Bütün dünyanın virüsle boğuştuğu günlerde, dünyayı ne hale getirdiğini hiç umursamadan virüsün kendi halinde içine kapandığı gibi, Hikmet 1 masasında oturmuş çok ciddi bir konu hakkında düşünmektedir. Karmaşık bir kitabı yeni bitirmiş, kitabın heyecanıyla bir şeyler yazmak istese de devamını getirebileceğinden emin değildir. Her ne kadar oyunlarla
Beklenen indirim geliyor! Cuma, Cumartesi ve Pazar günleri (24-25-26 Nisan) geçerli olmak üzere, İş Bankası Kültür Yayınlarında NET %40 İNDİRİM! Şimdiden hangi kitapları alacağını seçmeye başlayabilirsin. Sadece 3 gün sürecek bu kampanyayı kaçırma!
bkmkitap.com/is-bankasi-kult...
inançların kaç şiddetinde ki depreme dayanır ?
yeryüzü içinden kimsenin kurtulamadığı kaç felaketi yaşadı
bizim bildiğimiz son yüzbin yılın öyküsü
kaç format atıldı dünyaya bilen yok ..
medeniyet kötülük üzerinde yükseliyor
iyilik yaşamın ayrıntılarında mevcut
yapılan her buluş , seni daha kolay öldürmek için ya da paranı kendi elinle vermen için yapıldı ..
ülkelerinde ki sokak köpeklerinin su sorununu bile çözemeyecek kişiler
dünya ile evcilik oynuyor ..
evrende şeytanın öyküsü bir meleğe güç verilmesi ile başladı
bana gücün çıldırtmayacağı birini göster ona boynumu uzatayım ..
medeniyet sana seçme ve seçilme hakkı tanıdı
yönetilmeme hakkını verecek bir medeniyet daha kurulmadı .
yuvarlak bir dünya çizmişler
bunlar kendi çapında
bizler ise bu dairenin kenarından izliyoruz
aynı hikayeyi baştan dinlemek için uyanıyoruz her sabah
sırf takvimler gücenmesin diye sayıyoruz günleri , ayları .
hafta sonuna sığan özgürlüğün köleleriyiz
pazar günü boynunda ki zinciri gevşetiyorlar
hadi bana bunu hissetmediğini söyle
dünyayı bir kaba boşaltmışlar
biz kimin kaşığındayız , bilmiyoruz ..
Aşkın da tüm diğer değerler gibi hızla sömürüldüğü bir “hız ve haz çağında” yaşıyoruz. Artık insanlar sevmiyor, dokunup geçiyorlar sadece. Şiirlere, şarkılara, romanlara, filmlere konu olan aşklar yok artık, aşk yaşanmıyor, yaşanamıyor çağımızda, içi en fazla boşaltılan kavramlardan biri de aşk aslında. Bir konuyu bu kadar dillere pelesenk edersek
O günde Mehmet’le böyle biraz paraya sıkışmışız Terzi Kamuran’ın don lastiklerini satacaktık pazarda . Kamuran Hanım’dan malzemeleri aldık kahvenin önüne geldik o an. Bilal Abi'de pazar günleri kahveyi kapatıp o da gelirdi bizimle pazara.Bir yandan böyle malzemeleri traktöre yüklüyoruz o an böyle pazarda kendisine şalgam böyle simit tablası
"Babamın Gözyaşları" bu eseri takdir edersiniz ki bu sitede gördüm ve kitabın ismi gördüğüm ilk anda yankı uyandırmıştı bende.Çünkü beni genelde kitapların kapağından ziyade isimleri etkiler bazen içeriğine bile bakmadan okuma listeme alır sonra küçük çaplı araştırır sıraya koyarım. Evet bu kitabında isminden etkilendim Baba ve gözyaşı
Kitap oyun (tiyatro) türüdür. Kitabı okurken sanki bir roman okuyormuş hissi veriyor ve bu gerçekten güzeldi.
Gayet anlaşılır ve güzel yazılmış.
Evet şimdi incelememize geçelim.
Kitaplarından önce yazarı tanımak çok önemli, Biyografik Notlar'ı okuyun mutlaka ¬
Biyografik Notlar: Anton Çehov 1860 yılında Rusya'nın bir taşra kenti olan
Pazar günleri, hayatın intikam günleri.
Neşeli başlasın öyle geçsin diye gayret edildikçe insanı koyu bir yalnızlığa, anlaşılmaz bir kedere iten günler.
> Bundan yıllar evvel, ben küçükken bulunduğumuz ilçeye haftanın belli günleri gelen gezici kütüphaneye üye olmaya karar verdikten sonra, okul öğretmenim Nevin hocamın da tavsiyesi ile dünya klasiklerinden birisi olan Moby Dick’i okumaya karar verdim. Devrimci Yunan filozof: Herakleitos, “Aynı nehirde iki kez yıkanılmaz” sözüyle, bir nehrin
Ayçagül Akar ‘a ithaf edilmiştir.
“Atma Babaaa..“
Yahu şu yoklukta, elindeki demir parayı taze betonun içine attı ya adam. Ben onunla renk renk akide şekerleri alırdım, gitti anam gitti! Tamam da ben büyüdüm, koca adam oldum, şimdi şu sekiz yaşımdaki köyde evin temel atılmasında yaşadığım anıyı