mark petrie!! Yine çok haklı.
Uykuya dalmadan önce yetişkinlerin ne kadar tuhaf olduğunu düşündü. Korkularını atıp uyuyabilmek için yatıştırıcı ilaçlar, uyku hapları alırlar veya içki içerlerdi. Oysa korkuları o kadar sıradan şeylerdi ki... işini kaybetme korkusu, para, öğretmen bana kızar mı, karım hala beni seviyor mu, arkadaşlarım kimler... Bunlar bir çocuğun karanlıkta yatarken duyduğu korkuların yanında çok hafif kalırdı; çocuk bunları kimseye itiraf edemezdi, tek ümidi kendisini anlayacak başka bir çocuk bulmaktı. Yatağının altındaki veya bodrumdaki umacıyla başa çıkmak zorunda kalan bir çocuk için grup terapileri, psikologlar falan yoktu. Her gece bu savaşı tek başına sürdürürdü ve tek tedavisi, hayal gücünün dondurulduğu dönemdi ki, buna yetişkinlik deniyordu. İşte kısaltılmış haliyle bu düşünceler aklından geçti. Bir gece önce Matt Burke bunun gibi karanlık bir şeyle karşılaşmış, korkudan kalp krizi geçirmişti; bu gece böyle bir şeyle Mark karşılaşmış, on dakika sonra elinde tuttuğu plastik haçla uyumaya başlamıştı. Yetişkin adamlarla oğlan çocukları arasında ne büyük bir fark vardı.
Sayfa 281
Belki de ölüyorum. Uğursuz şekiller yatağımın etrafını çevreliyor: kalp monitörleri, oksijen tüpleri, serum şişeleri, plastik boru sarmalları- ölümün bağırsakları. Göz kapaklarımı kapatıp karanlığa süzülüyorum.
Sayfa 293 - Pegasus yayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Ah işte buldum!" "O ne ?" "Hediye. Her kutudan bir tane çıkıyor." Eline bir şey düştü. Will uzunca bir süre bu şeye baktıktan sonra, mükemmelce oyulmuş dudakları yavaşça beliren bir tebessümle kıvrıldı. "Ne?" Şakalaşarak dirseğimle dürttüm. Elimi tuttu. "Bu harika. Sana daha iyisini alana kadar yani." Ve parmağıma mor, plastik bir yüzük taktı. Yüzük parmağıma tam oldu. İkimizde bir süre elime baktık. Plastik bandın üst kısmı, kalp şeklinde oyulmuştu. Parmağımı kalbin üstünde gezdirdim. "Şimdi ne zaman istersen eline bakabilirsin. Ben yanında değilsem bile bileceksin." Sıcak parmakları benimkilere dolanırken göz göze geldik. "Neyi bileceğim?" Diye fısıldadım "Kalbimin sende olduğunu. Seni sevdiğimi."
Sayfa 161Kitabı okudu
Halk ile aydın arasındaki mahiyet farkı nedir?
Halkı halkı yapan şey ile aydını aydın yapan şey birbirinden farklıdır. Mesela ırk halkı halk yapan şey değildir zira aydın da aynı ırktandır. Halkı halk yapan kendi geleneğine kendi tarihine kendi mazisine sadakattir aydınınki ise ihanet. Aytmatov'un tabiriyle aydın tam anlamıyla bir mankurttur. Bunun aksine maziye sadakatin gerektirdiği ihsaslara sahip olan kendi ben-idrakine göre istikbalini düşleyen topluluktur halk. Halkın içinden çıkan bilginlere halkın değerlerini savunanlara ise alim ya da arif denir. Bu yüzden halkın içinden çıkan şamanlar, kahinler büyücüler kendi haklarına ihanet etmezler. İhanet etmedikleri için de halk, şamanına kahinine, büyücüsüne itibar eder. Alimler de böyledir ; halkın tahassüslerini paylaşan, halkın içinden çıkan birisidir alim. Aydın ise vücuda monte edilen plastik bir kalp gibidir;bir nevi montaj ürünüdür.
kan kırmızı plastik bir kalp Küçücük, pırıl pırıl. Her an sanki atacakmış gibiydi.
CEVŞENÜ'L-KEBİR Işıl. Uzun siyah saçlı kız Bu rutubetli mektup selamlarla doludur. Hüznümü assam kururdu ütü masasına. Ama çoraplarım kurumayacak sabaha. Hem bilirsin, Yağmur kadar İzmirliyimdir. Plastik gardırobumun karnı deşilmiş. Sanki kanat çırpmaya hazır bir martı. İşe yine geç kalacağım. Kızarsa, müdüre bir parça gevrek
Reklam
Geri16
70 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.