Sürekli film isteyip post atanlar için filmler
Ölmeden Önce Filmleri ;
Memento (2000)
Fight Club (1999)
Forrest Gump (1994)
Children Of Men (2008)
V For Vendetta (2006)
Öncelikle bir konuda herkesle anlaşalım. Bu soruların incelemesini 15 güne yakın bir sürede anca yazdım. Sonu nerede bu yazının, diyerek kontrol edilmeden önce, bu sitedeki en uzun inceleme bu olmuştur, diyebilirim. Kimseden bu Evren incelemesini komple okumasını beklemiyorum. Bu incelemenin %10'una sahip incelemeler bile genelde burada uzun
Elif Şafak okumayalı yıllar olmuştu, en son okuduğum kitap: Aşk. Diğer kitaplarını da okumak istiyordum ama Aşk benim için son olmuştu. Mevlana ile Şems arasında anlatılan ilişkinin boyutlarından rahatsız oldum ve ne yazmaya çalışıyor diye sorgulayıp bıraktım Elif Şafak okumayı. Bu kitap ise bir nevi hediye olarak ulaştı bana, iki seneden fazla
Son zamanlarda en çok rağbet görülen eserlerden biriydi Havva'nın Üç Kızı. Metroda, otobüste, orada-burada herkesin elinde birer tane bu kitaptan vardı. Gerçekten merak ediliyordu, sıradan bir Elif Şafak kitabı olmadığı, aksine her kesimin zevkle okuyacağı bir roman olarak bahsediliyordu. Acaba gerçekten güzel miydi? Okudum, gördüm, bana göre hiç
gençler hatırlamaz 2000'li yılların başında internet milletimizi o kadar tedirgin etti ki bunun çok kötü olduğuna kanaat getirilmişti. anneler babalar bilgisayar başında vakit geçiren çocuklarını dehşetle uyarıyor, uzmanlardan yardım dileniyordu. zamanında interneti çok kötü sananlar, yıllar sonra yazılımcı, programcı, görsel tasarımcı
Sarf Edilen Emek Sebebiyle Bir İşi Sonlandıramama Durumu: Concorde Yanılımı Teorisi
Akıllıca bir karar neye göre alınır? Geçmişte verdiğin kararlara göre mi yoksa gelecekte edinmeyi umduğun kazanca göre mi?
Karar vermek insan hayatındaki önemli dinamiklerden biridir. Aldığımız kararlar bugünümüzü ve geleceğimizi belli oranlarda etkiler. Ancak
Bir solukta okunacak, sürükleyici ve keyifli bir roman. Büyük beklentilere girmeden ağır kitaplar serisinin arasında güzel bir kafa dinlendirici olur düşüncesindeyim. Üçü de Müslüman kökenli ama biri ateist, öbürü dindar, yek diğeri de arafta olan üç kız, Mona, Şirin ve Peri, Oxford Üniversitesinde ev arkadaşıdır. Roman zaman kısmen 1980'li yıllar, çokça 2000-2002 arası ve 2016 yılı olmak üzere üç düzlemde devam ediyor. Tanrı kavramının irdelendiği kitapta a ğırlıklı karakterler Peri ve hocası Azur. Kitapta heyecan doz doz artırılıyor ancak sonunda o heyecana yakışan bir vuruculuk yok. Yine de keyifle okunur.
M.Ö. 2000 dolaylarında Mısırlı firavunlar bir sorunları olduğunu fark ettiler. Ele geçirip köle olarak kullandıkları savaş esirlerinin sayısı, komşularına karşı kazandıkları her zaferle birlikte artıyordu. Fakat köleler hiyeroglif yazısını okuyamadığı için Mısırlılar bu kölelere emirlerini yazılı olarak iletemiyorlardı.
Mısır hiyeroglifleri gibi
Henry Maundrell/ Geçmiş Zaman İçerisinde Hristiyan Bir Seyyahın Gözüyle Kudüs ve Çevresi - 1697.
Çeviren Yusuf Yazar.
Henry Maundrell, 1645 yılında İngiltere'de doğmuş, 1701 yılında Halep'te vefat etmiş, İngiliz vaiz ve seyyahtır. Seçkin bir aileye mensuptur. Oxford Exeyer Üniversitesini bitirdikten sonra, burada akademisyen oluyor. Daha sonra papazlığa başlıyor. 1695 yılında Suriye'ye giderek, Karkamış harabelerini keşfetmiştir.
