Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Pakistan'ın en saygın alimlerinden biri olan Mevlana Samiul Hak ise Molla Ömer'in 'melek gibi bir adam' olduğunu söyler. Eylül 2013'te Uluslararası Haber Ajansı Reuters'in mikrofonlarına konuşan Mevlana Samiul Hak, İslam Emirliğine bir yıl fırsat verilmesi halinde tüm Afganistan'ı bahtiyar edeceği görüşündedir. "Amerikalılar ülkeden çıktığında tüm Afganistan onlarla birlikte olacak ve bunların hepsi bir yıl içinde gerçekleşecek." Reuters, Molla Ömer'in adı anıldıkça ünlü ilim adamının yüzünün aydınlandığını belirttiği raporunda Emirul Muminin'in bir zamanlar onun Darul Ulum El Hakkaniye adlı medresesinde öğrencisi olduğunu hatırlatıyor. Mevlana Samiul Hak, Molla Ömer için şunları söyler: "O, muttaki bir Müslümandır; çok faziletlidir. Misafirperverdir. Gösterişli üsluptan uzak sade bir insandır. Çok zekidir. Siyaseti iyi bilir ve yabancıların tuzaklarına karşı ferasetlidir. Mütecaviz-saldırgan değildir. O melek gibi bir insandır."
Sayfa 190Kitabı okudu
Çoğu zaman silahlanma yarışı tarafların ifla­ sına sebep olur ve güç dengesini de değiştirmez. Pakistan gelişmiş savaş uçaklan alınca Hindistan da aynı şekilde cevap verir, Hindistan nükleer bomba geliştirdiğinde Pakistan da onun arkasından gelir, Pakistan do­ nanmasını büyütür, Hindistan da ona cevap verir. Sürecin sonunda güç dengesi büyük ölçüde ilk durumda olduğu hâliyle kalır ama eğitim veya sağlığa harcanmış olabilecek milyarlarca dolarla silah alınmış olur.
Sayfa 243Kitabı okudu
Reklam
Türkiye, Amerika, Avrupa gibi Laik ülkelerde yaşayan müslümanlar, Mauritanya, Somali, Sudan, Afganistan, Burunei, İran, Pakistan, Suudi Arabistan, Endonezya, Malezya, Nijerya'da yaşanan İslamı beğenmiyorlar. Laiklik kalkanında yaşadıkları zincirlenmiş İslamı gerçek İslam sanıyorlar!
Dünyayı dolaşırken öğrendiğim bir şey varsa o da umudun gücüdür. Tek bir kişinin, bir washington'ın, bir Lincoln'ın, King'in, Mandela'nın ve Pakistan'dan Malala adında bir genç kızın gücü...Tek bir kişi insanlara umut vererek dünyayı değiştirebilir. Dünyayı değiştirmek istiyorsanız işe boğazınıza kadar çamura batmışken şarkı söyleyerek başlayın.
Sayfa 123Kitabı okudu
Her bir derecelik sıcaklık artışı için nem yüzde 5 oranında artar. Sıcak hava daha fazla miktarda nem tutar. Bu ise daha çok yağmur ve kar demektir. Böylesi bir trend sel, toprak kayması manasına geliyor. Nitekim son yıllarda Pakistan'da, ABD'de, Türkiye'de yaşanan seller küresel çapta ısınmanın oluştuğunu gösteriyor. Dünyanın çok yeri ortalama olarak daha çok yağış alacak olsa da kuraklık da zaman zaman kendini gösterecek. Bu da 2003 yılında olduğu gibi sıcak dalgalarını tetikleyecek.
Sayfa 156Kitabı okudu
1947'de dünyanın en büyük ve en önemli sömürgesi Hindistan ikiye bölünerek, Hindistan ve Pakistan olarak iki bağımsız devlete dönüştü. Müslümanların çoğunluk oldukları İran ve Afganistan'a komşu olan kuzeybatı bölgesi Batı Pakistan, ta öbür uçtaki Bengal'in bir bölümü, Doğu Pakistan oldu.
