Fitret, derew nake. Mesela, ew meyla zîldanê ku di dendikekêde ye, dibêje ku: “Ez dê zîl bidim, bikevim simbilan û ez dê meyweyanbidim.” Rast dibêje. Mesela, di hêkê de meyla jiyanê heye, dibêje ku:“Ez dê bibim çîçik.” Bi îzna Ellah dibe. Rast dibêje. Mesela, çengek av,bi cemed(bûy)înê, mêla xwe dide ser firehbûnê û dibêje: “Ez dê zêdecî bigrim.” Hesinê metîn jî, nikare wê li derewê derîne. Rastiya peyvawê, hesin parçe dike.
Sayfa 264 - Zehra yayıncılık
balkondan aşağı bakma peyzajı
Ben yine, kaçak girdiğim bu yeryüzünde, yaylı sazlar arasına sızıp, kendi oyduğum düdüğümü çalacağım! Varsın kırmızı ışıkta dursun otomobiller; ben serilip yere, gökte kaç yıldız var acaba, diye sayacak kadar hayalperest, pervasız, korumasız ve sonsuza kadar salak kalacağım! Yemin ettim, ruhumun üstüne kuma almayacağım!
Reklam
Düşünceler tıpkı bir nehir gibi akar. Her an geldikleri gibi giderler.
İTALYAN RÖNESANSININ DORUĞU
İtalyanların Quattrocento diye adlandırdıkları bütün bir XV. yüzyıl boyunca, Floransa, Medici’ler ailesinin koruyuculuğu altında, İtalya’nın en bereketli sanat ocağı olmuştu. O yüzyılda Floransa, mimar Brunelleschi, heykeltraş Ghiberti ve Donatello, ressam Fra Angelico, Masaccio, Piero della Francesca, son olarak da Botticelli ile pırıl pırıldır.
Fakat iki türlü ahlak vardır, dedi; biri, küçüğü, göreneğe kaçanı, insanların ahlak dediği şey, durmadan değişen ve yüksek perdeden atıp tutan, saman altından su yürüten, şurada gördüğümüz budala toplantısı gibi, çıkarcıların ahlakı. Fakat öbürü, ebedi ahlak; etrafımızı saran peyzaj ve bizi aydınlatan mavi gökyüzü gibi, çepeçevre ve yukarda bulunan ahlak.
İş Bankası Yayınları / epubKitabı okudu
Dengê pirtûkên tozbar ku di navbera rûpelên pirtûkan de mîna peyvan hatine rêzkirin, bi rastî jî dengê jiyan û dîrokê ye. Her pirtûkek bikêr û serketî zanînek e ku ji ceribandina mirovan û jiyanek bi dest ketiye.
Reklam
1.000 öğeden 591 ile 600 arasındakiler gösteriliyor.