Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sarı saçlı mavi gözlü çocuklar ölüyordu dünyanın bir yerinde İpek saçlarının saman sarısı olmasına gerek yok, Mavi gözlüydü onlar, deniz mavisi Gerçi, kimisi buğday tenliydi Sahi, önemi var mıydı samanın buğdayın? Bebekti, küçücük elleri avucuna sığanından hani, Hani daha güzelini duymadığın o tertemiz bebek kokusuna haiz olanından, Gerçi, her bebek, öyle değil miydi? Çocukken biz dondurma yer taso oynardık, Hiç bomba düşmedi yanımıza bizim, Biz hiç Gazze olmadık Süt içerken ana kollarında uyuklayan çocuklardandık biz, Soğuk yatakta ipi çekilmiş sağlık cihazlarının plastik kablolarını öpmedi çürüyen bebek cesetlerimiz... #getoutofrafah
479 syf.
10/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Seni sevmiyor. Sevseydi sen kitap okurken sırtını çevirip uyu­mazdı.
Bitti. Sanki kitap değil de hayat bitmiş, Çevirdiklerim sayfa değil de hayatın günleriymiş gibi... Gitti. Giderken beni bıraktı geride. En son Martin'in ardından böyle bakakalmıştım. Oysa ne diyordu rahmetli Erdal Tosun, "Vedalaşmak asıl kalana değil, gidene koyar." Öyle olmadı işte. En çok bana koydu bu gidişler. Varlıklarından
Tehlikeli Oyunlar
Tehlikeli OyunlarOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202231,1bin okunma
Reklam
174 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
İki Köy Bir Şehir
Herkese Merhaba Bugün sizlere
Berna Nalbantlar
Berna Nalbantlar
kaleminden
İki Köy Bir Şehir
İki Köy Bir Şehir
kitabının yorumu ile geldim Mayıs ayının ilk kitabı ile giriş yapmış bulunuyorum. 2024 yılı basımlı 173 sayfalık gerçek olaylardan esinlenerek yazılmış bir roman. 𔘓Kimsenin çocukluğu uzun sürmezdi köy yerinde. Köy çocukları büyüklerin elinden gelen birçok şeyi büyümeden yapabilecek
İki Köy Bir Şehir
İki Köy Bir ŞehirBerna Nalbantlar · Dorlion Yayınları · 202416 okunma
"Sahi birden aklıma nişanlın geldi. O ne yapıyor?" Daren anlık bir şüpheyle beni süzdü. Bir şey söylemek için ağzını açtıysa da sessiz kalmayı seçti. "Peki senin?" diye karşı atakta bulundu. "Buraya getirilmeden önce bir sevgilin var mıydı?" Ona doğru biraz daha güldüm. "Varsa kıskanacak mısın?" Yeniden
Sayfa 390Kitabı okudu
iniyorum maktul minarelerden taraçadan, bahçeden ilk tanıyı bulanların indikleri her yerden ilk tanıyı bulandıran bir vaşakla birlikte
Reklam
Darmadağın
Hava tüm gün 40 dereceden fazlaydı. İçimden "bu Mersin sıcağı da temmuz ayında daha fena oluyor" derken birden kapı çaldı. Oysa kimseyi beklemiyordum. Kapıyı açtığımdaysa karşımda birisini beklerken bir zarf görmüştüm. Pembe bir zarf. Merakla içini açıp okumaya koyuldum. 3 sayfa mektup vardı içinde. Özensiz bir el yazısı, yanlış imla
'Öyle görünüyordu ki Maycomb'daki herkeste bir Damar vardı: İçkicilik Damarı, Kumarcılık Damarı, Kötülük Damarı, Gülünçlük Damarı...' Sahi insanoğlu hep böyle bahanelere mi sığınırdı, İyilik Damarı, Mütevazilik Damarı, Merhamet Damarı da olmaz mıydı...
Avlu Genişliği
sizin evleriniz var, büyük. sıkıntı diye soyunduğunuz dünya, eşiklerde. çocuğunuz odalarda bir gün kapalı kalmadı. habersiz girmedi kapınızdan kimse. o masal hâlâ uyumanız için. gittiğiniz hiçbir toplantı suç sayılmadı. başkası için itiraz etmediniz kimseye. üniforma son sözünüz, içinizden giydiğiniz. emekten, yalnız kendinizi anladınız. susup
Sayfa 23 - Kırmızı Kedi Yayınevi / 12. Baskı
Kaybedemem Seni
❝ Acaba bilseydin benim sevgimi Napardın diye düşünüyorum Yine güler miydi gözlerin? Öyle narin öyle nazlı Sahi söylese miydim? Seni seviyorum diye
Reklam
Sahi öyle miydi?
Mutluluk nedir şimdi biliyordu Nuri. O, ışıl ışıl bir bakışı, anlamı derinlerde saklı bir gülümseyişti. Ilık bir sesti. Bir avucun hararetiydi. İnsanın içini serinleten bir ses titreşimi. Kişiyi alışılmış şeylerden sıyıran, ona yeni bir kişilik veren duyguydu. Mutluluk kısaca aşkın başka bir adıydı. Aşkın ta kendisiydi…
YALNIZLIĞIN YARATTIĞI İNSAN Pardösüsünün kürklü yakasını kaldırınca üşüdü mü diye baktım. Aslında soluk esmer yüzü balmumu gibi sararmıştı. – Üşüdün, dedim. Kaşını kaldırdı. Yanağındaki çıban yerinde kan yoktu. Durdum. Yüzünü avuçlarıma alıp ovaladım. – Neden böyle oldun, dedim. Güldü. Karanlığa doğru tükürdü. Başını iki tarafa şiddetle
Babamın Aşamadığı Kalın Demirleri
Sabah kalktığımda bütün bedenimde derin bir uyuşukluk hissediyor, büsbütün tüm benliğimi saran bir acıyla baş etmeye çalışıyordum sanki. Öyle ki yataktan kalkmak ve kalkmamak arasında düşünürken içeriye birdenbire babam geldi. "Hadi uykucu uyan, gün doğdu. Bugün doktorun seni ziyarete gelecek" diyerek benimle şakalaştı. Ardından daha o
677 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.