Açık denizleri, etrafında duvar olmayan, uçsuz bucaksız yerleri arıyordum. Ama ruhumuz böyle gökyüzlerinde uçup dururken birdenbire yere inip insan küçüklüğü ile karşılaşmak ne tuhaf oluyor.
Sabahattin Ali’ nin güzel eserlerinden birisi daha hatta birkaçı çünkü içerisinde 13 öykü olan bir kitap.
Her öyküsü birbirinden güzel keşke böyle bitmeseydi de devamı olsaydı dediğim öykülerdi. Köy hayatı şehir hayatına kıyasla anlatılmış ve insan sınıflandırmalarının, zengin fakir ayrımının yapıldığı, dönemin sorunlarına da güzel değinmelerin olduğu öyküler olmuş.
Beni en çok etkileyen “Ayran” hikayesi oldu. O minicik çocuğun eve ekmek götürüp kardeşleriyle karnını doyurabilmek için kendisinden büyük dertler altına girmesi, o soğukta o karda çalışmaya mecbur olması beni derinden etkiledi sonunda ise üzüldüm. Ah koca yürekli minik çocuk.
Sabahattin Ali'nin içinde 13 adet hikaye bulunan ilgi çekici hikaye kitabı. Hikayelerin çoğu ortalama 6-7 sayfa uzunluğunda. Çoğunlukla duygusal hikayelerden oluşuyor kitabımız. Hepsi gerçekten merak uyandırıyor. Bence en önemli unsur da Sabahattin Ali'nin kitapta üst sınıf insanların değil de halkın hikayelerini yansıtması. Kitabın
1. Küçük Prens 🤴 Antoine de Saint-Exupéry ⭐ Can Çocuk
🟣 Tüm Kitapları Okunabilir ✅
1. Suç ve Ceza 🪓 İnsancıklar 👪 Öteki 🪞 Yeraltından Notlar ✍🏼 Öyküler🖋️ Dostoyevski ⭐ İletişim Yayınevi ♦️(Yazarın Tüm Kitapları 💜)
2. Mrs Dolloway, Kendine Ait Bir Oda🗯️ Virginia Woolf ⭐ İletişim Yayınevi / Kırmızı Kedi Yayınevi ♦️(Yazarın Tüm Kitapları 💜)
3. Anna
Yazarın ilk okuduğum kitabı. Bu kitapla başlamakla doğru mu yaptım yanlış mı bilmiyorum ama onu anlamakta başlarda zorlandım ve ikinci kısımdan sonra akıcı bir hal aldı.
Kitap hakkında duygularım karmakarışık tıpkı içeriği gibi. Dostoyevski, insanın kendinden kaçtığı, görmezden geldiği en kötücül duyguların farkında olarak bizi kendimizle
“ Bir mahpusu dünya ile hiç alakası olmayan bir zindana kapamak ona en büyük iyiliği yapmaktır. Onu en çok yere vuran şey, hürriyetin elle tutulacak kadar yakınında bulunmak; aynı zamanda ondan ne kadar uzak olduğunu bilmektir.”
Sabahattin Ali’nin, adı geçen eserlerindeki köy/köylü hikâyelerini kısaca gözden geçirelim: Değirmen (Sabahattin Ali, Değirmen'in 1935'teki birinci basımının sonuna koyduğu bir notta, "Bir Orman Hikâyesi, Kazlar, Bir Firar, Candarma Bekir, Komiki Şehir, Bir Siyah Fanila İçin" başlıklı hikâyelerin "Osmanlı İmparatorluğu
ÖLÜM
Sabahattin Ali'nin doğrudan doğruya ya da başlı başına ölüm temini işleyen bir hikâyesi yoktur. Ama 64 hikâyesinden hemen hemen yarısında ölüm olayı vardır. Ölüm bu hikâyelerde aşk, sevgi, sevgisizlik, acımasızlık, bilgisizlik, duyarsızlık, zorbalık, yetersizlik gibi temlere bağlı bir öğe ya da onları belirtmeye ve sevgiyi, yaşamı,
Ormanı evimizden iyi tanırız. Her ağaç bizim kahrımızı anamızdan çok çekmiştir. Köyümüz bir ormanin ortasindaydi, etrafını ağaçlar bir duvar gibi sarmıştı. Biz onun dışında da dünya olduğunu bilmezdik bile