Yeşil Devrim
Yine gelişmekte olan ülkelerde 1960'lı yıllardan itibaren, Çağdaş Tarım Devrimi'nin geniş çaplı motorlaşma-makineleşme gerektirmeyen bir varyantı gelişti: Yeşil Devrim. Pirinç, mısır, buğday, soya gibi güçlü randıman potansiyeline sahip bazı çeşitlerin ve bazı büyük ihracat ekimlerinin seleksiyonuna, kimyasal gübrelere, iyileştirme ürünlerine ve sulama suyundan ve drenajdan yararlanmaya dayanan Yeşil Devrim, bazı elverişli bölgelerde, bu yeni üretim araçlarına sahip olabilecek durumda olan tarımcılar tarafından benimsendi.
Mehmet Şevket Eygi'nin eğitimle ilgili açık mektubu
Gazeteci yazar Mehmet Şevket Eygi, 2018 yılında kaleme aldığı yazıda dönemin Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'a bir açık mektup yayımlamış, Türkiye'deki eğitim sistemiyle ilgili önemli bilgiler paylaşmıştı. 2019'da hayatını kaybeden Eygi'nin mektubunun değerinin bugün de
İnsan isterse en katlanılmaz yüklere katlanır. İstemezse en hafif işlerde yorgunluk, bezginlik duyar. Bu insanın özelliğidir ve bu özelliği bilmeyenler çalıştırdıkları insanlardan randıman alamazlar.
...O zaman şu soruyla karşı karşıya kalıyoruz: Dilenciler neden hor görülüyor? ... Bence sebebi çok basit, düzgün bir geçim kaynakları olmadığı için. Esasta bir iş yararlı mı yararsız mı, üretken mi asalakça mı kimsenin umrunda değil; tek beklenti kârlı olması. Çağımızın tüm o enerji, randıman, sosyal hizmet ve diğer laflarında "Para kazan, yasal yollardan kazan ve çok kazan"dan başka ne anlam var ki? Para en büyük erdem sınavına dönüştü. Dilenciler bu sınavda çakıyorlar, bu yüzden de hor görülüyorlar. ...Şereflerini diğer çoğu modern insandan daha fazla satmış değiller;sadece zengin olmayı imkansız kılan meslek seçme hatasına düşmüşler.
Dersleri takip etmişler, çalışmışlar, tezlerini teslim etmişlerdi. Şimdi karar lı bir şekilde, kendilerini saldıkları dertsiz tasasız hal, öğrenci olarak iyi randıman almalarının bir parçasıydı. Şakalaşmak, dans etmek, Les tontons jlingueurs'ü gör mek istiyorlardı. Son dönemde benim tek hakiki uğraşım ise kürtaj yaptırmanın bir yolunu bulmaya çalış mak olmuştu. Onların sürekli keyifli hallerine ulaşmaya çaba harcıyordum, ama başarabildiğimi sanmıyorum. Peşlerine takılmış bir kızdım.
Dünya ve dünya pazarı aynı şey değildir. Dünyanın topyekûn pazarlaşması, onun tecavüzü anlamına gelirdi. Pazarlaşma emek, kâr, sermaye, randıman ve üretkenlik oluşturma yan her şeyi kenara itmekte ve yok etmektedir bugün.
Atom bombasında; parçalara ayrılmış uranyum, patlamadan önce bir araya getirilip kritik kütle aşılacak şekle getirilirse bomba patlar. Yine de bu yolla eldeki elementin hepsi enerjiye dönüşmez; önemli bir kısmı patlamaya katılmadan çevreye dağılır. Bir atom bombasında eldeki uranyumun ancak %2'si enerjiye dönüştürülebilir. Aslında yanıldığımız bir husus daha vardır. Bu patlama sırasında maddenin ortadan kalkması ile enerji elde edildiği düşünülür; hâlbuki maddenin büyük bir kısmının başka bir elemente (daha küçük kütleli) dönüşmesi ile enerji açığa çıkar. Örneğin; Hiroşima'ya atılan 6 kgʻlik bombada sadece 1 g kütle kaybı olmuştur. Bu nedenle de randıman çok düşüktür.
Memlekette yapacak çok işimiz var! Toplumumuz bugünkü yapısı ile %50 randıman veriyor, çünkü kadını üretimden çekmişiz, onu sadece çocuk doğuran, sökük diken, yemek pişiren yaratık haline koymuşuz.