Dorian Gray'ın Portresiyle tanışmam, tesadüfen televizyonda filmini izlememle olmuştu.Daha sonra Penny Dreadful dizisinde de karşılaşınca okumaya karar verdim.
Saf, temiz, güzelliğiyle etrafını etkileyen genç Dorian'ın; zaman içerisindeki değişimini yazarımız portre üzerinden bize sergiliyor. Bu durum üzerindeki en büyük etkense, Lord Henry karakteri. Gençliğinden ötürü etkilenmeye açık olan Dorian'ın, Henry yüzünden nasıl güzellik ve zevk uğruna, kötülüğe ve bencilliğe doğru kaydığını, portre yansımalarıyla anlıyoruz. (Bu yansımaları gözünüzde canlandırmak için filmi izlemenizi öneririm, o kısmı etkileyiciydi) Kitaptaki alıntılık cümlelerin büyük çoğunluğu da zaten Lord Henry karakterine ait. Ayrıca romanda bir erkeğin bir erkeğe duyduğu aşk da dillendiriliyor.
Sürükleyici, zevkli bir kitaptı. Sonu şaşırtmıştı beni. Kitapta en etkilendiğim şey, kurgusuydu.Yazarın portreyi, düşünce ve duygularını yansıtmakta araç olarak kullanmasıydı.
Yaşamın sadece güzellik ve gençlikten ibaret olmadığını ve bir insanın bir insanın hayatını nasıl değiştirebileceğini görüyoruz.
Dipnot: Ayrıca döneminde değer görememiş ve düşüncelerinden dolayı dışlanmış yazarların, ölümünden sonra eserlerinin değerinin anlaşılması gerçekten sinir bozucu. Oscar Wilde da onlardan biri.