"Kudüs, şehir değildir. O dindir, imandır, davadır, heyecandır, simgedir, ölçüdür. Onunla ölçeriz cihat tutkumuzu, fedakârlık samimiyetimizi. Sabır ve sebat mihengimizdir. Garipliğimizin tecelligâhıdır."
"Ten O'nun, can O'nun...Bize düşen, beden perdelerinin gerisinden O'na varabilmek. Bu seyr ü sefer O'nu bulmak için çırpınmanın sancısından ibaret. Can saraylarındayız...Kudret her bir zerremizi nakış nakış işlemiş. Her kulu ayrı bezemiş, âlem çarşısına göndermiş.O sarayın iç tezyinatını aydınlatacak olan bir tek ışık, imandır."
"Demeliyim ki şu hayat bir katre-i andır
Varlıkta hiçlik ve hiçlikte varlık aşktandır
Nefsi sorarsan o emmarede bir çıyandır
Küfür kuytularda giz şimdilerde ayandır
Bu ıstırap miskinden zahitlere beyandır
Muttasil-ı muştuya mazhar Hakk'a uyandır Maksudu İlahî olanın ameli püryandır
O zaman-ı ahir cehennem gibi üryandır
Had ile fiil kulda
Kudüs, şehir değildir. O dindir, imandır, davadır, heyecandır, simgedir, ölçüdür. Onunla ölçeriz cihat tutkumuzu, fedakârlık samimiyetimizi. Sabır ve sebat mihengimizdir o. Garipliğimizin tecelligâhıdır.
Ama, ne olursa olsun Allah’a ﷻ dayanan herkes kurtulur.
O’na ﷻ inanmış olan her imanlı dar zamanında daha geniş olur. İlâhi kement onların boynundadır. Sabır dağları onları içine almıştır. Çünkü imanları kuvvetlidir. Çünkü kadere razıdırlar.
Bu sabır ve imandır ki; onu her an şükür yoluna sevkeder.
Ahirete iman bir aydınlanmadır, bir güçlenmedir ve bir iç direnç kazanımıdır. İnsana sabır, tahammül, teselli ve metanet veren bir dip dalgasıdır. Yaşamın zorluk ve sıkıntıları içerisinde bunalmış, yaşadıklarından bıkıp usanmış, yaşamı sürdürebilmek için kendisini şevke getirecek makul gerekçeleri kalmamış insanların en etkili sığınağı ahirete imandır. Dünyaya asıl, son ve tek yaşam gözüyle bakan biri, zaten acılar ve kederlerle örülü yaşamın en küçük hadiseleri karşısında sarsılmaktan kurtulamaz
Kudüs şehir değildir. O dindir,imandır,davadır,heyecandır,simgedir,ölçüdür. Onunla ölçeriz cihat tutkumuzu,fedakarlık samimiyetimizi. Sabır ve sebat mihenğimizde o. Garipliğimizin tecelligâhıdır.
O dindir, imandır, davadır, heyecandır, simgedir, ölçüdür. Onunla ölçeriz cihat tutkumuzu, fedakârlık samimiyetimizi. Sabır ve sebat mihengimizdir. O, garipliğimizin tecelligâhıdır.
Nakledildiğine göre Allahu Teala Musa (as)
Ya Musa ben Nurdan bir bina yaptım bunu Adem oğullarının içine emanet olarak yerleştirdim.
Buna gönül ve kalp diye ad verdim.
Bunun yeri marifet göğü imandır.
Güneşi şevk ay'ı ise muhabbettir.
Yıldızları sadakat, dağları yakın ve bağları himmettir.
Gürültüsü korku, şimşeği reca ve ümittir.
Bulutları fazilet yağmuru ise rahmettir.
Ağaçları taat, yaprakları vefa, yemişleri Hikmet ve ırmakları ilimdir.
Gündüzü feraset gecesi ise musibettir.
Bu binanın dört köşesi vardır:
Ünsiyet, yakin, tevekkül ve rahmettir.
Bu binanın dört kapısı vardır.
Bunlar İlim Hilim Sabır ve Şükürdür....!
#envarülaşıkin