Sayfa 295 - daha sonra Mayıs 1971'de Doğu Pakistan bağımsızlığını ilan etti ve Bangladeş adını aldı.Kitabı okudu
Reklam
buğday için veriyi böyle alamazsınız
efendim, siz Pazar payı olarak Hindistan 'ı Çin'in bir altında görüp ortalama rekolte ile üretimin ilerleyen yıllarda artması ile pazar lideri konumunda görüp artık yönü Hindistan 'a çevirelim derseniz bu ülkeye yabancısınız demektir. peki Hindistan- Pakistan ile bir sorun yaşarsa ne olacak? biz yine partner mi değiştireceğiz?
Ziya ül Hak'ın Amerika destekli diktatörlüğü altında, Pakistanlı kadının toplum içindeki konumu büyük hasar gördü. Durum, kadınlar için çok zararlı birtakım yasaların çıkarılmasıyla gelişti. İslam adına yapılan bu zulüm, zina suçunu da içeren Hudut Kuralları adı altında uygulamaya kondu. (...) Ziya ül Hak'ın çıkardığı yeni yasalarla,
Sayfa 67 - Varlık AnlatıKitabı okudu
PİR U PAK PAKİSTAN
Türk cumhuriyetlerinin dışında yeryüzünde Türkiye'yi en çok seven ülkenin Pakistan olduğu söylenir. Pakistan ismi sonradan yapılmış bir isimdir. Resmen el yapımı bir isim. 1947'de Hindistan'dan ayrılan Müslümanların Pencap, Afgan ve Keşmir isimlerinin baş harflerine -istan ekini ekleyerek yeni kurdukları ülkelerinin ismini oluşturdukları anlatılır. PAK kısaltmasıyla temiz çağrışımı da yapılmış. Bu anlamda düşününce Pakistan kelimesi temiz ülke, temiz insanlar ülkesi çağrışımı da yapmakta.
2017 de Hindistan'ın milliyetçi hükümeti, Hindistan'la Pakistan sınırında ki Attari'de dünyanın en büyük bayraklarından birini göndere çekti. Bu hesaplı hareketin amacı ne feragat ne de çıkar gözetmekti; amaç Pakistanliları kıskandırmaktı. Sözkonusu Tiranga 36 metre uzunluğunda, 24 metre genişliğindeydi ve 110 metrelik bir direğe çekilmişti (Freud bu konuda ne derdi acaba?). Bayrak Pakistan'ın büyük şehirlerinden olan Lahor'dan bile görülebiliyordu. Maalesef güçlü rüzgarlar bayrağı yırtıp durdu ve Hint vergi mükelleflerine külfet yaratacak şekilde milli gururun tekrar tekrar dikilmesi gerekti." Hindistan hükümeti neden kısıtlı kaynakları devasa bayraklar dokumaya harcıyor da Delhi'nin varoşlarına kanalizasyon sistemi kurmaya harcamıyor? Çünkü kanalizasyon sistemlerinin aksine bayrak Hindistan'ı gerçek kılıyor.
Sayfa 260 - Kolektif KitapKitabı okudu
Reklam
Müslümanlar Neden Geri Kaldı?
İslâm dini, akıncı Türkleri bir araya toplamış, devlet ve medeniyetler kurmalarını sağlamıştır. İslâm dini, bedevi Arapları, bir araya getirmiş ve koca bir imparatorluk kurmalarını temin etmiştir. İslam dini, Zerdüşt dininin batıl itikadlarını bertaraf etmiş koca bir İran şahlığı ve medeniyeti vücuda getirmiştir. İslâm dini, ağalar, beyler ve kabileler halinde yaşıyan Afganlıları, bir araya getirmiş ve onlara medeniyet ufuklarını açmıştır. Vaktaki Müslümanlar İslam dininin emirlerini yerine getirmemeğe ve garbın fena taraflarını taklit etmeye başladılar, o tarihten itibaren de gerilemeğe başladılar. Osmanlı İmparatorluğu bunun güzel bir misalidir. Böylece İslâm dininin emirlerini yerine getirmeyen Müslümanlar, yavaş yavaş başka milletlerin esiri olmuşlardır. Evvela siyasi esaret, sonra iktisadi esaret başlamıştır. Nitekim Mısır, Suriye ve Irak senelerce esaret altında yaşadı. Pakistan ve Endonezya gibi büyük İslam kitleleri uzun zaman esaret altında kaldılar. Siyasi ve iktisadi esaret altında yaşayan milletler terakki edemez. Hele dininin de emirlerini yerine getirmezse hiç edemez. Zira İslâmiyet Müslümanlara birleşin, kardeş olun diyor. Müslümanlar bunun aksini yapıyor. İslâmiyet Müslümanlara, ulü'l- emre itaat ediniz, dininizden olmayana itaat etmeyiniz diyor. Müslümanlar bunun aksini yapıyor. İsmi İslâm, fakat icraatı gayri İslam olan milletler elbette terakki edemez, esir olarak yaşar. Hülâsa olarak demek istiyoruz ki, Müslüman milletlerin her bakımdan geri kalmaları, İslam dininin bir kusuru değildir. Bilakis İslâmiyeti tatbik etmemek Müslümanların geri kalmalarının amili olmuştur.
