"Küreselleşmenin yarattığı en büyük sıkıntı, ruhsal köksüzlük hissi."
Sayfa 220Kitabı okudu
Senden benden daha üstün insanlar “Uygar insan yalnızlıkta yalnızlık duygusunu hissetmeyen kişidir" derler. Böyle ruhsal ve düşünsel sabit anların yaslanabileceği içsel bir dünya yaratmalısın kendine, yani insanlar arasında yaşayacaksın ama asla onlara kendini muhtaç etmeyeceksin. İnsanlar bize hiçbir şey vermez; biz, kendimiz onu ele geçirmekten aciz olursak insanlardan payımıza sadece sıkıntı, rahatsızlık ve gereksiz gürültü patırtısı düşer, hatta annesinden, babasından ve ailesinden bile.
Sayfa 83 - Telos YayınlarıKitabı okudu
Günümüzün insanı kendisini giderek daha fazla güvenliksiz, başkalarının onayına bağımlı, içsel boşluğunu doldurmak için yoğun duygusal yaşantılar peşinde koşan bir kişi olarak hissediyor. Hayata anlam sağlayacak daha geniş bağlam ve değerlerden koptuğu için, yaşlanma ve ölüme tahammül edemiyor. Yaşlanma korkusu sadece bir gençlik kültü ortaya çıkarmıyor, aynı zamanda bir benlik kültü de ortaya koyuyor. Pop psikoloji de bencilliği ve öz çıkarları arttıran 'kişisel gelişim' kitaplarıyla bu koroya katılmaktadır. Girişkenlik ruh sağlığının bir belirtisi sayılarak, bencillik meşrulaştırılmaktadır. Kişisel tatmin, doğru uyumun kanıtı ve amacı sayılmaktadır. Bu görüşe göre kişinin kendi arzularını, duygu ve düşüncelerini bastırması psikolojik sıkıntı ve ruhsal hastalığın kaynağıdır. Ana akım psikoloji de, diğerkâm eylemleri gizli bencilliğe bağlayarak diğerkâmlığa karşı şüpheci bir yaklaşım sergilemektedir.
Sayfa 111Kitabı okudu
Okudukları,sorguladıkları,
düşündükleri ve çabuk incindikleri için hassas ve zeki insanların ruhsal sıkıntı yaşama ihtimali çok daha fazladır.
Bu kişilerin herkesten fazla tevekkül ehli olmaları ve bakış açılarını değiştirmeleri gerekir.
yoksa bu hayat onlara zehir olur...
Resûlullah, Alâk suresinin ilk ayetleriyle peygamber olarak seçildiğini, Müddesir sûresinin ilk ayetleriyle de ilahi görevi dahilinde neler yapması, nasıl davranması gerektiğini öğrenmişti.Müddesir sûresinin söz konusu ayetlerinden kısa bir süre sonra Müzzemmil sûresinin ilk ayetleri vahyolundu.Resûlullah, bu ayetlerde, ilâhî görevini başarılı şekilde yürütmesini sağlacak bireysel ve ruhsal hazırlık yapmaya çağrıldı.Ayrıca, Müddesir sûresinin ilk ayetleriyle verilen talimatların gereklerini yerine getirirken karşılaşacağı sıkıntı ve zorlukları aşabilmesinin yöntemini öğrendi.
Sayfa 93 - Pınar Yayınları
Aslında, bize sıkıntı veren duygulara hâkim olabilme, duygusal sağlığımızın anahtarıdır; aşırılık –fazla yoğun ya da uzun süreli duygular– dengemizi bozar. Doğal olarak bu, tek tip duygu hissetmemiz gerektiği anlamına gelmez; her zaman mutlu olmak, bir bakıma 1970’lerde moda olan gülen yüz rozetlerinin kişiliksizliğine bürünmek demektir. Acı çekmenin yaratıcılığa ve ruhsal hayata katkıları lehinde söylenebilecek çok şey vardır; acılar ruhu olgunlaştırabilir.
İnsan Hayatının İki Ana Yüzü
" İnsanların hayatının iki ana yüzü vardır: bir öznel, iç yüz ve bir nesnel, dış yüz. Öznel iç yüz refah ve sıkıntı, sevinç ve acıyla ilgilidir. Bu noktada neye bağlı kalmamız gerektiğini belirtmiştik: Istırapların derecesinin ve sayısının olabildiğince az olması, burada ulaşılabilecek en üst noktadır: Bu, pasif yüzdür.
Nesnel, dış yüz yaşayış biçimimizi gösteren imgedir, rolümüzü yerine getirme tarzımızı gösterir: güzel ya da kötü hayat. Erdem, kahramanlık, ruhsal kazanımlar burada yer alır: Bu, aktif kısımdır. Burada bir insan ile diğeri arasındaki fark, tek ayrılığın biraz daha fazla ya da daha az acı olduğu öbür yüzdekinden sonsuz derecede büyüktür. Bu nedenle hayatımızın bu nesnel yüzü asıl ilgi odağımız güzel hayat olmalıdır, oysa çoğunlukla öbürüdür."
Sayfa 32Kitabı okuyor
Adler psikolojisinde travma kesinlikle reddedilir. Bu yepyeni ve devrimsel bir hamleydi. Hiç şüphesiz travmayla ilgili Freudyen bakış açısı büyüleyicidir. Freud bir kişinin ruhsal yara- larının, travmalarının onun şimdiki mutsuzluğunun nedeni olduğunu öne sürmüştür. Bir insanın hayatını uzun bir anlatı olarak ele aldığında, orada kolaylıkla anlaşılan bir nedensellik ve dramatik bir gelişme görürsün, bunlar da güçlü izlenimler yaratır ve son derece ilgi çekicidir. Ama travma argümanını reddeden Adler şunu söyler: "Tek başına hiçbir deneyim başarımızın ya da başarısızlığımızın nedeni değildir. Deneyimlerimizin yarattığı şok sözüm ona travma yüzünden sıkıntı çekmeyiz, deneyimlerimizi amaçlarımıza uyacak şekilde yorumlarız. Deneyimlerimiz değil deneyimlerimize verdiğimiz anlam bizi belirler."
Sayfa 29
“uygar insan yalnızlıkta yalnızlık duygusunu hissetmeyen kişidir" derler. Böyle ruhsal ve düşünsel sabit anların yaslanabileceği içsel bir dünya yaratmalısın kendine, yani insanlar arasında yaşayacaksın ama asla onlara kendini muhtaç etmeyeceksin. insanlar bize hiçbir şey vermez; biz, kendimiz onu ele geçirmekten aciz olursak insanlardan payımıza sadece sıkıntı, rahatsızlık ve gereksiz gürültü patırtısı düşer, hatta annesinden, babasından ve ailesinden bile