Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
S.E.S Der ki... Susuyor sözlerim verilmiş sözler tutulmayınca. Ay bile güneş bile tutulmuyor mu Rab'den emrolunca? Bir düşünürün sözünü düşünmeden kabul etmek gibi düşüncesiz ilhamlar vermeye kalkıyorlar üstelik... Ben S.E.S, susuyorum, konuşmuyorum sanıyorlar... İçimde konuşan susmayan dur durak bilmeyen bir karanlık var... Camdan bir kapı... görmüyor gözümüz ama var.... Çarptım kırılmadı yaralanmadım... ama güldüler kırıldım yaralandım... Konuşurken en doğru olduğunu söyleyenler suskunluklarında korkabilirler kendilerinden... Camı ayna yaptılar bedeni gördük, gözlerimizi kapattık ruhumuzu görmeye çalıştık... Ama derin bir karanlık vardı onu kendimiz sandık.. Oysa ayna ile beden arasında mesafeden daha uzaktır ruh ile göz arasındaki mesafe... Sabır gerekir uzun uzun beklemek gerekir ruhu görmek için önce geçmişten geçmek gerekir... Karanlığın içinde çizgi film gibi başlar şekiller renkli renkli oynar, sonra birileri belirir ruhunun derinliklerinde tanıdığın yabancılardır onlar... Kendine gelene kadar kimlerden geçersin hatırına gelmeyen, belli ki hatır kalmıştır birinizde... Sonra güneşin sesini duyarsın annenin dilinden uyanırsın kendinden..................... S.E.S..........................
Şehzade Mustafa (1515, Manisa - 6 Ekim 1553, Konya)
ŞEHZADE MUSTAFA MERSİYESİ I. Meded meded bu cihânûn yıkıldı bir yanı Ecel Celâlîleri aldı Mustafâ Han’ı İmdat! Eyvahlar olsun! Bu cihanın bir yanı yıkıldı;
Reklam
Dün tütüncüdeki kasiyerin intihar ettiğini söylediklerinde inanamadım. Zavallı, demek ki varmış! Onu hepten unutmuştuk oysa, tanımayanlar kadar biz tanıyanlar da. Yarın daha da çok unutacağız. Bir ruhu varmış meğer-kendini öldürdüğüne göre buna şüphe yok. Ya tutkuları? Dertleri? Elbette... Ama bütün insanlığa olduğu gibi bana da ondan tek kalan, pis, omuzlara oturmayan bir ceketin üzerinde salınan, saf bir gülümsemenin anısı. Fazla hissetmekten kendini öldürecek kadar şiddetle hissetmiş bir adamdan bana kalanların hepsi bu kadar, insan herhalde başka şey için kıymaz kendi canına...
Sayfa 389
112 syf.
7/10 puan verdi
Biri birinin devamı ve bir öncesini tamamlayan diğeri, üç öykü, -Çocukluğunun henüz 12-13 yaşları ilk okulu bitirmiş, anası yoksulluktan oğlunu yani Panait i okutamayacağını itiraf etmesiyle, Tamamen özgürdür Panait. Bu kitap da öykülerde gerçek adını, hatta vaftiz adını da kullanmış. Dayılarının yanında bir vakit geçirir ama kendine iş bulmalıdır. Bulur da bir Rum meyhanesinde Kir Leonida'nın Meyhanesi. Bu birinci hikayedir. Uzun sayılacak bir zaman çalışmıştır burada. Bu meyhanede olan ve çok sevdiği Sefalet Baba yı (sakacı lık yapar) tanır. Bir de önceleri müşteri sandığı,( ama sonraları gerçek iki dost olacak olan) Mavromati ile girer hayatına. İşte bu da ikinci hikayedir. Kaptan Mavromati...Kahramanımız .ta ki.. Mavromati nin gerçek hikayesini öğrenip ve onun ölümüne kadar maceralı bir iş yaşamı sürer orada. Rumca yı da öğrenmiştir bu ara. Tabi Mavromatinin kendine hediye ettiği sözlüğün hakkını vererek. Bir macera tutkunudur yazar, Hatta bir kitabında serseliği sanat olarak da tanımlamıştır. İşte bu serseri ruhu onu Kacak yollardan Fransa ya yolculuğuna çıkarmıştır ki bunu oluşturan hikaye de Fransa ya Ulaşmak İsterken, Direttissimo üçüncü öyküye ulaştırır bizi. Mükemmel bir hikaye.. Benim beğendiğin kitaplardan biri oldu bu...
