Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Özgür Şafak

Özgür Şafak
@ozgurgenc
Şarkılı bir masaldır yaşamak Bir özlem yangınıdır yaşamak Acısı, derdi çok olsa da İnan yine de güzel yaşamak H.Yalçın
182 okur puanı
Şubat 2017 tarihinde katıldı
217 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
44 günde okudu
Bu kitabı okurken Zülfü Livaneli'nin yazdığı Yaşar Kemal biyografisi aklıma geldi. Biyografi yazmanın da başlı başına bir sanat olduğunu, bu türün ülkemizde yeterince üretilmediğini, yeterince ilgi görmediğini düşünüyorum. Halbuki okuduğumuz bir yazarı başka bir yazardan okuyunca farkına varmadığımız belki binlerce detayın ışığında yazara ve eserlerine bakışımız tümden değişebiliyor. Belki ülkemizde de çok iyi biyografi yazarları vardır ama popüler değillerdir veya ben bilmiyorum. Zweig bu kitapta üç büyük yazarın yaşamlarını ve sanatlarını mercek altına almış. Zweig yer yer şiirsel anlatımı ile Balzac ve Dickens'ı tarihsel altyapısıyla beraber detaylı tahlil etmiş ama sıra Dostoyevski'ye gelince anlatımdaki coşku zirveye çıkmıştır. Zaten kitabın yarısından fazlasını Dostoyevski'ye ayırmış, sanki diğer iki yazarı sadece Dostoyevski ile karşılaştırmak için koymuştur. İyi okumalar...
Üç Büyük Usta
Üç Büyük UstaStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 20115,1bin okunma
Reklam
180 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
Bir arkadaşım kitaplığındaki kitapları gösterirken, “bu da bizim Ercan Kesal, bilirsin işte, bizden öyküler anlatıyor” demişti. Gerçekten de bizden olan, bir taşralı doktor gözüyle, bizim öyküler anlatılmış. İçten ve yalın bir anlatımla abartıya kaçmadan, bir sohbet havasında Anadoluya, yani bize bir ayna tutmuş. Okur; hikayelerimi okumak yerine, “seyretsin” istedim. Bu, sinemasal anlatıma da çok benzeyen bir teknik demekti. Okuyucuma bir şeyleri “anlatmak” değil de “göstermek” istedim hep, demiş sunuş yazısında. Ben de gösterdiklerini “seyrettim”. Çok keyifliydi, tavsiye ederim.
Peri Gazozu
Peri GazozuErcan Kesal · İletişim Yayınevi · 20194,188 okunma
312 syf.
·
Puan vermedi
·
295 günde okudu
Uzun zamandır elimde olan kitabı ara ara çıkarıp birkaç sayfasını okuyordum. Bir bölümü yazarın 90’lı yıllarda gazetedeki köşesinde yazdığı deneme türünde yazılardan oluşuyor. Diğer bölümünde ise ölen sanatçılar, edebiyatçıların ardından yazığı yazılarını bir araya getirmiş. Gerek deneme gerekse diğer yazıları birbirinden bağımsız olduğu için kitabı hemen okuyup bitirmek isteği doğmadı bende. Yakın dönem sanat edebiyat dünyasının sanatçılarını, yakından tanımış birinin kaleminden okumak oldukça öğretici oldu. Elbette heyecanla okuyacağınız bir kitap değil ama yine de sanata edebiyata merakınız varsa kitaptan keyif alırsınız.
Güncelin Çağrısı
Güncelin ÇağrısıDoğan Hızlan · Yapı Kredi Yayınları · 20103 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
796 syf.
