174 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
Bu kitabın bir kahramanı yok, olsa olsa bir antikahramanı ve gerçeküstücü üslupla işlenmiş bir konusu var. Kitabın çoğunluğu bir kadının özyaşam öyküsünden, birazı da nehir kenarında bulup annelik yaptığı Jordan’ın anlattıklarından oluşuyor. Antikahramanımızın zaten belki de tek nahif özelliği anneliği. Bunun dışında eli baltalı bir cani olarak
Vişnenin Cinsiyeti
Vişnenin CinsiyetiJeanette Winterson · Sel Yayınları · 20191,742 okunma
Saatçi argümanı neden mantıksız/ Uyari: Çok uzun
Dağlarda, yağıştan ve fırtınadan korunma sağlayan, ağaçtan yapılmış bir kulübeyle karşılaşırsam, birinin bu kulübeyi insanlar için bu amaca hizmet etmek üzere inşa ettiği sonucuna varırım. Aynen kulübenin yararlılığından birinin onu bu amaç için inşa ettiği sonucuna vardığımız biçimde, doğadaki canlı varlıklar için yararlı olan koşullardan yola
Reklam
140 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Tante Rosa, 1968 yılı sonuna dek Dost dergisinde yayımlanır.Kitap olarak basılması fikri ortaya çıkınca sonlandırmış.Adnan Binyazar ile yaptığı söyleşisinde bu öyküleri planlamadan yazdığını, sonradan düzeltmediğini ifade eden Sevgi Soysal şöyle devam eder:"Aslında Tante Rosa'nın kim olduğunu açıklamak gereksiz.Ama okuyucunun düşüncesinde
Tante Rosa
Tante RosaSevgi Soysal · Bilgi Yayınevi · 03,964 okunma
Uzza, Taştan Olan Sen Gittin Artık Kanlı Canlı, Sakallı Putlarımız Var...
Evet, telaffuz etmeden önce dikkatle tartmalı sözcükleri. Yoksa kendi ağırlığınca günahları tartılır mizanda. Bu "mizan" da ne demekse. Hiç duymamıştım. Sonra Kureyş'ten Muhammed adında biri çıktı, Allah'ın bizden yüce olduğunu söylemeye, yaymaya başladı. O'na eş koşulamayacağımızı, mahşer gününde mizan kurulup herkesin bu dünyada işlediklerinin tartılacağını, Allah'ı bir sayanların, yalnızca O'na kulluk edenlerin cennete, bize tapan, bize kurban kesenlerin cehenneme gideceklerini vaat etti durdu. İnsanoğlu öldükten sonra, bedeni toprak olduktan sonra dirilmesi mümkünmüş gibi. Bize gelince, biz başkayız. Onlar gelir geçer, biz bu dağlar durdukça, bu güneş tepemizde parladıkça kalırız. Muhammed'in ağzından bal akıyormuş diyorlar. Onu dinleyen bizden yüz çeviriyormuş. Yalan! Ben Kureyş'i bilirim. Bizden başkasına gönül indirmez onlar. Muhammed'in ağzından o güne dek hiç duyulmamış, büyülü sözcükler dökülüyormuş, öyle diyorlar. o da şair olmasın!
Sayfa 51 - Doğan KitapKitabı okudu
Yaşlı insanlar, bir yabancının ülkesine geri dönmek istemesi gibi, gençlik günlerini hatırlamaya bayılırlar. Bir şairin en güzel şiirini okumaktan zevk duyması gibi, onlar da çocukluk anılarını anlatmaktan büyük bir haz duyarlar. Şuan onlara göre çok hızlı akıp geçtiği için, gelecek de onlara sisler içindeki batış ve mezar gibi göründüğü İçin, çocukluk hikayelerini zihinlerinde hep canlı tutarlar.
Örümcekler️
🕸️🕸️ Sizleri ikna etmenin zor olduğunu biliyoruz ama bir deneyelim. Evinizde gördüğünüz bir örümceği öldürmeyin. Neden? Çünkü örümcekler, kendi hakları olan, dost canlısı organizmalar olmalarının yanı sıra doğanın ve ekosistemimizin önemli bir parçasıdır. İnsanlar, evlerini dış dünyadan güvenli bir şekilde yalıtılmış olarak düşünmeyi severler, ama
Reklam
Aslına bakılırsa müzik başına olmadık işler de açmıştı. Fakat mü­ zik söze dökülerek anlatılabilir bir şey değildi. İçimizde yeni bir dünya değil, yeni bir kaostu yarattığı. Kelimeler! Sadece kelimeler! Ne korkunçtu onlar! Ne kadar apaçık, canlı ve insafsızdılar! İnsan kelimelerden kaçamıyordu. Öte yandan kelimelerin ne incelikli bir büyüsü vardı! Biçimsiz şeylere es­ nek biçimler kazandırır gibiydiler. Bir viyola ya da lavta sesi­ ni andıran tatlı bir melodileri vardı sanki. Sadece kelimeler ... Kelimelerden daha gerçek ne vardı ki?
Kitaplar Yaşlandıkça Huy Değiştirir
Bakın size yolluk hazırladım" dedi Akif. Ayvaz ile Firuz, vitrinin önündeki masada duran kızıl ip ile bağlanmış iki balya kitaba baktılar. "Ağabey, çok teşekkür ederiz de, bunların çoğunu okuduk biz" dedi Firuz. "İyi ya işte. Mesele sevdiğiniz kitapları hayatımızın kırılma anlarında yeniden okumaktır. Kitapların canlı olduklarını, nefes aldıklarını, tıpkı insanlar gibi yaşlanıp huy değiştirdiklerini o zaman anlarsınız" dedi Akif. "Yani kitaplardaki karakterler, cümleler zamanla değişir mi?" dedi Ayvaz. "Esasında siz değişirsiniz. Siz değiştiğiniz için onlar da değişirler. Gideceğiniz yer neresi olursa olsun, başınıza neler gelirse gelsin kitaplara sığınmaktan vazgeçmeyin. Okumak, ruha can verir. İnsan açlığa dayanabilir lakin umutsuz ve hayalsiz yaşayamaz" dedi Akif. Kaan Murat Yanık. "Dünyasızlar"
Yüksekokul diploması olan binlerce insan da böyledir. Onlar aydın insanlar değil, aydın insan taklitleridir....... Öğrencilerinize şunu söyleyin, yüksekokullar diploma atölyeleri değil. Yüksekokullar, canlı mumların fabrikalarıdır, ülkenin zihinsel ve manevi aydınlatılması için merkezi istasyonlardır.
Sayfa 145 - Gece kitaplığı-Şubat-2017Kitabı okudu
Her meslekte olduğu gibi öğretmenler arasında da mesleğine yabancı olanlar vardır. Bunlar, mesleklerinde çırak bile değildirler. Bunlar, öğretmenlik görevini hor gören mesai düşkünleridir. Böylelerine dostça bir tavsiye veriyorum; mesleklerini bırakıp kendilerine başka iş arasınlar! Gitsinler, tüccar olsunlar! Resmi kurumlarda memur olsunlar! Onlar gitsinler ki daha canlı, daha yüce ruhlu insanların bulunması gereken kutsal görevlere, bu görevlere layık olanlar gelsin!
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.