"Sen kuş vurursun, çomakta pişiririz;
Akşam olur, hasret başlar koymaya;
Şeker İlyas, utanıyorum söylemeye;
İşte anlayıver, şöyle şöyle sevişiriz..
Bir de çocuğumuz olur, ister misin?
Bencileyin güzel, sencileyin gürbüz.
Onu sabahları ormana salarız,
Tavşan gibi seke seke büyüsün.."
Lakin anneme olan bitimsiz aşkının ömür boyu sürdüğünü, onun bıraktığı boşluğu bir başkasının asla dolduramayacağını adım gibi biliyordum.
Evlilik cüzdanından çıkardığı resmini büyütmüş, duvara asmıştı. Bilhassa sabahları işe gitmek için evden çıkarken fotoğrafa birkaç kez bakmadan edemezdi.
Yalnız yaşamanın da sayılmayacak kadar çok güçlükleri var. En basiti, sabahları sizi uyandıracak bir canlının bile bulunmaması, siz bilemezsiniz ne dayanılmaz bir şeydir.
"Ah bayım, diyordu adam, mesele kötü insan olmak değil, ama ışığı yitiriyor insan. Evet, ışığı, sabahları, kendini bağışlayan kişinin o kutsal masumluğunu yitirdik biz.”
Öyle yalnız kaldım ki hayatımda
Kimi gün öldüm kimi gün ilah oldum
Çok zaman annemin dizlerine hasret
Koydum başımı kendi dizlerime
Doya doya ağladım
Paylaşırsa dost paylaşırmış
İnsanın derdini sevincini
Dost ümidiyle ortalığa düşmeye gör
Hangi kapıyı çalsan kimseler yok
Hangi omuza dokunsam yabancı çıkar
Aşık mı olmadım taparcasına
Bir Mecnun geçti o çöllerden bir de ben
Diz mi çektirmedim alemde Kerem gibi
Ferhat gibi gürz mü sallamadım dağlara
Ne Leyla yar oldu bana ne Aslı ne Şirin
O gün bugün sırtımı kendim sıvazlıyorum
Sabahları sokağa çıkmadan evvel
Cesaret şairim cesaret
Kendi saçlarımı okşuyorum geceleri
Sevgilimin saçları niyetine.
-Bana da yaşam her şeyi verdi. Yaşam herkese her şeyi verir ama çoğu bunu bilmez. Sesim yorgun ve parmaklarım zayıf, ama dinle beni.
Arpını aldı ve mucize anlamına gelen Undr sözcüğünü söyledi.
Ölmekte olan adamın şarkısı beni altüst etmişti, fakat şarkısında ve tellerinde yaptığım işleri, bana ilk aşkı tattıran köle kadını, öldürdüğüm adamları, soğuk sabahları, suyun üstünde güneşin doğuşunu, kürekleri gördüm. Arpı elime aldım ve değişik bir sözcükle şarkı söyledim.
-Tamam, dedi öteki, ne dediğini duyabilmek için yanına yaklaştım.
-Beni anladın, dedi.