7/10 puan verdi
·
234 günde okudu
Osmanlı tarihini okullarda anlatıldığı kadarıyla biliyoruz. Padişahlarını, savaşlarını, fetihlerini, toprak kayıplarını, anlaşmalarını, devlet ve ordu yapısını, bize anlatıldığı kadarıyla biliyoruz. Ancak Osmanlıda halkın günlük yaşamı ile ilgili (kendi adıma söyleyeyim) çok az şey biliyoruz. Siz de okumuşsunuz; Osmanlı döneminde bir adam esnafın
Doğu'da Seyahat
Doğu'da SeyahatGérard de Nerval · Yapı Kredi Yayınları · 202160 okunma
247 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
48 günde okudu
Orhan Veli’nin “Bütün Şiirleri”ni okumaya başlayınca aklıma Orhan Veli gibi genç yaşta hayatını kaybetmiş Sabahattin Ali, Cahit Sıtkı Tarancı, Oğuz Atay gibi Türkiye’nin en değerli şair ve yazarları geldi, içim kıyıldı. Bir düşünün, 75-80 yaşlarına kadar daha ne eserler yazarlardı. Hele Sabahattin Ali gibi bazılarının hazin sonunu okudukça içim kararıyor, çok hayıflanıyorum. Gerçi zaten bizde “Hiçbir başarı cezasız bırakılmaz.” dı. Orhan Veli’nin popüler şiirlerini çok okumuştum ama “Bütün Şiirleri”ni baştan sona şöyle bir daha okumak bambaşka bir Orhan Veli portresi çizdi kafamda. Zaman zaman “Ne Kadar Güzel” şiirinde olduğu gibi coşkunun ve yaşama sevincinin (moda deyimle) “nirvanası”ndadır. Çayın rengi ne kadar güzel, Sabah sabah, Açık havada! Bazen de “Istanbul Türküsü” şiirinde olduğu gibi tarifsiz kederler içinde. Istanbul’da, Boğaziçi’nde, Bir fakir Orhan Veli’yim; Veli’nin oğluyum, Tarifsiz kederler içinde. O’nun bu gelgitleri manik-depresif bir kişiliğin göstergeleri gibi geldi bana. Çoğu büyük sanatçı da zor zamanlarında en büyük eserlerini vermiştir. Zaten “her şey yolunda” nın da sanatı yapılmaz, yapılsa da çok sıkıcı olur. Biliyorum siz de Orhan Veli’nin bir çok şiirini okumuşsunuz ama “Tüm Şiirleri”ni hala okumamışsanız okumanızı şiddetle tavsiye ederim.
Bütün Şiirleri
Bütün ŞiirleriOrhan Veli Kanık · Yapı Kredi Yayınları · 202424,2bin okunma
Reklam
188 syf.
·
Puan vermedi
·
24 günde okudu
Sizin de zaman zaman aklınıza gelmiyor mu dünya turuna çıkmak? Para ve zaman hesabı yapmadan, şu ülke senin, bu ülke benim dünyayı köşe bucak dolaşmak… Ama işte önümüze dikilen başta para olmak üzere bir dolu engel vardır. Bu yüzden TV’lerde gezi programlarını sunanlara özeniyorum. Düşünsenize işiniz gezmek olsun! Hem dünyayı gezin hem de para kazanın. Geçen gün izlediğim Avrupa’dan yayın yapan bir TV kanalında bir araştırma sonucu yayınlanıyordu. Bu araştırmaya göre Avrupa Birliği vatandaşlarının %30’u kendi ülkelerinin dışındaki bir yere tatile gitmek için yeterli maddi güce sahip değillermiş. Bu durumun giderilmesi için çeşitli öneriler sunuluyordu programda. Avrupa'nın kıskandığı ülkemizde ise nüfusumuzun yüzde kaçı bırakın yurtdışını kendi ülkemizde tatil yapabiliyoruz. Neyse politik konulara girmeyelim. Kitaba gelirsek, bir gezi yazısıdır. Yazar Malezya, Kore, Çin, Japonya gibi Uzakdoğu ülkelerine yaptığı gezinin gözlemlerini yazmış. Bir kurgu olmamasına rağmen yazarın dili ustaca kullanması ve tatlı bir sohbet havasında anlatması metni sıkıcı olmaktan kurtarıyor. Neredeyse yazarla birlikte seyahat etmiş kadar oluyorsunuz. Öbür yandan yazar tam anlamıyla oryantalist bir bakış açısıyla gözlem yapmış. Yani Türk olduğunu bilmeden metni okursanız, yazanın bir İngiliz olduğunu düşünürsünüz. Zaten yazarın gözlemlerinin satır aralarında bir İngiltere hayranlığı dikkatlerden kaçmıyor. Her şeye rağmen okunası bir kitap.
