Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Rıfat Ilgaz kalemi diye bir şey var ;)
Nüktedan üslubu ile yaşadığı dönemin sorunlarını ele alan yazar, rüşvet, açlık, torpille işe girme vb sosyal bozukluklara değinmiş bu kitabındaki kısa hikayelerde. Sıkılmadan ve beğenerek okuduğum 22 hikayelik güzel bir kitaptı.
488 syf.
9/10 puan verdi
Kitabı okurken sürekli ‘gerçeklerin siyaseti olmaz’ cümlesi geldi aklıma. Görüşün, düşüncen ne olursa olsun. Gerçekler herkesi acıtıyor. Yeri geliyor ırkçılığımızdan, yeri geliyor cinsiyetçiliğimizden utanacağımız olaylarla geliyor Yılmaz abi. Gayet samimi bir şekilde yazmış, bol bol utanacağımız, biz bu kadar aşağılık olamayız diyeceğimiz örnekler var. Ha yeri gelmişken ekonomimiz çok iyi, bizim ülkede liyakat, rüşvet olmaz diyenlerin veya ‘din’ başlığı altında zırhlı araçlarla gezip, halka şükredin diyenlerin gerçek yüzüne değiniyor. Kim ne diyor yazar hakkında bilmiyorum ama bence ülkenin biraz gerçeklerini görmek istiyorsanız okumanızı tavsiye ederim.
Yan Lianke ile pek çok okur gibi Günler Aylar Yıllar novellasıyla tanışmıştım. Bu kitabının aksine Patlama Kayıtları nedense pek okunduğuna denk gelmediğim ve fakat muhteşem bir roman! Patlama Kayıtları’nı okuduğunuzda yazarın tahayyülleri zorlayan hayal gücünü nasıl etkileyici bir hicivle bir araya getirip muhteşem bir anlatımla sunabildiğini
Çabuksığınlar gittikleri her yerden kovulan , eziyet gören göçmenlerdir. Bulundukları yer yaşamalarına imkan vermemeye başlayınca başka bir yere gitmeye karar verirler. Uzun bir yürüyüşten sonra bir ülkeye varırlar. Sınırı geçmek için bir görevli ile konuşurlar ama görevli onlardan rüşvet ister ancak çabuksığınların müzik aletlerinden başka bir şeyler yoktur. Görevli onları ister ama çabuksığınlar vermez. Gece olunca çabuksığınlar müzik çalarak tüm görevlileri uyuturlar ve sınırı geçerler. Orada fark edilip sınır dışı edilirler. Büyük çabuksığın bu sırada kaybolur ve başka bir ülkeye gönderilir. Orada muzik çalarak para kazanır ve ünlü bir müzisyen olur. Ailesi bir afişte oğullarını görürler ve konsere giderler orada çocuklarını bulup kavuşurlar ve hep birlikte çok güzel şarkılar söylerler.
2028 Rusya’sında fütüristik teknolojinin kullanıldığı döneme ışınlanıyorum. Çarlık düzeni Efendisinin (çok yaşa!) güvenilir Opriçnik’lerinin bir günü…
Opriçnik’ler oldukça yoğun ve stersli çalışma şartları altındalar. Nasıl mı?
Adam öldürme, kelle uçurma, sorgusuz sualsiz ortalığı ateşe verme, tecavüz, rüşvet, yağmalama, çocuk öldürme, işkence, yakılan pasaportlar, oluşturulan sınıflar ve dahası…
İçim parçalandı okurken bu kadar yoğun bir iş temposuna, vah vah! Çok yönlü bir kombinasyon.
Çürümüşlük, yolsuzluk, tiyatro ve kitap metinlerinin gözden geçirilmiş olarak halka sunulması ( Allah korusun, belki Efendi hakkında kötü şeyler yazılmış olabilir), sosyal statü gereği her türlü sefahat yaşanıyor bu yeni Rusya’da.
Ki hamdolsun! Sözüm Senet!
Okuyan insan düşünür, düşünen sorgular; elbette sorgulayan insan anlamaya başlar ve gittikçe büyük tehdit olur -bittabi bu rejimin işine gelmez.
Bu arada, dehşet verici böylesi bir tabloda etraftaki yalakaları da unutmamak lazım.