Sayfa 228
Bugün hepimiz eğitimin temel hakkımız olduğunu biliyoruz. Sadece Batı’da değil, İslam da bize bu hakkı vermiş. İslam her kız ve erkeğin okula gitmesi getektiğini söylüyor. Kuran’da yazılı bu. Allah bizim bilgi sahibi olmamızı istiyor. Gökyüzünün neden mavi olduğunu, okyanusları, yıldızları öğrenmemizi istiyor. Bunun büyük bir mücadele olduğunu biliyorum. Dünyada ilkokula bile gitmeyen elli yedi milyon çocuk var; bunların otuz iki milyonu kız. Ne yazık ki benim ülkem Pakistan bu konuda en kötü yerlerden biri. Anayasamız her çocuğun bu hakka sahip olduğununu söylese de, 5.1 milyon çocuk ilkokula bile gitmiyor. Okuma yazma bilmeyen yaklaşık elli milyon yetişkinimiz var, bunların üçte ikisi kadın.
Sayfa 381Kitabı okudu
Oyuna gelmeyelim derken oyuna gelmek
Öte yandan Hint liderler, yönlendirmeye çalıştıkları kitlesel güçten korktu. Kitleleri harekete geçirebilecekken kontrol altında tutarak Hint burjuvasine hizmet etmiş olan Gandhi, "Hinduların, Müslümanların ve diğerlerinin şiddet içeren eylemler amacıyla birleşmesi, kutsallıktan uzak ve Hindistan için kötü olur" diyordu. Nehru, Kongre'nin onay vermemesine rağmen gerçekleştirilen tarihin en büyük gösterisi Bombay mitinginde komünistlerin etkisinden kaygılanıyordu. Devrimden korkan Kongre liderleri, Pakistan'ın ayrıldığı bir bağımsız Hindistan önerisini kabul etti. Hint müzakerecilerinden biri olan Kongre başkanı Azad'a göre İngilizler, bölgede bir İngiliz üssünün Hindistan'ı İngiltere'nin çıkarları konusunda daha dikkatli davranmaya sevk edeceğini düşünüyorlardı. Daha fazla toprak talep ediyor olmalarına rağmen, Müslümanlar Ligi liderleri de uzlaştı. Bölünme ilanı, azgın bir cemaatçiliğin yeniden dirilişine işaret fişeği oldu ve ardında binlerce ölü ile bir ülkeden diğerine kaçan milyonlarca mülteci bıraktı. Hint burjuvasi ile İngiliz emperyalizmi arasındaki uzlaşmanın bedeli buydu. Bu aynı zamanda Hindistan'ın omuzlarına yüklenmiş, onu bataklığa sürükleyen bir yüktü - bir nefret ve şüphe yükü...
Sayfa 288 - Yordam KitapKitabı okudu
"Müşlümanların birliği ve tek sancak altında toplanması" hususu, İslâm tarihi boyunca hiçbir zaman tam anlamıyla gerçekleşmiş bir olgu değildir. Emevî (661-750) ve Abbâsî (750- 1258) imparatorlukları döneminde, coğrafyanın uzak noktalarında isyanlar ve bölünmeler hiç eksik olmamıştı. Sonraki devirlerde ise, kurulan devletlerin hiçbiri
Sayfa 87
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.