Seçmek
Seçmenin en önemli kuralı: Bir kadın olarak her şeyi test etmeden, zihnimizi devreye sokup “beklenti” yaratmaktan kaçınmaktır. Eğer beklentisizce odağımızı birden fazla eş adayına dağıtabilirsek, aşk vampirlerinin ağma düşmekten kurtuluruz. Bu da bize kaybetme korkusu devreye girmeden, doğru erkeği seçebilecek gücü verir. Bir dişi olarak ilişkinin duygu akış yönünü hep kontrol etmeliyiz. Eğer yaşam enerjisi akışı terse dönüyorsa, muhakkak müdahale yapmamız gerekecektir. İlişkinin ilk zamanlarında erkek daha çok ilgi gösterir. Görüşmelerin ardından duygu ve aşk oluşabilmesi için karşılıklı olarak heyecan, adrenalin, gizem, merak, oyun, eğlence, şehvet, tutku, şefkat duygularını oluşturmamız gerekir. Bu duygular harekete geçtiğinde erkek daha da avcı olacaktır. Kadınını elde etmek için uğraşmalı, düşünmeli, merak etmeli, iz sürmelidir.
Sayfa 190
‘Toprak, çocukların ilkbaharıdır' Peygamberimiz küçük çocukları dövmeyi yasaklamıştı. Hz. Enes, on yıla yakın bir süre Peygamberimizin yanında kaldı. Peygamber efendimiz bu süre içinde kendisine bir defa bile kızmadı. On veya on üç yaşından önce çocuk ne yaparsa yapsın dövülemezdi. Efendimiz; "Toprak çocukların ilkbaharıdır” buyurmuştur. Toprak, insandaki negatif enerjiyi çektiğinden toprakla oyun, çocukların rahatlamasını sağlar.
Reklam
En büyük dikkatsizliklerimizden birisi budur. Oyun anında işitmez, görmez, anlamaz sanırız onları. Hâlbuki çocukların alıcılarının en çok açık olduğu andır oyun anları. Yapmalarını istediğimiz şeyleri o anlarında söyleyebiliriz. Onların hemen kabullenmelerini ve farkına varmadan şartlanmalarını sağlar oyun anları, fakat bu çok önemli anları biz oyundadır duymaz diyerek çocukların duymaması gereken konuları onların belleklerine işleyerek geçiririz. Misafirliklerde çocuklar bir köşede oynarken, annelerinin konuştukları her şeyi kafalarına kaydederler.
Oyun bitince, şah da, piyon da aynı kutuya konur.” Aleksandr Puşkin.
“Ekmek aslanın ağzında” adlı oyun küçülüyor fakat “ pasta yiyenlerin” sayısı hep aynı.
(...) zorunlu askerlik hizmeti, tek kişilik bir oyun değil, binlerce insanın bir araya gelip sahnelediği bir gösteriydi. Oyuncuların da, izleyicilerin de asker olduğu bir gösteri. Yanaşık düzen eğitimi, bir koreografiydi. Marşlar, bir müzikalin parçasıydı. Kamuflaj, milimetrik bir kostümdü. Emirler, sorular ve yanıtları, ezberlenmesi gereken repliklerdi. Asla sadık kalınmayan senaryo, yönergelerde yazıyordu. Yönetmene “Komutanım” deniyordu. Her şey vardı. Her şey hazırdı. Ancak bütün bunlar çok fazla gürültü çıkarıyordu. Dayanılmayacak kadar çok.
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.