Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Resûlullah [sallallâhu aleyhi vesellem] şöyle buyurur: “Kişi dostunun dini üzeredir. O halde kiminle dost olduğuna dikkat etsin.” Âlimler bu manaya bakıp şöyle demişlerdir: “Bir kişiyi gördüğünde, acaba bu nasıl biridir deme, arkadaşına bak. Onun durumu arkadaşımdan belli olur. Çünkü arkadaş, arkadaşın yaptığını yapar. Yani âlimler kişinin durumuna, arkadaş tanıktır demek istemişlerdir. Âlimler şunu da söylemişlerdir: “Arkadaş, arkadaşın huyunu kapar. Haberi bile olmaz.” Peygamber Efendimiz [sallallâhu aleyhi vesellem] şöyle buyuruyor: “Kim bir kavme karışıp onlarla kaynaşırsa omlardan olur.” Yine Resûl-i Ekrem [sallallâhu aleyhi vesellem] buyuruyor: “Kötü arkadaşlar beraber olan kimsenin durumu, demirci dükkânında oturan kimsenin durumu gibidir. Her ne kadar demirin kıvılcımı kişiyi yakmasada kokusu üzerinde kalır.” Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî [kuddise sırruhû bu manada güzel bir beyit söylemiştir: “Salihlerle sohbet edersen sen de salihlerden olursun. Sakın zalimlerin sohbetine gitme, sen de zalimlerden olursun.”
Sayfa 472Kitabı okudu
Efendimiz (sas) buyurur ki: "Büyük günahlardan bir tanesi de insanın anne ve babasına küfür etmesi sövmesidir." Bu söz orada bulunan tüm sahâbeyi bir anda sarsmıştır. Sahâbilerden biri der ki: "Ya Resûlullah! Bir insan nasıl anne ve babasına sövebilir ki?" Efendimiz (sas) buyurur ki: "Bir kimse başkasının anne ve babasına küfür eder, söverse; o da döner onun anne ve babasına söver. O sövgüye sebep olduğu içinde sanki kendi anne ve babasına küfür etmiş gibi muamele görür."
Sayfa 355 - Buhâri, "Edeb", 4; Tirmizi, "Birr", 4.Kitabı okudu
Reklam
Nasiplenmek duası ile...
Hz. Ebû Zer bir gün Efendimiz'in yanına geliyor ve diyor ki: "Ya Resûlullah! Bu zenginler var ya, hepsi sevapları silip süpürdüler ve bize bir şey bırakmadılar. Onlar bizim gibi namaz kılıyorlar ve oruç tutuyorlar, sevap alıyorlar. Onların malları var, mallarını Allah yolunda infak ediyorlar, sevap alıyorlar ama bizim verecek mallarımız
Resûlullah Efendimiz bir hadisinde, "Dikkat edin, bedende bir et parçası vardır ki iyi olduğu zaman bütün beden iyi olur, bozulduğu zaman bütün beden bozulur. İşte o kalptir" buyurur.
Gıybet
Enes bin Malika Peygamber Efendimizden rivayet eder: "Mirac gecesi, yüz ve göğüslerini bakırdan tırnaklarla tırmalayan bir kavme rastgeldim. Cebrail'e, 'Bunlar kimlerdir?' diye sordum. Bunlar dünyada gıybet etmek suretiyle insanların etlerini yiyenlerdir' diye cevap verdi Cebrail." Yine rivayet edilmiştir. Zeyd b. Sabit (r.a), Ashab-ı Suffe ile Allah Resûlü'nün (sav) hane-i saadeti mescidinde oturup sohbet ederlerken dışarıdan Peygamber Efendimize et getirilir. Ashabu Suffe, "Ya Zeyd! Resûlullah'a git, çoktan yemek yemediğimizi haber ver, bizim için et iste." der. Zeyd Resûlullah'a giderken bunlar aralarında, "Zeyd şimdi gelir, öğrendiği hadis-i şerifleri anlatmaya devam eder." şeklinde konuşurlar. Zeyd, Ashab-ı Suffe'nin arzusunu arz ettiğinde, Hz. Peygamber, "Onlar şimdi et yediler." buyurur. Zeyd dönüp bunu arkadaşlarına haber verir. Ashab-ı Suffe, “Bunda bir hikmet var, zira et yemeyeli çok oldu. Gidelim bunun hikmetini sorup öğrenelim." diyerek Efendimizin huzuruna varırlar. "Ya Resûlallah!" derler, "Et yemeyeli uzun bir zaman oldu. Halbuki siz, 'Onlar şimdi et yediler.' buyurmuşsunuz. Bunun hikmeti nedir?" Bunun üzerine Peygamber Efendimiz, "Siz demin kardeşiniz Zeyd'in etini yediniz ve etleri daha dişlerinizin arasındadır. Tükürdüğünüzde bu etleri görürsünüz." buyurur. Zeyd ile ilgili konuşan Ashab-ı Suffe tükürdüklerinde, tükürüklerinin kızıl bir kan şeklinde olduğunu görürler. Hemen tevbe edip Zeyd'den helallik dilerler.”
