Hülasa
Şimdi şu eski koltuklarda oturuyorum ve gücümün yettiğince tefekkür ediyorum... Herkes geleceğe doğru hayal kurar; bense geçmişe doğru… Bir bahçeye yolculuk yapıyorum… Manolyalar, Frenk üzümleri, yıldız çiçekleri, çimenler; tam bir cennet bahçesi… Bir zamanlar, yani çocukluğumda öyle bir bahçenin ortasındaydım; ama o günlerde o nimetin şükrünü eda edebilme hassasiyetine sahip değildim. Şimdiki halimle; aklım ve gönlümle o güzel bahçeye dönüyorum… Çimenlerin üzerine seccademi serip şükür namazı kılıyorum. Bu benim geçmişe doğru yolculuğum, geçmişe dönük hayalim.
Yandan Çarklı
Karnı burnunda hanımını işaret ederek. “Hâlâ yeni yeni canlar peşindesiniz,” dedim. Baktı, gördü. güldü. “Ne yapayım?” “Bilmem ama, tedbirli davranamaz mısınız” Gene adeta şahlandı: “Yani ne yapmalıyım?” Düşürmek gibi, hamile bırakmamak gibi…” “Allah’ın binasını yıkamam!” dedi. “Yıkamam. Çünkü, isterse milyonların olsun, vermediğine vermiyor.
Sayfa 72 - Barış Yayınları, 1. Baskı (1966)
Reklam
Kai asla akıllanmıyo lsmsmdmxşsşx
"Kibirli, cepleri para dolu biri gibi görünüyordun. Öyleleri favori hedeflerimdir." "Eh, bu hedef parasını çaldığını anlamıştı." "Paranı çaldığımı çok geç anladın." "Tuhaf, seni kısa süre sonra yakaladığımı hatırlıyorum." "Sadece geri gelip seni kurtardığım için. Ne yani, sen fark etmeden paranı tekrar çalamayacağımı mı sanıyorsun?" "Yaptığın her şeyi fark ettiğimi düşünüyorum. Bu yüzden, hayır." "Bu, bir meydan okuma mı Azer?" "Bu, bir gerçek Gray." "Öyle mi?" dedi. Sonra yüzlerimizin arasında bir şeyi salladı. "Gerçekten ilginç. Çünkü dansa başladığımızda senden bunu aşırmıştım."
Sayfa 250 - Pae-KaiKitabı okudu
''keşkelerin '' olmadığı hayat diliyorum bende ...
Son yıllarda hayatı "keşke dememek üzere" yaşamaya yönelik bir baskı var insanların üzerinde. Geçmişe yönelik pişmanlıkların olmaması, hakkını vererek yaşanılmış bir hayatın işareti sayılıyor. Ama işin psikolojik yanı gerçekten öyle değil. İnsan hayatını ne kadar kutsallaştırırsak, ona sıradanlığı o kadar yakıştıramıyoruz. Halbuki bizimki de hayat, binlerce yıl önce yaşayan ve şu an onun yaşadığından kimsenin haberi olmadığı bir insanın hayatı da hayat. Değişen bir şey yok aslında, sadece içinde olunca farklıymış gibi geliyor. ""Keşke dememek üzerine" koşullanırsak, kendimizi gereksiz bir baskı altına sokmuş oluruz
Sayfa 136
"Siz Uraz ile beraberdiniz, değil mi?" deyiverdi Batı bir anda, "Eskiden yani." Yutkunmaya çalıştığım çayım boğazımda kalınca öksürmeye başladım. Batı gülerken Bulut bir yandan sırtıma vuruyor, bir yandan da konuşuyordu. "Çok da eski sayılmaz aslında." Kendime gelip derin bir nefes aldım. "Öyleydik, evet." "Arkasına bile bakmadan gitti, ne garip...'' dedi Batı, "Sen benim eski sevgilim olsan seni burada bırakıp asla diğer eve geçmezdim. Deli miyim ben?" Ben buna cevap olarak ne söyleyebileceğimi düşünürken Bulut'un öfkeli nefesini duydum. "Öyle deyince terk edip ülke değiştirmiş gibi oldu." dedi Bulut, "Adam alt taraf az ötedeki eve gitti." "Ben gitmezdim işte." dedi Batı, "Gerçi onun da derdi başka. Belli ki yeni limanlara yelken açlyor..."
Neden Türkçe öğrenmek istiyorsunuz?" diye soruyor Yunan kız bana, yüzünde şaşkınlık ve öfke bir arada. "Yunanların tarafını tutmalısınız. Türkçe öğrenmemelisiniz." Beyazıt Camii'nin yanı başındaki ulu çınarın altına kurulu küçük sarı masalarla iskemleler geliyor gözümün önüne, güvercinler, ağır ilerleyen, bitimsiz sohbetlerde başlarını ciddi ciddi sallayan, sarıkları sakalları kadar ak ihtiyarlar, sigarasını benimkinden yakmak için iznimi isteyen, sonra gülümseyerek kahve fincanının yanında duran bir bardak suyu gösteren, o inanılmayacak kadar ihtiyar, yıpranmış Şam ipeği sarılığında, kurumuş erik ağacı yamukluğundaki dilenci; sırtı öyle kamburdu ki, suyu uzattığımda içmek için yere çökmüştü; sonra bardağı yerine koyup teşekkür anlamında buruşuk elini sallarken ansızın asasına dayanan bir kral oluvermişti. O elin sallanışında, minarelerin yükselişini, müezzinin haykırışını, Jardin de Taxim'de sevinç çığlıkları atan Yunanların yanında beyaz yelekleriyle sessizce oturan iki zarif Türk'ün kayıtsız gözlerini anımsatan bir şey vardı. Türkçe öğrenmek için çok neden var.
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.