`Antisayaç`
Ölülerimizi “sık kullanılanlara” ekliyoruz. Ölülerimize ölülerimiz ekliyoruz. Şans eseri yazmıyorsa adımız bir sayaçta Birhan, ben bunu hep “antisayaç” olarak okudum Yani sayılamayan, sayılmasın hiç aman Sahi biz kaç darbeden sonra ölülerimiz oluyoruz. Erkek ve kadın, iki farklı hayvan. Ve kuraldır öldürür hayvanlar âleminde güçlü olan. Mesele bu
Sayfa 36 - Metis
Öyle miydi sahi? Var mıydı Adalet?
Sayfa 53 - Ephesus YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Sizin evleriniz var büyük. Sıkıntı diye soyunduğunuz, dünya, eşiklerde. Çocuğunuz odalarda bir gün kapalı kalmadı. Habersiz girmedi kapınızdan kimse. Gece, o masal hâlâ, uyumanız için. Gittiğiniz hiçbir toplantı suç sayılmadı. Başkası için itiraz etmediniz kimseye. Üniforma son sözünüz, içinizden giydiğiniz. Emekten, yalnız kendinizi anladınız. Susup kaldığınız olmadı hiç. Arkanızı döndüğünüz, yoktu. Bir coğrafya bilgisiydi ülkeniz, sıkıcı mı sıkıcı. Birinci erdeminiz görmemekse, ikincisi unutmaktı. Ara sokaklara girmediniz hiç. Anneniz ne karakol, ne hapishane bilir. Bir kadını topuklarından öpmediniz bir kez. Akşam, kötü bir duygu, çözemediğiniz. Kimsenin yalnızlığı düşmedi eşiğinize. En büyük dil sizin konuştuğunuzdu. Babanızı bir gün üzmediniz. Gülmüyordunuz, küçümseme düğün ediyordu. Turnalar uçmadı sesinizde bir kanat. Utanan biz olduk uzaklığınızdan. Bir kara leke halk, her adımda üzerinize sıçrayan. Gençlik, büyüyen tehlike, siz yaşlandıkça. Sayılar ve sayılardı en büyük okumanız. Sevinciniz öyle tenha ki üç kişi olamıyor. Bir namludan içeriye bakmadınız hiç. Hep bir şenlikti çarşılardan dönüşünüz. Vurulmuş kimse yok aile fotoğrafınızda. Biz çoktuk ama çıkan sizin sesinizdi. Ve biz sizden bir avlu genişliği bekledik. Siz kim, neyi, nasıl... Aynı dilde mi kederlendik sahi Aynı yüzyıl mıydı şu yaşadığımız.
Avlu Genişliği
sizin evleriniz var, büyük. sıkıntı diye soyunduğunuz dünya, eşiklerde. çocuğunuz odalarda bir gün kapalı kalmadı. habersiz girmedi kapınızdan kimse. o masal hâlâ uyumanız için. gittiğiniz hiçbir toplantı suç sayılmadı. başkası için itiraz etmediniz kimseye. üniforma son sözünüz, içinizden giydiğiniz. emekten, yalnız kendinizi anladınız. susup
Sayfa 23 - Kırmızı Kedi Yayınevi / 12. Baskı
Yasmin
Türkçe konuş Yasmin, burası Türkiye,” dedi kuafördeki kadınlardan biri. Yasmin “Dil dediğin fırfırlı etek değil ki istediğin zaman istediğin yere dönsün,” dedi içinden. Sıkıntıdan koltuğun kolçağının altındaki zımbanın kenarlarındaki deriyi minik minik kopardı. Parmağına yapışkan bir şey geldi. Aldı dayadı gözüne. Allah kahretsin, sümüğünü
Manastırlı Hilmi Bey'e Birinci Mektup
İşte şu yağmurlar, işte şu balkon, işte ben İşte şu begonya, işte yalnızlık İşte su damlacıkları, alnımda kollarımda İşte yok oluşumdan doğan kent Hiçbir yere taşmıyorum, kendime sızıyorum yalnız Ben dediğim koskocaman bir oyuk Koltuğun üstünde, aynadaki yansıda Bir oyuk! sofada, mutfakta, yatağımda Yaşamayı tersinden kolluyorum sanki Yetişip öne
Reklam
179 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.