1. BÖLÜM
SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM
1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI
Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde
(...)10
Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan
zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine
ve ledünniyat ve
Tam bir BAŞYAPIT
𝐺𝐼𝑅𝐼𝑆
Bu karanlığa isim verebilir misiniz?
Bence herkes bu karanlığa bir isim takabilir...Misal
Kör Baykuş....
UYARI: BU KİTABI OKUMAK İÇİN LÜTFEN PSİKOLOJİK DESTEĞİNİZ TARAFINDAN ONAY ALINIZ!!!
Bu kitap fiziksel olarak hafif olsa da zihinsel olarak ağırdır.
Behçet Necatigil'e buradan teşekkürlerimi iletmek isterim kendisi Cumhuriyet döneminin en
Kimi zaman üzerine dakikalarca konuşup sohbet ettiğimiz, farklı bakış açılarıyla istişare ederek okuduğumuz kitapların tadı hep daha bir başkadır, öyle değil mi?
Birlikte ya da farklı zamanlarda okunmuş kitaplar üzerine yapılan sohbetlerle de o kitaba dair hemen her şeyi daha net hatırlarız üstelik.
“Bir kitapla derinlemesine ilişki kurmanın en verimli yollarından birinin onun üzerine farklı bakış açılarıyla tartışmak olduğunu “Diyaloglar” sayesinde bir kez daha deneyimlemiş olduk,” diyen edebiyatımızın önemli isimlerinden “Murat Gülsoy” yine başka bir değerli isim olan “Ayfer Tunç” ile birlikte 2013’ten bu yana #diyaloglar adı altında gerçekleştirdikleri etkinliklerinin sözden yazıya dönüştüğü bir metin ile
#cumacandır diyorum.
Roberto Bolano, Guillermo Rosales, Thomas Bernhard, Sâdık Hidâyet, Dag Solstad, Sophie Mackintosh, Han Kang, Erlend Loe, Jack London ve Carlos Maria Dominguez gibi farklı coğrafyaların ve zamanların yazarları ile eserleri üzerine düşüncelerini okumak bu sohbete ortak olmak gibiydi.
Elvan teşekkür ederim meleğim vesilen ile bu güzel kitabı okumak keyifti 
Diyaloglar / Dünya Edebiyatı Üzerine
İç hesaplar.
Bir yaşa kadar çok içine kapanık biriydim. Dünya sanki beni çevreleyen dar bir çemberden ibaretti ve burada mutluydum, çocuktum. Sonra okul denilen şey başladı. İlk gün çok ağladım... Ve öğretmenime derse başladığı için çok kızdım. Çalışkan bir öğrenci olacak diye yordular bu davranışımı ama yanıldılar. Ben diğer çocuklarla nasıl iletişim
Bir Başyapıt...
Öncelikle inceleme yazmada çok iyi değilim, ama bu kitabı çok beğendim. Zaten ikinci okumam...
"Yaralar vardır hayatta, ruhu cüzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkta yiyen, kemiren yaralar." Bu cümleyle açılır Sadık Hidayet'in başyapıtı KÖR BAYKUŞ. Bir anlığına görülen ve hayal mi gerçek mi olduğu anlaşılmayan güzel bir kadın, romanın İsimsiz kahramanının tekdüze varoluşunu altüst edecek, onu zaman ve mekanın dışında geçen bir hikâyeye savuracaktır: Takıntılardan, korkulardan, sanrılardan oluşan bir dünyada geçen, içinde kendini yapayalnız bulduğu bir hikâyeye.
Modern İran edebiyatının kurucularından Sadık Hidayet'in 1936'da Bombay'da yayımladığı KÖR BAYKUŞ pek çok dile çevrildi, pek çok yazarı etkiledi. Bu kült romanı, Behçet Necatigil'in unutulmaz çevirisi ve önsözüyle beğenilerinize sunuldu.
Ben bu kitabı çok fazla 
Tutunamayanlar ' a benzettim.
Yani çok derin her cümlenin altı çiziliyor, üzerinde düşünülüyor,çok farklı çıkarımlar elde ediliyor. Bunun yanında Turgut'un o hayata karşı soğukluğu, sorgulaması... vs çok benziyordu..
Sadık Hidayet az sözle çok şey anlatmış...
