Her hayat, daha yaşanırken bile, bir çöplük gibidir; bir ölünün arkasından temizlik yaptığınızda, bir gün sıra size geldiğinde ne kadar plastik çöp torbası doldurulacağını daha iyi anlarsınız.
Bize korkudan arınmış bir toplum ve yaşam güvencesi verenler, aynı zamanda özgürlüğümüzü elimizden alıyorlar. Korkudan arınma karşılığında özgürlüğümüzü takas ettiklerimiz, yeni korku kaynakları haline gelirler.
Ben anlamıyorum. Memleketi idare için icap eden kanunları Meclis mi yapacak? Yoksa hükümetin veya hükümet erkânından birinin arzusuna göre mi tedvîn edilecek?
Sayfa 208 - Hürriyet-i şahsiye kanunu üzerinden çıkan tartışmalar üzerine Ali Şükrü Bey’in 22 Şubat 1923 tarihli yazısından bir kesit.Kitabı okudu
Bir imparatorluk ne kadar geniş, ne kadar kalabalık, ne kadar bolluk bereket içinde olursa olsun, hep adam kıtlığı çeker! Dışarıdan bakıldığında kuldan, karınca yuvası gibi kaynayan meydanlardan, yoğun kalabalıklardan başka bir şey göremezsin. Ama ben zaman zaman savaş nizamında ilerleyen ordumu, namaz saatinde bir camiyi, çarşıyı, hatta kendi divanımı seyreder ve şunu sorarım kendi kendime: Şu adamlardan bir marifet, bir bilgi, bir sadakat örneği, bir şahsiyet belirtisi istesem, her saydığım vasıfla birlikte çevremdeki kitlenin seyreldiğini, eridiğini ve giderek kaybolduğunu görmez miyim?
"Ademoğlu bir kez kahpeliğe vurdu mu, şaşırmasın olmaz, şaşkın adam da kolay kazancı görünce bildiğini unutur. Ne denilmiştir 'Deveyi yardan uçuran bir tutam ot' denilmiştir."
"Hey imansız Hophop! Her işin başında 'olmaz' dersin. Hiçbir işi oluruna yorduğunu görmedim. Neden? Çünkü yüreğin fesat!"
"Bizde fesatlık yok, ademoğlu bozuk..."