Özlem, olamamak tır...
"Özlem, özleyen, özlenenin herbir ediminde, yanında olmadıkça kaçınılmazdır - özlenen, özleyenden ayrı - onun bilmediği- tek birşey yapsa -kısa bir süre için de olsa, özleyenin bilme alanının dışında -uzak-kalsa, harlayıp yükselir özlem. Özlem, yanında olamamaktır - her bir edimde ve adımda... Özlem, olamamak tır."
Yosun kokusunu yeniden duymaya çalışırken, bir kavşakta karşıdan karşıya geçerken, arabalar dünyasında yaşadığını son anda algılarken, büyük bir bulvarın tüm kahvelerinde oturanlardan hiçbirini tanımazken, bir mağazadan gelişigüzel yiyecek seçerken, ya da bir satıcıdan herhangi bir malı isterken, aynı anda özlem ve yalnızlıkları düşünürken, gidenleri, gelenleri, bölünenleri, ölenleri, doğanları, büyüyenleri, yaşamak isteyenleri, yaşamak istemeyenleri özlerken, severken, sevilirken, sevişirken, hep yalnız değil miyiz.
Reklam
"Özlem, özlediğini sonsuzca özler - özlemenin sonu da yoktur - ya kendi sonudur özlem; ya da, hiç..."
Sayfa 126Kitabı okudu
İçini, ne kadar gücü kalmışsa, o kadar derinden çekti. Aaaah! Özlem içini yakıyordu.
"İşi yolunda gidenler için yaşam tozpembedir. Nerede olursa olsun, böylelerinin dertleri olsa olsa sevgi, özlem, sıla vs'dir. Biz sevgiden, özlemden, sıladan, her şeyden vazgeçtik. Bütün bunları unutarak, başımızın derdine düştük."
Sayfa 126 - Literatür YayıncılıkKitabı okudu
Hüzün, çırpınan huzursuzluğuna üstün geliyor, büyük duygulara veda edişi ufacık bir şefkate duyulan çocuksu özlem içinde kayboluyordu.
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.