Nasıl da kolaylıkla kabul ederiz, bir başkasının bir konuyu bildiğini ya da bilmediğini, oysa belki de daha bu konuda bilgisiz sayılacağının düşüncesi bile donduruyordur onun kanını.
Geçenlerde ortaokul yıllarımda notlar aldığım defterimi buldum ve defterin yarısı bu adamın sözleriyle doluydu. Yıl 1997 ya da 98 olması lazım. O dönem beni epey etkilemiş sanırım. Şimdi tekrar okudukça o yılları hatırlıyorum.
ÖzdeyişlerFrançois de La Rochefoucauld · Varlık Yayınları · 2010154 okunma
Cumhuriyet öyle sanıldığı gibi zayıf değildir. Cumhuriyet bedava da kazanılmış değildir. Bunu elde etmek için kan döktük. Her tarafta kanımızı akıttık. Gerektiğinde kurumlarımızı savunmak için gerekli olanı yapmaya hazırız.
Her şeyde bir düzen vardır. Evrenimizin parçası olan bu düzen simetri, zarafet ve güzelliğe -gerçek bir sanatçının eserlerinde mut- laka var olan niteliklere sahiptir. Bunu mevsim geçişlerinde görebilirsiniz; bir uçurumun kenarında rüzgârla sürüklenen kumda, katranruhu çalısının öbekleşmiş dallarında veya yapraklarındaki çizgilerde görebilirsiniz. Biz bu düzeni hayatlarımız ve toplumumuzda kopyalamaya çalışır, onun ritimlerini, danslarını, huzur verici şekillerini ararız. Ama mutlak kusursuzluğu bulmak tehlikeli olabilir. Mutlak düzenin sabit olması gerektiği barizdir. Böyle bir kusursuzlukta, her şey ölüme doğru gider.
-PRENSES IRULAN
"Muad'Dib'in Toplu Özdeyişler
İncelememe başlarken;kırbaçlanan ata sarılıp ağlayan ve efsaneye göre o olayın ardından bilincini kaybeden, pos bıyıklı amcam Nietszche'ye selam çakarak ve olayı anlatarak başlayacağım.Makalede okuduğum alıntıya göre:Yolda giderken yürümediği için atını kırbaçlayan bir faytoncu gördü. Zavallı hayvan çok bitkin görünüyordu. Hiç gücü kalmamıştı. Atın hiç hali olmamasına rağmen, sahibi onu hareket ettirmek için hiç durmadan kırbaçlıyordu.
“Her kim bir canavarla çarpışmayı göze alırsa, bir canavar olmayı da göze alsın. Çünkü karanlığa uzun süre bakarsanız, karanlık da sizin içinize bakmaya başlar.”
– Friedrich Nietzsche
Nietzsche gördüğü şey karşısında dehşete düşmüştü. Hızla oraya yaklaştı. Faytoncunun bu davranışını kınadıktan sonra, Nietzsche yere çöken ata yaklaştı, sarıldı ve ağlamaya başladı. Görgü tanıkları, atlara bir kaç kelimeyi mırıldandığını, fakat ne söylediğini anlayamadıklarını söyledi. Efsaneye göre filozofun son sözleri “Anne, ben bir aptalım” olmuştu. Tam o sırada bilincini kaybetti, zihni sonsuza kadar sürecek bir değişime uğradı.
İlginçtir:Merhameti yeren,merhameti acizlik olarak gören,duygusal insanları küçümseyen büyük bir filozof,kırbaçlanan at için bilincini yitiriyor.
Kitabı inceleyecek olursam;anlamlı özdeyişler ve çarpıcı felsefi yaklaşımlar gördüm.Filozofların dedikodusunu yaptık.Yazmış olduğu kitapları değerlendirdik.Derin bir kitaptı.Tan Kızıllığı,Putların Alacakaranlığı,Ahlakın Soykütüğü Üzerine,Böyle Buyurdu Zerdüşt kitaplarındaki keyfi alamadığımı da belirtmeliyim.
Ecce HomoFriedrich Nietzsche · Araf Yayınları · 20129,7bin okunma
Tininde sahiden özgür olan,tinin kendisi hakkında da özgürce düşünecek ve onun kaynağı ve doğrultusu açısından bazı korkunç şeyleri de gizlemeyecektir kendisinden.