Peş peşe okuduğum dört Saik Faik kitabının ardından ki yaklaşık 70 civarında öyküye denk geliyor, bir durup soluklanmak, biraz okuduklarımı sindirmek, biraz da üzerimde biriken yükü boşaltmak maksadıyla bir mola vermek icab edince, bir semaver dibinden daha güzel bir köşe olamayacağını düşünüp çıkınımı buraya boşaltmaya karar verdim...
Gelin,
Herkese iyi akşamlar, sevgili okurlar canım dostlarım. Gün geçmiyordu ki 1000 kitapta güzel bir etkinlik olmasın. Beni tanıyan okur dostlarım biliyorlardır ki şiiri çok seviyorum. Şiiri eminim siz de çok seviyorsunuzdur, öyle umuyorum. Şiir sevmemek ne mümkün? Şayet sevmeyenler için de bu ilk adım olabilir. An itibariyle şiir kitabı okuma
Pablo Picasso'nun çok sevdiğim bir sözü var: "Sanatçı, her yandan gelen duyguları algılayan bir anten gibidir."
Aslında bu söz bir "benzetme" değil, bir "tanım"dır. Hatta muazzam bir sanatçı tanımıdır... Mesleği, zanaatı veya uğraşı ne olursa olsun, bir insan kendisini yaşadığı toplumun şartlarına kapatmamalıdır.
Mustafa Ural, korkuyorum demedi; gerginim demedi; güçlüyüm demedi; gelecekten umutluyum demedi ama biz hepsini onun peşinden sokak sokak gezerken hissettik. İstanbul sabahının ilk ışıklarında kah bir sabahçı kahvesine girdik kah Türkçe ezan okunan bir camiye kah sırf sıcak diye bir hamama.
Nohuttan yapılmış kahveyi içtik, akşamdan kalmış bayat
"Tek suçunuz hür insanlar gibi konuşmak
Kitaplar suç ortağınız"
R. Ilgaz
Bu kitabı 70 yıl önce okusam başıma gelmeyen kalmazdı. Şimdi gönül rahatlığıyla okuyup, incelemesini yapabiliyorum. Bu güzel bir ilerleme. Şu an kitaplığımızda Aziz Nesin, Nazım Hikmet, Rıfat Ilgaz gibi
☞ II. Dünya Savaşı’nın hemen ardından gelen 1945–1960 döneminde tüm dünyada
siyasi, ekonomik ve sosyal açıdan büyük bir dengesizlik ve karmaşa hakimdir.
☞ Bu dönemde Türkiye, savaşın dışında kalmayı başarmış olsa da II. Dünya Savaşı'nın olumsuz etkileri sosyal, ekonomik ve siyasal hayata yansımış. Türkiye'nin takip ettiği temel politika savaşı
İkinci Dünya savaşı, 1939-1945 seneleri arasında yaşandı.Bildiğiniz gibi, biz bu savaşa çok da ısrarcı olanların olmasına rağmen girmedik ve savaşın asıl kazananı savaşa girmeyendir düşüncesiyle kazananlardan biri olduk.Tabi bu dönem içerisinde, ülkemizde birçok yazar, sanatçı cezaevlerine atıldı.Kitabın baş kahramanı da Mustafa Ural adında bir şair.Mustafa, yazmış olduğu şiirlerden dolayı devlet tarafından aranılanlar listesinde bir öğretmen.Aynı zamanda Mustafa, hastalığı da olan bir şair.Bu nedenle cezaevine karşı ekstra bir korkusu var.Mustafa, kendini sorguluyanlara derdini anlatamayacağını yani adalete o dönem içerisinde güveninin olmadığı için sürekli kaçıyor.Kitap aslında kısaca bu kaçışı anlatıyor.Yazar Rıfat Ilgaz da bildiğiniz üzere buna benzer bir süreç yaşadığı için kendi düşüncelerini Mustafa Ural karakterine aslında yansıtmıştır.Rıfat Ilgaz kitapta kendi kişisel düşünce yapısına da çok fazla yer vermiştir.Rıfat Ilgaz'ı tanımak isteyenlerin kesinlikle okuması gerek.Kitap savaştan çok sonra 1974 de yayınlanmış olup, ilk yayınlandığı dönemde toplatılan yasaklanan kitaplar listesinde olmuştur.Günümüzde 100 temel eser listesinde de bulunmaktadır.Yusuf Kurçenli tarafından filmi de çekilmiş.Başrolde Mustafa Ural'ı Tarık Akan canlandırmaktadır.Kitabı oğlunun sahibi olduğu Çınar Yayımcılık ve İş Bankası Kültür yayınları basmaktadır.Yazarımız Türk sinema dünyasının efsanesi Hababam Sınıfının da yazarıdır.Puanım kitaba 9.
Bizim laiklik gibi bir kuralımız var: Yani din ve devletin ayrılması.
Bu, inanan ya da inanmayana, her şeyden önce özgür düşünme imkânı verir.
Din temsilcileri siyaset üzerinde etkili olmaya çalışırsa biz buna karşı tutum alıyoruz....
Terörist köktenciler, inanmayanların yaşamına yönelik derin kayıtsızlık içindeler.
Bugünün sözde dincileri
Madem ki bu bir etkinlik iştiraki, o halde her şeyden önce kıymetli yazarımız Rıfat Ilgaz'ın hayatına, bilmeyen arkadaşlarımız için kısa yollu bir göz atalım, halihazırda bilenlere de hatırlatmış olalım:
Kimliğinde 7 Mayıs 1911 yazıyor olsa da, annesinin demesine göre 1910 yılının karlı bir Şubat gecesinde Kastamonu'nun Cide ilçesinde dünyaya
"Nazım Hikmet toplumcu şair olarak, ben de kızları şiirle baştan çıkarmaya kalkıştığım için... Şiir şu memlekette suçlu olmaktan kurtulamayacak bu gidişle!"