Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Orta kattaki odanın duvarlarında sürekli saf tatlı sular damlar durur. Sanki duvarlar ağlıyormuş gibi. Kıtanın ruhu ağlıyormuş gibi. Ne için ağlar peki? Bufaloların kemikleri için ağlar. Unutulup giden sihir için. Şairler yok olduğu için ağlar. Beyazlar gibi düşünen siyahlar için ağlar. Göçmenler gibi düşünen Kızılderililer için ağlar. Büyükler gibi düşünen çocuklar için ağlar. Tutsaklar gibi düşünen özgür insanlar için ağlar. En çok da kovboylar gibi düşünen kovboy kızlar için döker gözyaşlarını.
Sayfa 275 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
"Kızılderililer 3700 yıldır Kalki'yi bekliyor. Budistler 2600 yıldır Maitreya'yı bekliyor. Yahudiler 2500 yıldır Mesih'i bekliyor. Hristiyanlar 2000 yıldır İsa'yı bekliyor. Sünniler 1400 yıldır Mehdi'yi bekliyor. Şiiler 1300 yıldır kaybolan 12. İmamı bekliyor." "İnsanlık kendi sorunlarını kendilerinin çözmesi gerekirken bunu ya Allah'tan ya da bir Mehdi/Kurtarıcı'dan bekliyor. Bir toplum kendi bozuk durumunu değiştirmeye çalışmadıkça, Allah ya da O'nun göndereceği bir mehdi/kurtarıcı onların durumunu değiştirmez/düzeltmez. Kaldı ki Mehdi gelse bile emin olun; onu bekleyenlerin çoğu onun peşinden gitmez, hatta karşısına geçer.. Hidayet veren Allah'tır. Hidayete çağıran ve bu yolda bize örnek olan Hz. Muhammed Aleyhisselam'dır. İnsanları hidayete ulaştıran kitap Kur'an'dır. Önce Allah'ın kitabına ve O'nun Resulünün kutlu/nurlu yoluna sarılın! Ey İnsan! Allah seni irade, akıl ve vicdan sahibi özgür bir varlık olarak yarattı. Birilerini bekleme, kalk bu bozuk dünyayı kendin değiştir!.." Erol Çam Alıntı: facebook.com/groups/32749565...
Reklam
_Benim ülkem Dünya’dır. Tüm insanlar benim kardeşimdir. İyiyi ve doğruyu yapmak benim dinimdir. _Her türlü yanlışa karşı en amansız silah Akıl’dır. Bugüne kadar başka bir silah kullanmadım, bundan sonra da kullanmayacağım. _Mantığı kullanmayı reddeden birisiyle tartışmak, ölüye ilaç vermeye çalışmak gibidir. _İktidar halktan korkarsa bu
100 yıl süren sistemli bir imhanın ardından Kızılderililer teslim olmak zorunda kaldılar: Özgür yerleşimcilerin kutsal topraklarının göbeğinde kalakalmışlardı. Yalnızca güneyde, inanılmaz acımasız olan birkaç gezgin, savaşı sürdürdü: Apaçiler sert çevre koşullarını düşmanın aleyhine çevirmeyi öğrenmişti. Efsanevi önderleri arasında Cochise, Mangas Coloradas, Juh, Chato ve Geronimo gibileri vardı. Avlanıyor, iz sürüyor ve gafil avlıyorlardı. Sanki kır kurduydular! Geronimo'nun art arda kaçmayı başarması üzerine, sonunda 5000(!) asker ve Apaçilerden oluşan birkaç yüz kişilik bir keşif koluna onu 40 (kırk!) adamıyla beraber öldürme emri verildi. Nihayetinde Apaçilerin keşif kolu ağırlığını koydu. 1886'da Geronimo teslim olmak zorunda kaldı.
Oğlak Yayıncılık, 2012, İstanbulKitabı okudu
Göçmenler gibi düşünen Kızılderililer için ağlar. Büyükler gibi düşünen çocuklar için ağlar. Tutsaklar gibi düşünen özgür insanlar için ağlar. En çok da kovboylar gibi düşünen kovboy kızlar için döker gözyaşlarını.
Ahh kızılderililer
Resmin her yerinde Kızılderililerin kesik başları ve elleri göze çarpıyor. Böylece özgür Kızılderililer, insanın insanı köleleştirmesinin ne olduğunu ilk kez görmüş oldular.
Reklam
İşgalciler kurşunlarla ele geçirdiler Guaicaipuro’yu. Kızılderililer onu reis seçtiklerinden beri ateşkes olmadı. bu vadide, şu Avila Dağlarında. Yeni doğan Caracas kentinde al­çak sesle onun adından söz ettiklerinde haç çıkardı insanlar. Ölüme ve onun memurlarına karşı duran özgür insanların sonuncusu, "Öldürün beni öldürün beni korkudan kurtarın kendinizi diye bağırarak öldü.
Liberalizmdeki bu dogmatik öğenin üzerinde durulması bir yana, uzun süre farkına bile varılmadı. Bu hatanın nedenleri çeşitlidir. Zenciler, Kızılderililer ve ezilen diğer ırklar sivil yaşamın gün ışığına ilk çıktıklarında, bunların liderleri ve Beyazlar arasındaki destekçileri eşitlik istediler. Ama "ırksal" eşitliği de içeren bu eşitlik, o sıra geleneklerin eşitliği anlamına gelmiyordu; tikel bir gelenekten -Beyaz Adam’ın geleneğinden- yararlanmada eşitlik anlamına geliyordu.
Çünkü açgözlülükleri, öfkeci körlükleri kendilerinden önce gelenlerinkinden daha büyüktü. Kendilerine gümüş ve altın bulup çalmak için daha usta, daha kurnaz yollar buldular. Her türlü Tanrı ve kral korkusundan, haysiyet duygusundan yoksundular. Ölümlü insanlar olduklarını unutuyor, tüm ülkede yargı yetkisine sahip olduklarından kendilerini daha özgür hissediyorlardı. Şeytanın ta kendisi bu adamlar.
Doğrudan savaş ve barış konularını ele alan ve kurmacadan çok belgesel türünde bir çok film var. Ancak, savaş ve barışı daha farklı bağlamlarda ve simgesel düzeylerde işleyen filmler de var. Sanat dünyasındaki simgesel anlatım eğilimleri eskiden sansür nedeniyle gerçekleşirdi. Doğrudan anlatmanın yasal olarak mümkün olmadığı konular vardı. Bugün
Reklam
Bir zamanlar, sarmaşıklar kenti olarak bilinirdi İstanbul... Ve o yıllarda, kendi topraklarında özgürce yaşayan Kızılderililer vardı. Şimdi ne İstanbul'da sarmaşıklar kaldı ne de özgür olan bir Kızılderili.
Sayfa 112Kitabı okudu
Attilâ İlhan da Kızılderili mi?" demeyin sakın! Sigara reklamı bahanesiyle kovboyların at koşturduğu bir ülkedeki bütün şairler Kızılderili’dir. Bir zamanlar, sarmaşıklar kenti olarak bilinirdi İstanbul... Ve o yıllarda, kendi topraklarında özgürce yaşayan Kızılderililer vardı. Şimdi ne İstanbul'da sarmaşıklar kaldı ne de özgür olan bir Kızılderili.
Kızılderililer, Mayalar gibi toplumlar bundan önce dört dünya çağının yaşanmış olduğunu, bunların hepsinin de bazı felaketlerle sonlandığına inandılar. İşte bu toplumların benimsediği bu inanışlar dünyanın dönemsel (periyodik) değişiminden, dönüşümünden başka bir şey değildir.
39 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.