(dipnot olsun.)
Bakmayın böyle gülümseyerek anlattığıma… çıkarılacak çok ders var, tabii anlayanlara…
Herkese tavsiye, ben gibi bu türü severlere iki kat tavsiye, daha çok da olabilir.
"Ne zaman adam kayırma, rüşvet, yolsuzluk, gelir eşitsizliği alır başını giderse o toplumda huzursuzluk baş gösterir."
Herkese merhaba
Bugün, oyunculuğuyla tanıdığımız Başak Sayan’ın Nigahdar isimli kitabı ile geldim.
Hikaye bin yıl öncesinin Bağdat’ın da başlayıp, günümüz New York ve İstanbul’una uzanıyor. Tasavvuf ilmiyle uğraşan ve sufi dervişi olan Hallac-ı Mansur‘dan yola çıkılarak kurgulanmış, dünyanın sırrına sahip kayıp risalelerin peşinde geçen; din, tarih, kuantum fiziği, polisiye, aşk, macera gibi pek çok konuyla harmanlanmış bir kitap.
Açıkçası, yazarın oyuncu olmasından dolayı önyargılarım olduğundan şimdiye kadar kitabını okumayı hep ertelemiştim. Uzun bir çalışma ve araştırma ürünü olduğu aşikar olan bu güzel kitap, önyargım nedeniyle beni utandırdı; Başak Sayan benim gözümde artık yazardır, net!Kitabı çok beğendim.
Hallac-ı Mansur ve Tavasin’le ilgili önereceğiniz başka eserler varsa lütfen bilgilendirin.
Keyifli okumalar
Marquez'den okuduğum 5. Kitap ve külliyatı okuma çalışmaları son hız devam ediyor :)
Büyülü gerçeklik deyince ilk akla gelen usta yazar Marquez, bu kez yine cinayetler ve darbelerin olduğu bir zaman ve mekana götürüyor bizi. Bir gün insanlar kapılarında kendileri hakkında çeşitli yakıştırmalar bulunan notlarla uyanır. Bu yakıştırmaların ilki bir cinayete sebep olur. Ve daha sonra arkası gelir. Kasabanın hem belediye başkanı hem de polis şefi olan yetkilisi olayları ele almak için farklı yollar denemeye girişir. Ancak başka olayların da birbirini izlemesine sebep olur.
Satır aralarında sık sık meydana gelen darbe girişimlerinin ve değişen rejimlerin etkileri, yolsuzluk, ahlaksızlık, rüşvet...ve daha nicesini okuyabilmek mümkün.
Diğer kitaplarına göre bana daha akıcı geldi. Aslında bu yazarın her kitabını okuduğumda bir şeyleri kaçırıyormuş gibi hissetmiyor değilim, sanki tam anlamıyla yazarı anlayamıyorum..ama yine de okumaktan hoşlanıyorum. :)
·
Puan vermedi
VATAN YOLUNDA-YAKUP KADRİ
1918 yılı Mondros Ateşkes Antlaşması imzalanmış. Mustafa Kemal Paşa, Anafartalar kahramanıdır. İstanbul’da umduğu çözümün olmadığını fark etmiş ve Samsun’a geçmiştir.
Avrupa’da bu durum EŞKİYALIK olarak görülüyor. Meşhur İstanbul basını Samsun’a geçiş olayına Avrupalılar gibi bakıyor. Düşmana karşı mücadele edileceği
26.04.2024
23 Nisan günü KARAKOÇ'un kabrine gittik babamla. Şu adam yaşasaydı şu ülkeye, tek başına muhalefet olarak yeterdi dedi. Bence sen de yetiyorsun dedim :)
Mekanı cennet olsun, inşallah dediği gibi yaşamış öyle vefat etmiştir. İnşallah diyorum çünkü gaybı yalnız Allah bilir ve bir insanın gerçekte nasıl biri olduğu da kesinlikle
·
Puan vermedi
Kitapla ilgili ilk sözüm sömürülesi bir bilgi kaynağı olduğu. Sema Soykan, güzel sohbetiyle sizi olayların arka planına çekip konudan konuya geçiyor, sözcükler arasında da etimolojik incelemeler yapıyor. Sözcük kökenlerinden bazı tarihi olaylara atlıyorsunuz sonra.
