Grinin Elli Tonu
"Seni gören gözümden, boşluktan ya da özgürlükten daha fazla seviyorum."
''Özgürlük dediğin budur işte! Özgürlükten yoksun bırakıyorlar!''
Reklam
Bir insan kölelikte ne kadar terfi ederse, özgürlükten o kadar uzaklaşır.
Özgürlüğe olan korkakça sevgimiz (ansızın özgür kalsak, bu sefer de yepyeni birşey olduğu için yadırgar, hemen kaçardık özgürlükten) köleliğin üzerimizdeki ağırlığını açıkça gösteriyor. Beni ele alalım; her şeydeki, yani kendimdeki tekdüzelikten kurtulmak uğruna bir kulübeye ya da mağaraya kaçmaya hazırım, ama, kendi varlığımın bir özelliği olan tekdüzeliği gittiğim heryere taşıyacağımı bile bile, o kulübeye gitmeli miyim acaba? Var olduğum yerde, var olduğum için göğsüm sıkışırken ve bu hastalığın etrafımı saran şeylerden değil, ciğerlerimden kaynaklandığını bilirken, daha rahat nefes alabileceğim bir yer bulabilir miyim? Katıksız güneşi ve özgür enginleri, görünen denizi ve bütün ufku deliler gibi arzulasam da, kim bilebilir yatağımı ya da alışık olmadığım yiyecekleri, hatta sadece artık aşağı dört kat inmemeyi, köşedeki tütüncüye uğramamayı, geçerken aylak berbere selam vermeyecek olmayı yadırgamayacağımı?
Sayfa 224
İster kenar mahalle halkı olsun, ister bir parlamentoda toplanan daha sınırlı insanlar, daima kuvvetli bir elin hükmü altındadırlar. bu tür insanlar ancak iki türlü yaşam tarzı bilir: Hükmetmek ya da hükmedilmek. Bu da kendisine emreden başa bağlıdır.. Bu iki egemenlik arasında özgürlükten nasıl söz edilebilir?
Sayfa 104Kitabı okudu
Karanlıkta ıslık çalmak ışığı getirmez.Yalnızlık, korku ve şaşkınlık yerli yerinde kalır.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.