Zaman elimde bir aparattır, imkândır, nimettir. Vaktin babası olmak iddiasındayım, çocuğu değil. O vakti inancıma, muhabbetime göre değerlendirmek ve şekillendirmek... Önce kendi rolümü doğru oynamak..
Cahit Sıtkı'nın "Gün Eksilmesin Penceremden" şiiri de çok güzeldir
" Ne doğan güne hükmüm geçer,
Ne halden anlayan bulunur;
Ah aklımdan ölümüm geçer;
Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur.
Ve gönül, Tanrısına der ki:
- Pervam yok verdiğim elemden;
Her mihnet kabulüm, yeter ki
Gün eksilmesin penceremden"
"Bir türkü okunduğu zaman, veya birisi içten, yanık bir sesle, mesela bir akşam vakti hüzzâm bir türküyü okuduğu zaman, o bizi alır ve böyle uzun uzun Rumeli macerasının bir hududundan bir başka hududuna götürürdü eski zamanlarda."
- Sadettin Ökten
Sadettin Ökten:... yalnızlık, sadece bu çağa mahsus değil. Biraz derine inince insanın ne evladı, ne yari, ne eşi, ne dostu o yalnızlığı giderebiliyor, bunu anlıyorsunuz. İnsanın o muhteşem yalnızlığının içinde tek bir dostu var: O da Hâlik-ı Hakiki.
''Kalpler bir birinden uzaklaştıkça sesler yükselir, yaklaştıkça fısıltıya döner. Kavgada bağırmanın, sevgide fısıldamanın sebebi budur.''
Kapitalizm, kalplere hitap etme ilizyonuyla kendi sesinden başka bütün sesleri bastıran bir çığırtkan satıcı gibi hayatımızda var oldukça...
Diyaloglarımızın tonu, desibeli yükseldikçe...
Kendi sesimizden, kendi sözümüzden başkasına tahammül edemez hale geldikçe...
İrfani geleneğimizin ''Kalpten kalbe'' olan yollarını unutmaya hazır olmalıyız.