Hayat Yollarında
Hayat YollarındaPanait Istrati · Varlık Yayınları · 2015503 okunma
164 syf.
8/10 puan verdi
"Hayat ancak bir kere oynanan bir kumardır, ben onu kaybettim." diyen Raif beyin acınılası yaşam öyküsü ve onun günümüzde pekte rastlanmayan naif, ince ,kırılgan ruhu...
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021315,9bin okunma
...vücudu çoktan hazırdı gitmeye ama ruhu değildi.Ruhun hesabı bitmemişti daha hayatla, cevaplara hiç vakit kalmamıştı belli ki. Ama sorular bırakmıyordu yakasını hala. O uzun günün her yerini, ölümcül ve solgun döşeğin her köşesini kaplıyordu sorular. Can çekişmek böyle bir şeydi belki. Sanki bir can vardı ortada, bir yanından ölüm çekiştiriyordu onu, bir yanından sessizce hayat...
Reklam
Anadolu halkının bir ruhu vardı, nüfuz edemedin. Bir kafası vardı, aydınlatamadın. Bir vücudu vardı, besleyemedin. Onu, hayvani duyguların, cehaletin, yoksulluğun ve kıtlığın elinde bıraktı.
Sayfa 111 - roman
... gerçi kendi deneyimlerimden "kralların oyunu"nun gizemli çekiciliğini biliyordum; insanoğlunun düşünüp bulduğu oyunlar arasında, rastlantının her türlü despotluğuna karşı koyan ve zafer kupalarını yalnızca akla ya da daha çok tinsel yeteneğin belirli bir biçimine veren tek oyun. ama satranca oyun demekle, haksız bir kısıtlama yapmış olmuyor mu insan? satranç aynı zamanda bir bilim, bir sanat değil mi, yerle gök arasında süzülen muhammed'in tabutu gibi bu iki kategori arasında gidip gelmiyor mu, bütün karşıt çiftlerin bir kerelik bileşimi değil mi? hem çok eski hem de yepyeni, düzeneği hem mekanik hem de hayal gücüne bağlı, hem sabit geometrik bir alanla sınırlı hem de bileşimleri sınırsız, hem sürekli gelişen hem de kısır, hiçbir şeye götürmeyen bir bir düşünme, hiçbir şeyi hesaplamayan bir matematik, yapıtları olmayan bir sanat, maddesi olmayan bir mimari, bununla birlikte varlığıyla tüm kitap ve yapıtlardan daha dayanıklı olduğu su götürmez, bütün halklara ve bütün zamanlara ait olan tek oyun; can sıkıntısını öldürmesi, zihni açması, ruhu canlandırması için tanrı'nın onu yeryüzüne gönderdiğini kimse bilmez. başlangıcı ve sonu nerededir?
Satranç aynı zamanda bir bilim, bir sanat değil mi, yerle gök arasında süzülen Muhammed'in tabutu gibi bu iki kategori arasında gidip gelmiyor mu, bütün karşıt çiftlerin bir kerelik bileşimi değil mi? Hem çok eski hem de yepyeni, düzeneği hem mekanik he de hayal gücüne bağlı, hem sabit geometrik bir alanla sınırlı hem de bileşimleri sınırsız, hem sürekli gelişen hem de kısır, hiçbir şeye götürmeyen bir düşünme , hiçbir şeyi hesaplamayan bir matematik, yapıtları olmayan bir sanat, maddesi olmayan bir mimari, bununla birlikte varlığıyla bütün kitap ve yapıtlardan daha dayanıklı olduğu su götürmez, bütün halklara ve bütün zamanlara ait olan tek oyun; can sıkıntısını öldürmesi, zihni açması, ruhu canladırması için hangi Tanrı'nın onu yeryüzüne gönderdiğini kimse bilmez.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.