Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kitap Tavsiyesi
Nuri Killigil Vecihi Hurkus Şakir Zümre Nuri Demirağ Bu yatırımcılar hakkında tavsiye edeceğiniz güzel kitap var mı
Zulme karşı mukavemet parolası.
Bu yolun son merhalesi, ne olabilecekti? Henüz bunu da kimse kestiremiyordu. Herkes, ayrı ayrı düşünüyor, ayrı ayrı kararlar veriyordu. Bir kısmı, o devrin bütün idaresizliklerini Abdülhamid'in sırtına yükletiyor, onu saltanattan ıskat ederek (düşürerek)yeni bir padişahın tahta geçirilmesini istiyor, bununla memleketin feyiz ve felah bulacağını zannediyordu. Bir kısmı ise, zulme ve istibdada alet olanları birer birer öldürmeyi,Abdülhamid'in de taç ve tahtını yerlere geçirmeyi ve memlekete yeni bir idare şekli vermeyi düşünüyorlardı. Başka bir kısım,sadece Abdülhamid'in ölümünü bekliyor, diğer bir zümre de,hürriyet ve meşrutiyete hasret çekiyordu.
Reklam
Sofya’daki opera, tıpkı Bükreş’teki gibi, Balkanlar’daki önemli kurumlardandı. Öyle ki Mustafa Kemal, izlediği temsilden sonra, kendisine refakat eden Bulgar Millet Meclisi üyesi Şakir Zümre Bey’e “Adamların Balkan Savaşı’nı niye kazandıklarını şimdi anladım,” diyecekti. Neden böyle demiştir? Çünkü opera bir tertip ve disiplin işidir.
Sayfa 203Kitabı okudu
Türkiye’nin ilk ve en büyük özel sektör savunma sanayi fabrikasının temelleri 1925 yılında Şakir Zümre tarafından tamamı yerli sermaye ile İstanbul Haliç’te atılıyor.
Atam
Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın en büyük özelliği Batı cemiyetin, Batı tipi reformları, Batı yaşayış tarzını bir Şark ülkesinde görmek ve yaşamaktı. Neresi orası? Bulgaristan'dır. Bulgaristan'da sürekli opera vardır, orada tanımıştır. Kendisi alaturkayı sever, alaturkayı bilen o konuda çok ince zevkleri olan birisidir. Sofya'da ilk bulunduğu zamanlarda Türk milletvekillerinden Şakir Zümre ile Sofya operasında izlediği bir icradan sonra der ki; Şakir Balkanların bizi savaşta niye yendiklerini anladım. Bu çok ilginç bir söz; çünkü o medeniyetin Batı dediğimiz medeniyetin anlaşılması sokaktaki binalarına bakarak olmaz. Batılı çalışması için ölçü taktik ve sürekli temrin ve alıştırmadır. O operayı sahneleyen, icra eden herkes bunu yaşar, orkestrayı yöneten şef yaşar, sahneye çıkıp icra eden insanlar yaşar bunu korosuyla solosuyla, izleyicisiyle. O cemiyette bir ölçü, hassasiyet ve bir denge vardır. Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın da gördüğü budur; Bir opera eserini icra eden cemiyet birçok işi topluca yapabilme ve örgütlenme kabiliyetine sahip demektir.
TRT Belgeselde yayınlanan "Şakir Zümre" belgeselini izledim. Gayet güzel olmuş bence. Atatürk'ü görmekte ayrıca mutlu etti.
Reklam
italyanlar Trablusgarb kıyılarına asker çıkardıkları za­man,
bizim donanmamız, Marmara’yı aşacak kudrette bile değildi: Otuzyıl, limanlara bağlanmış olan harb gemilerinin dipleri yosun tutmuş, kazanları karıncalanmıştı. Devlet çâresiz ve şaşkındı. Harbiye Nazırı Mahmud Şevket Paşadan özel izin alan Enver, Mustafa Kemal, Ali Fethi, Eşref, Nuri, Reşid, Fuad, Ömer Naci ve beraberlerindeki bir avuç kahre­man, değişik ad ve kılıkla Mısır sınırını aşarak Trablusgarb’e erişmişler ve gerçekten destan yaratarak, Balkan savaşı çıkıb ayrılma zorunluğunde kalmalarına kadar İtalyanları kıyıda kalmıya mahkûm etmişler, zaferlerini de baskınlarla onlardan sağladıkları silâhlarla elde etmişlerdi. Dünya, hiç bekleme­diği bu yiğitlik şahlanışı önünde hayrette kalmış, Türk ruhu şâhlanıyor hükmüne varmışlardı. Hatta, daha sonra Sofya’­ da Ataşemiliterken Mustafa Kemal’in İttihad ve Terakki Genel Sekreteri Midhat Şükrü Bleda’ya yazdığı mektupta: "-Balkanlı Müttefikler, bizim Trablusgarb’de mücadelemizin neticesini al­mamıza mâni olmak için hemen savaşı açmışlar. Bu hakikati Sobranya (Bulgar Millet Meclisi) azası olan Zümre zade Şakir Beyin evinde tanıdığım, o günlerde Erkânı Harbiyede vazifeli Bulgar Generali Paneff’ den dinledim" diyecekti.