Kvangvamun Kavşağı
Kvangvamun KavşağıŞavkar Altınel · Yapı Kredi Yayınları · 20135 okunma
188 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Savaşlardan kaçarak veya başka çok çeşitli nedenlerle doğup yaşadıkları yerlerden göç etmek zorunda kalanların yaşadığı büyük sıkıntılara, dramlara günümüzde çokça şahit oluyoruz. Göç ettiği yerlere uyum sorunları, kültürel farklılıklar, ırkçılık, yeme, içme, barınma, eğitim gibi sayısız devasa sorunlarla başa çıkmaya çalışırlar. Çoğunun sonu milyarlarca insanın TV ekranlarına takılmış ilgisiz bakışları altında devrilen, batan derme çatma tekneler ve karanlık sular oluyor. Buna karşılık özellikle Balkanlardan göç etmek zorunda kalan Türklerin Anayurda geldikleri için mutlu olduklarını, yukarıda saydığım sıkıntıları yaşamadıklarını sanırdım, öyle değilmiş. Doğdukları yerlere ve oradaki yaşam düzenlerine olan özlemleri her gün büyüyen birer tümör gibi içlerinde taşırlarmış. Kitaba dönecek olursak, Balkanlardan İstanbul'a göç etmiş bir ailenin küçük kızı Redife'nin çevresinde gelişen olayları konu edinmiş bir tiyatro oyunudur. Arka planda esnafın, ustaların, çırakların, göçmenlerin, gayrimüslim azınlıkların, bıçkın delikanlıların, güzel kızların, özlemlerin, yoksullukların, sefaletin, çaresizliğin, sevginin, aşkın, düğünün, cenazenin, doğumların, ölümlerin yani insana dair neredeyse her şeyin olduğu bir renk cümbüşü, bir karnaval... Ayrıca Füruzan'ın şiirsel dili, bölüm aralarındaki şarkıları ve sahne planlarından karakter ruh hallerine, ışık oyunlarına kadar detaylı kurgusu da cabası...
Redife'ye Güzelleme
Redife'ye GüzellemeFüruzan · Yapı Kredi Yayınları · 200927 okunma
116 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
29 günde okudu
Kitap Amras ve Watten adlı iki ayrı anlatıdan oluşuyor. Birinci anlatıda epilepsi hastası olan annenin sonu gelmez nöbetlerinden bunalmış babanın kendini kumara kaptırarak bütün servetini kaybetmesi sonucu çöken bir ailenin dramı konu edilmiştir. Ailece girişilen toplu intihar girişiminde anne-baba ölür, biri annesi gibi epilepsi hastası olan iki erkek çocuk intihar girişiminden kurtulur. İki kardeşin yer yer deliliğe varan sıkıntılı durumları anlatılmaktadır. İkinci anlatıda ise yasadışı uyuşturucu kullanımı sonucunda muayenesi kapatılan bir doktor ile beraber Watten denilen bir oyun oynadığı bir kamyoncu arasında geçen yine intihar, delilik temalarının, gerçeküstü konuşmaların olduğu felsefi konularla harmanlanmış bir öykü anlatılmaktadır. Beni oldukça yoran birbirine virgülle bağlanmış bir sürü birbiriyle alakasız gibi duran ve zaman zaman yarım bırakılmış cümleleri ile okuyucudan emek bekleyen bir anlatım tekniği var. Yine bu teknikle yazılmış diğer eserler gibi tekrar tekrar okunması gereken ve belli bir çabanın ardından derin keyif veren bir kitaptır.
Amras - Watten
Amras - WattenThomas Bernhard · Yapı Kredi Yayınları · 2021115 okunma
72 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Gogol'un hakkında çok şey duyduğum öyküsü "Palto" yu nihayet okudum. Çok yalın ve biraz eğlenceli anlatım tekniğinin yanı sıra oldukça çok çağrışımlar yapan metaforları ile çok sevdiğim kitaplar arasında yerini aldı. Ayrıca okurken nedense aklıma "Kürk Mantolu Madonna" geldi. Kahramanları birbirini çağrıştırdı bende.
Palto
PaltoNikolay Gogol · Tutku Yayınevi · 201737,1bin okunma
336 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
Eşcinsellik hakkında ne düşünüyorsunuz? Ya da şöyle sorayım: Eşcinsellik kişinin özgür iradesi ile yaptığı bir seçim mi? Yoksa biyolojik bir yapısal durumla mı karşı karşıyayız? Eğer böyleyse kişi bu durumdan sorumlu tutulabilir mi? Bu bir suç mu? Mesela cinayetten daha mı ağır bir suçtur? Neden cinayet işleyenler çoğu durumda toplumdan saygı
VS - Ah, Arsız Ruhum
VS - Ah, Arsız RuhumZsuzsa Rakovszky · Yapı Kredi Yayınları · 201415 okunma
Reklam
136 syf.
5/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Brezilyalı bir köle tüccarının yükselişini ve çöküşünü konu alan bu kitabı kayıtsızlıkla ve biraz sıkılarak okudum. Köle ticaretini anlatırken kölelerin dramlarına fazla değinmemiş olması, yazarın onlarca karakteri, rengi, nesneyi, geleneği okuyucunun üzerine boca eden ve bir konuyu sonuca bağlamadan başka bir konuya atlayan üslubunu sevmedim. Yazar olaylara ruhsuz bir gezgin gibi bakıyor gibi geldi bana. Kitap çok uzun olmadığı için yarıda bırakmadım.