Yusuf Yazar, 1953 yılında Eskişehir'de doğmuştur. Değişik yayınevlerinde ve dergilerde yönetici olarak görev yapmış, 1988-2000 yılları arasında, Anadolu ve Osmangazi Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak görev yapmıştır.
Kitap, yazarın 1697 yılı 26 Şubat'ında, Halep'ten başlayarak Kudüs ve çevresini ziyaret etmek amacıyla, yapmış olduğu gezi notlarından meydana gelmektedir. 11 Mayıs 1697 günü Halep'e geri dönerek, gezi tamamlanmıştır. Yazar iyi bir gözlemcidir. Ancak papaz olması, müslümanlara ve Türklere karşı iflah olmayan, ön yargısı kitabın her sayfasında görülebilmektedir.
Çeviren Yusuf Yazar'ın, çok başarılı bir iş çıkardığını söyleyebiliriz; kendisinin de dipnotlarda belirttiği gibi, yazarın belki ön kabulleri dolayısıyla, belki de kasıtlı olarak Türkler ve Müslümanlarla ilgili olumsuzluklarını da ortaya koymuş, esere akıcı bir üslup vermiştir.
#Kitapşuuruinsanlıkşuurudur.
Matematiğin Kısa bir Tarihi
Bu konuşmada sizlere, Matematiğin nasıl başladığı ve hangi aşamalardan geçerek günümüze geldiğini anlatmaya çalışacağım. Bir Matematik tarihçisi olmadığımı, anlatacaklarımın okuduklarımın bir sentezi olduğunu, orijinal çalışmaları inceleyerek hazırlanmış bir konuşma olmadığını belirtmek isterim.
Giriş. Matematik
Her an yağmura dönüşebilen nemli havayi solurken düşünüyordu da, insan istediği kadar uzak olsun yurdundan, geçmişin hüzünlerini hep sırtında taşıyordu.
Oliver Sacks / Karısını Şapka Sanan Adam.
Çeviren Orhan Düz.
Oliver Sacks, 1933 yılında Londra'da, doktor ve bilim insanlarının çoğunlukta olduğu bir ailenin üyesi olarak dünyaya geldi. Tıp eğitimini Oxford Üniversitesi'nde tamamladı. Değişik üniversitelerde nöroloji danışmanı olarak görev yaptı.
Orhan Düz, 2000 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümünden mezun oldu. Derleme kitaplarının yanı sıra çok sayıda çevirisi vardır.
Karısını Şapka Sanan Adam, 1996 yılında Oliver Sacks'ın tourette sendromundan otizme farklı nörolojik vaka tarihçelerini anlattığı kitabıdır. Kitap 4 bölüm ve 24 hikayeden meydana gelmektedir.
Ülkemizde hastanın kişisel haklarına saygı değerlendirmesi ile yazılamayacak pek çok konu batıda hem alanın uzmanlarına yol göstermek, hem de okuyucu da iz bırakabilmek amacıyla yazılanbilmektedir. Etkileyici bir eser, 263 sayfadan meydana gelmektedir. Sayfa sayısı itibarıyla normalde bir iki günde okunabilecek kitabı, tıp literatürü ve anlatımdaki etkileyiciliği, zihindeki düşünmeye ayrılan zaman, açısından bir haftayı aşkın bir sürede ancak okuyabildim. Orhan Düz açısından da güzel bir çeviri örneği olmuştur.
#Kitapşuuruinsanlikşuurudur.
Arnavutkaldırımı sokakları, mazgallı kuleleri, sütunlu revakları, cumbalı pencereleri ve oymalı sundurmaları ile masallardaki şehirlere benziyordu Oxford. Etraflarındaki her şey buram buram tarih kokuyordu; o kadar ki, kafeler ve dükkanlar bile bu yüzlerce yıllık mirasın parçasıymış gibi duruyordu. İstanbul da çok eskiydi eski olmasına ama orada tarihe, haddinden fazla kalmış, artık pek istenmeyen bir misafir muamelesi yapılıyordu. Oysa burada, Oxford'da tarih, belli ki onur konuğuydu.
Güçlü ve renkli mizacının yanı sıra fizik dünyasının en büyük ismiydi Stephen Hawking.. Cambridge yıllarında kendisine motor nöron hastalığı teşhisi kondu ve vücudunun işlevini neredeyse tamamen yitirdi; 1964 yılında ilk eşi Jane ile evlendiğinde 3-4 yıllık ömrünün kaldığı söyleniyordu. Ama o, bilim dünyasında bilinen teoremleri nasıl tersine