Mahkemenin sonunda ise sadık ölüler birer osiris olacaktır osiris bir zamanlar yeryüzünde hükümdar iken öldürülmesinden sonra öte dünyanın efendisi olmuştur
Sayfa 92 - Parola YayınlarıKitabı okudu
Matthias Alexander Castren
Finlandiya'da doğrudan Tatarlarla ilgili olmamakla birlikte Tatarların da dahil olduğu bir yayın organı vardır. O da Turan dergisidir. Aslında Finlandiya Turanizm'e pek de yabancı bir ülke değildir. Matthias Alexander Castren (Tervola 1813-Helsinki 1852) Fin milliyetçisi ve dilci olarak Pan-Turanizm fikrinin ateşli savunucusu idi. O bir
Cumhuriyet dönemi tiyatro yazarlarımızı birer ağaca benzetmek zorunda kalsaydık, Turan Oflazoğlu budaksız bir çınar ağacıdır, Topkapı Sarayı’nın bahçesinde görülen, kökü yüzyıllarca toprağın içinde... Güngör Dilmen, budakları kanaviçe bir ceviz ağacı, Sermet Çağan yaprakları sanki kuş bir kavak ağacı, Necati Cumalı, gövdesi delik deşik, deliğinden yer yer Ege denizi görünen bir zeytin ağacı, Cahit Atay, bir güzel fındık ağacı, Oktay Arayıcı kan kırmızı gül ağacı, Vasıf Öngören, taş toprakta kendiliğinden büyümüş deli bir nar ağacı, Recep Bilginer muhalif bir dut ağacı, Cevat Fehmi Başkut yaşlı başlı, efendi bir incir ağacı, Sadık Şendil, mahallelinin dalına ip gererek çamaşır astığı mütevekkil meşe ağacı, Melih Cevdet bir dağ başında yapayalnız selvi ağacı, Suavi Süalp, yaprak altından gülen elma ağacı, kimileri bencileyin gazoz ağacıyken, Haldun Taner bir ormandır.
Sayfa 20Kitabı okudu
Kocaları sürülen, yavrularının karınları düşman süngüleriyle deşilen kadınların talihi! Ak sakallarından tutulup sürüklenen ihtiyarların talihi! Cephelerde, bize söven, yüzümüze tüküren düşmanlarımızın menfaatleri için, kanlarını sebil eden gençlerimizin talihi!... Bu gece rüyama gene Şişkof girecek. Gene beni mezarlara götürüp ölen askerlerin üniformalarını gösterecek. "Sen, sen Sadık Turan, sırtında düşman üniforması Rusya'ya karşı harb ettin." diyecek! Gene soğuk terler döküp sabahı kim bilir nasıl edeceğim. Düşman üniforması... Düşmanım kim? Siz değil misiniz Şişkof! Yalanla dolanla memleketimi istilâ ettiniz. Himayenize girmekle topraklarımız, malımız, mülkümüz, dinimiz korunacak diye, sizden öncekiler söz verdiler. Teslim olduk. O millet, yurdunu her şeyden çok sevdiğinden teslim oldu. Silâhlarımızı bıraktık. Ya siz?.. Memleketimize girdiğiniz günden beri o toprak kan içinde. Minarelerimizi devirdiniz. Su kemerlerimizi, çeşmelerimizi, heykellerimizi, mermer saraylarımızı atlarınıza ahır yaptınız. Müezzinlerimiz ezan okumak üzere minarelere çıktıkları vakit, sarhoş askerleriniz, eğlenmek için, kalblerine nişan alma talimi yaptılar.
Sayfa 252Kitabı okudu
Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılması
Vakay-i Hayriye padişaha Sadık askerlerle beraber halkın da gayretleri ile gerçekleşmiş ve 1826 yılının 15 Haziran günü 465 yıllık Yeniçeri Ocağı tarihe karışmıştır
Sayfa 78 - Yeni Şafak