Sayfa 300Kitabı okudu
Abdullah b. Amr, bir gün Efendimiz'e (sas): "Ya Resûlullah! Bana üç tane hayır, üç tane de şer söyler misin?" diye bir talepte bulunur. Efendimiz (sas) buyurur ki: "Üç hayır, doğru söyleyen bir dil, Allah'tan korkan bir kalp ve saliha bir hanımdır. Üç şer ise; yalana alışan bir dil, Allah korkusu ile titremeyen bir kalp ve kötü huylu bir kadındır."
Reklam
Hz. Aişe (r.a.) buyurur ki: «Resûlüllah bizimle konuşurdu. Biz de onunla konuşurduk. Namaz vakti gelince, bizi hiç görmemiş ve tanımamış gibi olurdu. Bu, Allah Teâlâ'nın azametiyle gayet fazla meşgul olmasından ileri gelirdi» ve yine peygamber efendimiz buyurur ki: «Kalbin hazır olmadığı namaza Allah Teâlâ bakmaz.»
Sayfa 113
Resûlullah Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem], bir hadis-i kudsîde, amellerde niyetin önemine şöyle işaret buyurmuşlardır: "Allah (meleklerine) şöyle buyurur: Kulum bir iyilik yapmayı gönlünden geçirirse ona bir sevap yazın, eğer o iyiliği yaparsa on kat olarak yazın. Şayet bir kötülük yapmayı içinden geçirirse onu yazmayın, şayet o kötülüğü işlerse ona bir günah yazın. Eğer ondan vazgeçerse veya onu yapmazsa ona bir sevap yazın.' Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] bunu söyledikten sonra, 'Kim (Allah huzuruna) iyilikle gelirse ona getirdiğinin on katı vardır. Kim de kötülükle gelirse o sadece getirdiğinin dengiyle cezalandırılır. Onlar haksızlığa uğratılmazlar" (En'âm 6/160) âyetini okudu."
Resûlullah efendimiz bir hadisinde, " Dikkat edin, bedende bir et parçası vardır ki iyi olduğu zaman bütün beden iyi olur, bozulduğu zaman bütün beden bozulur. İşte o kalptir" buyurur.
Resûlullah Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurur: "Dilini müslümanları kötülemekten çeken ve hata edeni gücünün yettiği en güzel bir üslûpla uyaran mümine Allah (c.c) rahmet etsin."
İbn Ebü'd-Dünyâ, Kitâbü's-Samt,nr. 137; Deylemî, Firdevsü'l-Ahbâr, nr. 3026Kitabı okudu
Reklam
"Resûlullah efendimiz bir hadisinde, 'Dikkat edin, bedende bir et parçası vardır ki iyi olduğu zaman bütün beden iyi olur, bozulduğu zaman bütün beden bozulur. İşte o kalptir.' Buyurur.
Kalp İnsaniyetin Duygu Merkezidir.
Nörobiyolojik olarak kalbin küçük bir beyni olduğu ispatlanmış durumdadır . Buna ister kalp gözü , ister süveyda , ister fuåd , ister basiret , ister sir , hatta isterse sırrü's serair ( sırların sırrı ) denilsin , hepsi tamamen gönül tanımıyla alakalıdır . Beyne göre bilgi nöronları çok azdır ama duygusal nöronlarıyla pekålå her şeyi
Sayfa 86 - 87,88Kitabı okudu
Diğer bir hadis ise şöyledir: "Anne ve babasına söven kişi lânetlenmiştir." ¹²⁷ Diğer rivayette Resûlullah, "Kişinin anne ve babasına sövmesi en büyük günahlardandır" buyurur. Bunun üzerine sahâbeler, "Ey Allah'ın Resûlü! Kişi anne babasına nasıl söver?" dediler. Peygamber Efendimiz (s.a.v): "Kendisi karşısındakinin babasına söver; o bunun babasına söver (Böylece babasına sövdürmüş olur)" buyurdular. ¹²⁸
Sayfa 82 - SEMERKAND / ¹²⁷ Buhârî, Edeb, 4; Ahmed, Müsned, 1/317. ¹²⁸ Buhârî, Edeb, 4; Müslim, İmân, 146; Tirmizî, Birr, 146.Kitabı okudu
Resûlullah Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurur: "Dilini müslümanları kötülemekten çeken ve hata edeni gücünün yettiği en güzel bir üslûpla uyaran mümine Allah (c.c) rahmet etsin."
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurur: "Dilini müslümanları kötülemekten çeken ve hata edeni gücünün yettiği en güzel bir üslupla uyaran mümine Allah(c.c.) rahmet etsin."
107 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.