceğini öne sürülerek geri kaldırılmıştır. Genelde bu tarz eserlerde hep aynı şey oluyor önce mutlaka okutulması gereken en önemli eser denip sonrada
Anayurt Oteli
Anayurt OteliYusuf Atılgan · Can Yayınları · 202329,9bin okunma
"Herkes insanlığın kötüye gittiğini kabul eder ama hiç kimse kendisinin kötüye gittiğini kabul etmez. Herkes insanlığı değiştirmeyi düşünür ama hiç kimse önce kendini değiştirmeyi düşünmez." - Tolstoy
Japonya'nın böyle sefil bir duruma düşmesi insan hayatına çok basit ve pervasız bir şekilde ele almasından kaynaklanmıyor muydu ? İnsan hayatına saygı duymaya bireyleri önce ilgilendirmeye yönelik adımlar atılacak mı merak ediyordum.
İthaki YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Saygının olmadığı yerde sevgi de kaybolmaya başlar. Bunun boşluğunu doldurmak, gönül eğlendirmek için kendini çeşitli tutkulara, kaba zevklere bırakır, ahlâksızlığını hayvanlığa vardırır; bütün bunlar durup dinlenmeden kendisine ve çevresine yalan söylemesinden doğmaktadır. Kendi kendine yalan söyleyen herkesten önce alınır. Bazen alınmak pek tatlı gelir, değil mi? İnsan, kimseden kötülük görmediğini; kırgınlığı kafasından uydurup laf olsun diye, sırf sahne yaratmak için yalana sarılarak pireyi deve yaptığını bildiği halde surat asar, büyük bir zevkle gücenir ve bunu gerçek nefrete kadar da götürür
Sayfa 51
İnsan herşeyden önce kendi içsel huzurunu temin etmek ister. Bunun için başvuramayacağı bir aldatmaca yoktur.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.