- Ne istiyorsunuz? - "Bizi İngiliz'e koyuversin artık, Sultan Hamit" demekteyiz. Yağlı et yiyerekten azdık ki efendim, yere göğe sığasımız kalmadı. Bir gün arkadaşlarla sözü bir edip Selamlık'a gittik. Selamlık, padişahın Cuma namazı... "Aman da padişahım izin de ver bize, ah aman Allah / İzin de vermez isen dök bizi denize" diye başladık Kırım Savaşı'nın türküsünü çağırmaya... Yaverler koştu. "Susun yahu... Kudurdunuz mu?" dedikçe, biz, "Padişahım devletinle, milletinle çok yaşa" diye bağırmaktayız, arada bir, "Çok kasılma padişahım, senden büyük Allah var" diye çığırışmaktayız. Meğerse bugünü gözlermiş mübarek Sultan Hamit... Gülmüş de, "Bırakın, ben işi bilmekteyim, demiş, tava geldi demek, benim arslan yürekli savaşçı dervişlerirn, demiş, sıksınlar dişlerini az biraz, gürültü edip uyur yılanı uyarrnasınlar" demiş... Uyur yılan dediği: İngiliz... Sen Allah'ın işine bak ki öğretmen bey, bu bağırtıya, Sultan Hamit, "Ferman ettim, sırasıdır, salsınlar dört yandan din düşmanına" deseydi, bittiydik!
Sayfa 319 - İthaki Yayınları, 5. Baskı (2011), Üçüncü Bölüm, Bozkırdaki Çekirdek, 1, Kara DeğirmenKitabı okudu
MAZİYİ İNKÂR EDENLER, DARÜLFUNÛN VE MİLLİ TARİH KONGRESİ  Fertler için olsun, milletler için olsun “mazi” dayanılacak en büyük kuvvettir ve maziyi ancak mazisi lekeli ve karanlık olanlar inkâr ederken son inkılâbın zayıf iradeler ve zayıf seciyeler üzerinde yaptığı sarsıntı ile “maziye sövmek” moda haline gelmiş. Ve maziye sövmek daha müfrit bir
Reklam
EDİRNE MEBUSU ŞEREF BEY’E Şeref Bey, Şimdiye kadar Millet Meclisinde sesinizin çıktığını hiç işitmemiştik. Halbuki 21-kânunusani-1934 tarihli Hâkimiyeti Milliye de, bana dair yazdığınız yazıda eski bir müverrih gibi konuşuyorsunuz. Tarihten salâhiyetle dem vurmanın moda olduğu şu zamanda, sizin de hiç bir ilmî salâhiyetiniz olmadan bu mevzua
Millet dediğin ne ola ki Padişahım sen çok yaşa Bu vatan senin çiftliğin Padişahım sen çok yaşa
Sayfa 22 - Padişahım Çok Yaşa
Seferberlik dediler. Sancâk-ı Şerif açıldı dediler, hadi askere dediler, biz de gittik. Padişahım çok yaşa diye bağırdık. Sonra toplar, tüfekler patladı. Boyuna yürüdük, koştuk, süründük, sindik, saldırdık, ikide bir süngüleştik. Kiminde kazanmışız, ilerliyormuşuz, kiminde gerilermişiz... Hepsinde de ölen tam ölüyor, kalanlanlarınsa kimi tam, kimi de yarımyamalak kalıyordu. Sonunda harp bitti, yenildik dediler.
"Kahrolsun istibdat, müstebit yere batsın!" diyenlerle "padişahım çok yaşa!" diye gökleri çınlatanlar aynı halk kalabalığıydı..
Sayfa 101Kitabı okudu
Reklam
527 öğeden 391 ile 400 arasındakiler gösteriliyor.