Sayfa 29 - Kazancı KitapKitabı okudu
Heykelden başka şey yapmadınız diyenlere
CUMHURİYET DÖNEMİ 1924 - 1949 ARASI YAPILANLAR Ankara Fişek Fabrikası (1924), Gölcük Tersanesi (1924), Şakir Zümre Fabrikası (1925), Eskişehir Hava Tamirhanesi (1925) Alpullu Şeker Fabrikası (1926),
Atatürk'ün açtığı fabrikalar: 1-Ankara fişek fabrikası (1924) 2-Gölcük tersanesi (1924) 3- Şakir zümre fabrikası (1925) 4-Eskişehir hava tamirhanesi (1925) 5-alpullu şeker fabrikası (1926) 6-uşak şeker fabrikası(1926) 7-Kırıkkale mühimmat fabrikası (1926) 8-Bünyan dokuma fabrikası (1927) 9-Eskişehir kiremit fabrikası
Atatürk neden özellikle operayı önemsiyordu?
Atatürk Sofya'da ateşemiliter göreviyle bulunmuştu. Bulgaristan, genç bir subay olarak Mustafa Kemal'in modern dünya kültürünün kurumlarına intibakı ve kültürel değişimden kaynaklanan sorunları gözlediği bir yer hâline geldi. Bu arada orada operaya gitme imkânı da buldu. Çünkü Sofya'daki opera, tıpkı Bükreş'teki gibi, Balkanlar'daki önemli kurumlardandı. Öyle ki Mustafa Kemal, izlediği temsilden sonra, kendisine refakat eden Sobranye (Bulgar Millet Meclisi) üyesi Şakir Zümre Bey'e, "Adamların Balkan Savaşı'nı niye kazandıklarını şimdi anladım," diyecekti. Neden böyle demiştir? Çünkü opera bir tertip ve disiplin işidir. Kendisi de bunu idrak etmişti.
Sayfa 203Kitabı okudu
Reklam
Öyle ki Mustafa Kemal, izlediği temsilden sonra, kendisine refakat eden Bulgar Millet Meclisi üyesi Şakir Zümre Bey’e, “Adamların Balkan Savaşı’nı niye kazandıklarını şimdi anladım.” diyecekti. Neden böyle demiştir? Çünkü opera bir tertip ve disiplin işidir. Kendisi de bunu idrak etmişti.
Sayfa 203 - Kronik yayıneviKitabı okudu
Böyle soruları cevaplamak çok zordur. İki nedeni var: Öncelikle, Mustafa Kemal'in çok daha yoğunlaştırıcı bir zekası vardır. Aslında hepsi çok okur. Mesela Enver Paşa, Kazım Paşa. Fakat Mustafa Kemal bazı konularda yoğunlaşmıştır ve çok farklı açılardan bakabilme yeteneği kazanmıştır. İkincisi ise, şahsi dramı epey etkilidir. Yani çocukluğu, yaşamı, yaşadığı zorluklar... Önce kendi hayatında bir hırs ve yükselme gösterir, ardından bulunduğu milletle kendi kişiliğini yükseltir. Doğu Avrupa ülkelerindeki insanlar kendi dar bireyciliklerini geçmek için, bulundukları milli ve etnik kurumun yücelmesine çalışırlar ki bu durum onlara bir kişilik kazandırır. 1971'de eski Avusturya subaylarından biri bana şöyle demişti; "O zamanlar bir Avusturya subayı ilahtı!" Fransız subayı, Alman subayı kendince bir ilahtır o dönemde. Buna ulaşmak için, bireyin kendi kapasitesini aşması için duyarlılığın fazla olması gerekir. Çünkü onu asıl tamamlayacak unsur, sosyal kimliktir ve ona yönelmesi gerekir. Ben Mustafa Kemal'de bunu görüyorum. Altan Deliorman Mustafa Kemal Balkanlarda kitabında aktarır: Şakir Zümre ile Sofya'da bir lokantada otururlarken, köylü kılıklı ama zengince biri geliyor. Garsonşar onu kabul ve hizmet etmiyorlar. O kişi de itiraz ediyor ve "Bulgaristan'ı ben besliyorum, bu pasta benden geliyor, paranızı da ben veriyorum" diyor. Mustafa Kemal buna şahit oluyor ve etkileniyor
Sayfa 48 - kronik kitapKitabı okudu
Şakir Zümre
Adalet Ağaoğlu'nun ölmeye yatmak kitabında birçok kez rastladığım Şakir Zümre marka soba. Bu kadar sık okuyunca insanın aklına ismiyle soyismi bu şekilde marka olan bir adamın kim olduğuna dair sorular geliyor. Peki kimdir Şakir Zümre? Cumhuriyet döneminin ilk sanayicisi, İstiklal Savaşı'nın ilk Türk özel "uçak bombası"
72 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.