Ouidah Naibi
Ouidah NaibiBruce Chatwin · Yapı Kredi Yayınları · 201111 okunma
256 syf.
7/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Kitaba biraz önyargı ile başlamıştım. Hani bilirsiniz, kendi ülkesinden Amerika’ya kaçmış bazı yazarların boyuna kendi ülkesini karalayıp Amerika’yı da rüyalardaki özgürlükler ülkesi olarak görmesi ve öyle anlatması bana hep biraz itici gelmiştir. Bu "Amerikan Rüyası" propagandası kokan eserler bana hep biraz samimiyetsiz gelmiştir. Mesela “Uçurtma Avcısı” Afganistan iç savaşında parçalanmış yaşamları, Taliban zulmünü, toplumsal kaosu çocuk gözüyle çok güzel anlatmış. Ancak tüm bu yaşananlardaki Amerikan rolüne hiç değinilmemiş. Sanki bir zamanlar Talibanları silahlandırıp destekleyen Amerika değilmiş gibi. Tekrar “Boyalı Kuş” a dönecek olursak, öncelikle çok rahatsız edici şiddet sahneleri var. Sıradan insanların kendisine benzemeyenlere karşı nasıl birer canavara dönüştüğü çok sade ve ustalıkla anlatılmış. Bu arada yeri gelmişken, tarihin en büyük soykırımlarına uğrayan Yahudi dramını anlatan sayısız eser vardır da neden hemen her millet tarafından dışlanan, çok çeşitli zulümlere uğrayan Çingenelerden bahseden eserlerin sayısı çok sınırlı? Bu nasıl bir kaderdir ki çok zengin malzeme kaynağı olmasına rağmen edebiyattan da dışlanmışlar. Neyse bu üzerinde ayrıca durulması gereken bir konu.
Boyalı Kuş
Boyalı KuşJerzy Kosinski · E Yayınları · 20184,617 okunma
228 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Hani bazı kitaplara başlarsınız da kitap sizi bırakmaz, sürükler götürür ya… İşte bu onlardan değil. Postmodern eserlerde gördüğümüz doğrusal zamanın takip edilmemesi, sık sık zamanda geri dönüşler, kurgunun etraflıca çizilmemiş olması, kopuk bağlantılar, mesaj yüklü cümleler ve hayal ile gerçeğin karıştığı bilinç akışı teknikleri kullanılmış. Kitabın tanıtım bülteninde “karanlık bir roman” deniliyor. Bu karanlık kalın bir sis tabakası gibi romanın her sayfasına çökmüş. Bende zaman zaman kaliteli bir çeviri yapılamamış düşüncesi doğurmasına karşılık keyifle okuduğum bir romandı.
Bir Gölge Gibi
Bir Gölge GibiMichel Schneider · Yapı Kredi Yayınları · 20147 okunma
224 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Organize İşler filminde şöyle bir replik vardı: "...ama kızı görmeliydin Silvio. İçinde siyah çakıl taşları olan, berrak ama akıntılı bi su gördün mü hiç? işte öyle bi şeydi." Bana Aymatov'un Elveda Gülsarı'daki şu ifadeyi hatırlatır: "Gözleri, şırıl şırıl bir derenin dibinde ay ışığı vuran taşlar gibi parlar, bir açılır, bir koyulaşırdı."
Elveda Gülsarı
Elveda GülsarıCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202016,3bin okunma
632 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 günde okudu
Arkadaşımın "Oblomovluk bana da sirayet etti. İki aydır ne kitabı bitirebildim ne de başka bir kitabı elime aldım. Ne zaman okumaya başlasam tatlı bir rehavet çöküyor üsüme." dediği kitap... "Seni Oblomov'dan kurtarayım" dedim ve kitabı aldım. Doğal karakterler, akıcı bir dil, tanıdık ruh halleri... Tatlı tatlı okunuyor.
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139,5bin okunma
724 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
399 günde okudu
Bir arkadaştan ödünç almıştım kitabı. Evet baştan sona okudum. Ama gerçekten okumuş oldum mu, emin değilim. Kitabı satın alacağım. Ara ara herhangi bir bölümünden başlayıp tekrar okuyacağım. Faruk Ulay'ın İti adlı romanı gibi, bitirmeye kıyamadığım bir kitaptı.
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202062bin okunma