Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Üç Dağa Ağıt
Bulutlar da hafif mi kar taneleri kadar Özgürlüğün borcu mu ödeniyor Yaralar mı açılıyor yoksulluğa Ezilmişliğin isyanı mı sesleniyor Ah, gidiyor işte gidiyor göz göre göre Birer rüzgar uğultusu bırakarak yanan ateşe
Ben Sana Mecburum
Ben sana mecburum bilemezsin Adını mıh gibi aklımda tutuyorum Büyüdükçe büyüyor gözlerin Ben sana mecburum bilemezsin İçimi seninle ısıtıyorum Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor Bu şehir o eski İstanbul mudur?
Reklam
İstanbul'u Dinliyorum
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Önce hafiften bir rüzgâr esiyor; Yavaş yavaş sallanıyor Yapraklar, ağaçlarda; Uzaklarda, çok uzaklarda, Sucuların hiç durmayan çıngırakları; İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Kuşlar geçiyor, derken; Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık. Ağlar
Sayfa 121Kitabı okudu
Ben Sana Mecburum
ben sana mecburum bilemezsin adını mıh gibi aklımda tutuyorum büyüdükçe büyüyor gözlerin ben sana mecburum bilemezsin içimi seninle ısıtıyorum ağaçlar sonbahara hazırlanıyor bu şehir o eski İstanbul mudur?
ben sana mecburum bilemezsin adını mıh gibi aklımda tutuyorum büyüdükçe büyüyor gözlerin ben sana mecburum bilemezsin içimi seninle ısıtıyorum .......... ağaçlar sonbahara hazırlanıyor bu şehir o eski İstanbul mudur? karanlıkta bulutlar parçalanıyor sokak lambaları birden yanıyor kaldırımlarda yağmur kokusu ben sana mecburum sen
Geceye Şiir III
Sesimi alıp da kaybetse rüzgâr, Versem gözlerimi bir sonsuz renge! İçimde bir mahşer uğultusu var; Ruhumdur çağıran, tenimi cenge. Gözlerim bir kuyu, dilim kördüğüm, Bir görünmez âlem olsa gördüğüm; Mermer bir kabuğa girip, ördüğüm, Kapansam içimden gelen âhenge...
Reklam
Otların Uğultusu Altında
Otların uğultusu. Yıldızların kederi. Donmuş arzu. Avaz. İç geçiren rüzgar. Avluya sığmayan boşluk. Bozkır dünyayı tutuyor... Dağlar sana kar mı yağdı.*
Sayfa 11
Jan ( Sızı )
maktulüydün doğurduğun bütün aşkların gözlerinden vuruluyordu gece sığınacak gök bulamayan göçmen kuşların kanatlarıyla alacakaranlığında tenimin
Sesimi alıp da kaybetse rüzgâr, Versem gözlerimi bir sonsuz renge! İçimde bir mahşer uğultusu var; Ruhumdur çağıran, tenimi cenge. Gözlerim bir kuyu, dilim kördüğüm, Bir görünmez âlem olsa gördüğüm; Mermer bir kabuğa girip, ördüğüm, Kapansam içimden gelen âhenge...
Günaydın...
Öyle bir sabahın var ki Yedi güneş su dökemez ellerine Yedi deniz, yedi orman, yedi rüzgâr...
Reklam
Ben sana mecburum bilemezsin..
ben sana mecburum bilemezsin adını mıh gibi aklımda tutuyorum büyüdükçe büyüyor gözlerin ben sana mecburum bilemezsin içimi seninle ısıtıyorum ağaçlar sonbahara hazırlanıyor bu şehir o eski İstanbul mudur?
Öyle bir sabahın var ki Yedi güneş su dökemez ellerine Yedi deniz, yedi orman, yedi rüzgâr..
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Önce hafiften bir rüzgâr esiyor; Yavaş yavaş sallanıyor Yapraklar, ağaçlarda; Uzaklarda, çok uzaklarda, Sucuların hiç durmayan çıngırakları; İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Kuşlar geçiyor, derken; Yükseklerden , sürü sürü, çığlık çığlık . Ağlar
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı Önce hafiften bir rüzgar esiyor; Yavaş yavaş sallanıyor Yapraklar, ağaçlarda; Uzaklarda, çok uzaklarda, Sucuların hiç durmayan çıngırakları İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı; Kuşlar geçiyor, derken; Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık. Ağlar çekiliyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.