Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler. Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık Sevgideydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti Yoktu dünlerde evelsi günlerdeki yoksulluğumuz Sanki hiç olmamıştı Oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu Şurda senin gözlerindeki bakımsız mavi, güzel laflı İstanbullar Şurda da etin çoğalıyordu dokundukça lafların dünyaların Öyle düzeltici öyle yerine getiriciydi sevmek Ki Karaköy köprüsüne yağmur yağarken Bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti Çünkü iki kişiydik.
Yolcu nasıl ararsa gideceği yolu Ben de öyle aradım işte, ovanın düzünde olsun, Yıldız bile görülmeyen toprağın bağrında olsun; Geç kaldım gibime geldi çok zaman, Gözlerim güneşi görsün ışığı boşansın üstüme istedim; Karanlık yok oluyordu sen ışıyınca, Ölüleri bile diriltirdi parıltıların...
Sayfa 93 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Öyle işte. Hala biraz soğuk geliyor ama battıkça alışıyorum. Kendimi boşa aldım bayırdan aşağı koşuyorum. Düşüyorum gibi görünüyor olabilir ama bakma aslında uçuyorum. Söylediklerimin hepsini unut, sanki ben biliyorum da mı yaşıyorum Osman?
Sayfa 108 - İletişim YayıncılıkKitabı okudu
Hani, uzun süre görüşemediğiniz sevdikleriniz vardır.Onlarla konuşacak çok şeyiniz birikmiştir; ama bir araya geldiğiniz an söze nereden başlayacağınızı bilemez, susar kalırsınız ya.. İşte,öyle bir durgunluk var hepimizde.
Sayfa 120
Güzel başlayan bazı romanlar ilerledikçe sarpa sarmaya başlar da bir umut okumaya devam edersin ya, hah işte ben öyle yapmayı bıraktım. Neresinde kaldığımı unutmayayım diye değil, tam da neresinde vazgeçtiğimi hatırlayayım diye sayfayı köşesinden katlayıp rafa kaldırıyorum, yani artık istemiyorum Osman.
Sayfa 39 - İletişim YayıncılıkKitabı okudu
İnsan aslında karmaşık bir varlık değil. Çoğunluğu zamanın büyük bir bölümünü yaşamak için kullanıyor, geriye kalanı ise, özgür oldukları küçük zaman diliminden öyle korkuyor ki, ondan kurtulmanın her türlü yolunu deniyor. İşte insanın değişmez yazgısı!
Reklam
Sonra
...okuması olmayan adamın yazası gelecek size bakınca, öyle yakacaksınız dünyalıkları, her nimet, "SİZ" şiirine bir kafiye olacak, öyle bir sevda işte
İbn Batta El-Ukberî (رحم الله) şöyle demiştir: "İşte biz öyle bir zamana erdik ki dini selamette olan kimse azdır, Allah'ın koruduğu ve ilimle dirilttiği kimse haricinde bir kimsenin kurtuluşa ermesi çok zordur." (Cilt, 1/s.244)
Sayfa 244 - Polen Yayınları
Acının ortasında acısız olmayı, Kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım. Kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım. Aşk diyorsunuz ya, İşte arda durun bayım lslak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım Kendimin ucunda Öyle ıslak, Öyle kötü kokan, Yırtık ve perişan. Siz aşkı ne bilirsiniz bayım Aşkı aşk bilir yalnız!
İnsan bir şeylere inanır, çünkü onlara inanmaya şartlandırılmıştır. İnsanın kötü nedenlerle inandığı şeyler için başka kötü nedenler bulmak –işte felsefe budur. İnsanlar Tanrı’ya inanırlar çünkü öyle şartlandırılmışlardır.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.