Şaşırma duygunuz "Yok artık, bu kadar da olmaz!" seviyesine çıkıyor bazen. Olayların iç yüzlerinin yanı sıra savaş ve kapitalizm arkasında dönen dolapların mide bulandırıcılığına şahit oluyorsunuz. Ingilizlerin İran'a şeker satmak için imamlara rüşvet vererek seker tüketimini artırmaları yönünde fetva vermelerini sağlamaktan tutun insanat bahçelerine uzanan hayret verici bilgilerle dolu bir ansiklopedik bir kitap diyebiliriz Öteki Şeylerin Tarihi'ne.
Bazı bölümlerde insanın kanını donduran olayların anlatıldığı eser daha çok kelime kökenleri ve Galatımeşhurlarla ilgili.
Gayet akıcı, yer yer komik olayların seyrini günlere yayıp okuyabilirsiniz.
Yaşar Kemal… Tanışmak için geç kaldığımı düşündüğüm yazar.
Aslında daha önce Zülfü Livaneli’nin Yaşar Kemal’i yazdığı anı ve biyografi kitabını okumuştum ve Kemal’e hayran kalmıştım. Şimdi kalemiyle buluşup daha da çok sevdim.
Kitapta çeltikçi(pirinç) köy ağalarının, kendi çıkarları uğruna köylülere yaptığı eziyet, atanan kaymakamları bile avuçlarına alıp işlerini yaptırmaları konu alınıyor. Yeni gelen kaymakam ise, sonuna kadar buna karşı mücadele etmeye çalışıyor. Başarılı olup olamadığını, okumamış olanlar için söylemeyeyim. Yalakalık, rüşvet, tehdit, eziyet.. Fazlasıyla toplumsal konuları ele alan bir kitap olmuş. Bir noktada, bir kadın dayanışması vardı ki.. Ahh Zeyno ana! Helal olsun sana dedirtti
Yazarımızın her kitabında böyle mi bilmiyorum ama yerel dil kullanımı çok yoğun. Çukurova insanını kendi ağzından dinliyormuşsunuz gibi oluyor okurken, ki bu keyifliydi bence. Bilmediğim birçok kelime vardı kitapta.
Tavsiye eder, keyifli okumalar dilerim
Kut'ülAmare Savaşı'nda her iki tarafın askerlerinin ruh halleri; Lawrence'ın Halil Paşa'ya teklif ettiği rüşvet; Süleyman Askerî'nin müthiş zekâsı; Robert ve Vahide'nin hikâyesi; Aşk, tarih, istihabarat, savaş, barış ve teslimiyet.
Kut'ül Amare'den Golan'a; yaşadığımız gerçekte neyin ve kimin savaşı? Babil'den İsrail'e; 4800 yılı bilinen savaşın perde arkası ve satır arasını bu kitabın sayfalarında bulacaksınız.
Yetim qalan İmran :)
Kitabı beyendim , Esasda İmran aqranom ile Nesib dayının obrazları .Rüşvet Şirinlik ile her işin hell olmadığını gösterdiler . Oxumağınızı tövsiye eliyirem .
'Ekonomik tetikçiler (ET'ler) yerküre üzerindeki ülkeleri trilyonlarca dolar dolandıran yüksek ücretli profesyonellerdir. Dünya Bankası, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı ve diğer yabancı "yardım" kuruluşlarından büyük şirketlerin kasalarına ve gezegenimizin tabii kaynaklarını kontrol eden birkaç varlıklı ailenin ceplerine para
Şair Evlenmesi İnceleme
İbrahim Şinasi tarafından kaleme alınan Şair Evlenmesi, Batılı anlamda ilk Türkçe tiyatro eseridir. Tek perdelik töre komedisidir. Görücü usulü evliliğin sakıncaları anlatılır. Eserde Müştak Bey sevdiği kadın yerine onun çirkin ve yaşlı ablası ile evlendirilir. Bu durum Müştak Bey'in arkadaşı Hikmet Efendi'nin imama verdiği rüşvet ile düzeltilir. Ayrıca eserde yazarın hayatının anlatıldığı bir bölümde var.
