“Görülecek, işitilecek, tadılacak, okunacak, yazılacak, yapılacak o kadar çok şey birikiyor ki, bundan sonra hayatımın bütün bunlara yetişmeyeceğinden korkuyorum.”
Görülecek, işitilecek, tadılacak, okunacak, yazılacak, yapılacak o kadar çok şey birikiyor ki, bundan sonra hayatımın bütün bunlara yetişmeyeceğinden korkuyorum!
"Kendi merkezi etrafında hergün biraz daha süratle dönmekten başka bir şey yapmayan insan, atlı karıncada gözlerini kapayan çocuğun kilometrelerce uzaklara gitmesi hayaline benzer bir ilerleme vehmi içindedir..."
''Girilecek, işitilecek, tadılacak, okunacak, yazılacak, yapılacak o kadar çok şey birikiyor ki, bundan sonra hayatımın bütün bunlara yetişmeyeceğinden korkuyorum.
Yalana her şey isyan etmelidir. Eşya bile: Damlardan kiremitler uçmalıdır, ağaçlar köklerinden sökülüp havada bir saniye içinde toz duman olmalıdır, camlar kırılmalıdır, hatta yıldızlar düşüp gökyüzünde bin parçaya ayrılmalıdır filan...
Peyami Safa takma adıyla Server Bedi Türk edebiyatının usta yazarlarından biridir. Her romanında insan ruhunun derinliklerinde sizi yolculuğa çıkarır. Tabiri caizse insanın kendi iç dünyasını size 3boyutlu gözlük taktırıp gösteriyor.
Kitapta genç yaşta hastalığa yakalanan biri ve çektiği aşk acısı var. Diyeceksiniz ki her romanda bu tür şeyler vardır. Ama İstanbul'da yaşamak var, İstanbul'u yaşamak var. İşte Peyami Safa bize İstanbul'u yaşatanlardan.
Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.