ben seni ne kadar sevdiğimi başka kadınları gördüğüm zaman anlıyorum. bazen rasgelip hatta senden güzel bulduğum kadınlara bakıyorum da, kendi kendime hiçbirisini senin kadar, senin gibi sevemeyeceğime yemin ediyorum. sende bir şey var, öyle bir şey ki, hiçbirinde rasgelemiyorum... bu öyle bir şey ki, işte bütün endişelerim senin yanında yok oluyor. ruhuma bir şifa, bir sükûn geliyor! dudaklarını gözlerime dokundurduğun zaman bütün canımın koşa koşa gelip ruhumda toplandığını, orada seninle buluşmaktan mesut olarak kaldığını hissediyorum. hele şimdi bana geliyor ki ben dünyada senden başka hangi kadınla olsaydım hiçbirisiyle seninle gibi olamayacaktım; senin gibi böyle samimi, ruhuma kadar, böyle canıma kadar samimi...
"Ben, seni ne kadar sevdiğimi başka kadınları gördüğüm zaman anlıyorum. Bazen rast gelip hatta senden güzel bulduğum kadınlara bakıyorum da hiçbirini senin kadar, senin gibi sevemeyeceğime kendi kendime yemin ediyorum. Sende bir şey var, öyle bir şey ki hiçbirinde rastlamıyorum. Öyle bir şey ki işte bütün endişelerim senin yanında yok oluyor. Ruhuma bir şifa, bir sakinlik geliyor. Dudaklarını gözlerime dokundurduğun zaman bütün canımın koşa koşa gelip toplandığını, orada seninle buluşmaktan mutlu olarak kaldığını hissediyorum. Hele şimdi bana öyle geliyor ki ben, dünyada senden başka hangi kadını alsaydım hiçbirisiyle senin gibi olamayacaktım; senin gibi böyle samimi, ruhuma kadar, böyle canıma kadar samimi..."
Sayfa 16
Reklam
Kitabı bitirdiği zaman, ateşli bir Gorki hayranı olmuştu. Bulduğu bütün kitaplarını bir çırpıda okudu Gorki’nin. Hepsini beğendi. Fakat Benim Üniversitelerim başkaydı. Oscar Wilde’ı unutmuştu; edebiyatın sadelikten başka bir şey olmadığına karar vermişti. Kitaplardaki fotoğraflarını büyüttü Gorki’nin. Birkaç portre yaptı. Çini mürekkeple çizdiği portre bende durur. Benim Üniversitelerim’i yatağının başucuna koymuştu. Akşamları, yatağa girince, kutsal bir kitapmış gibi ondan sayfalar okurdu. ‘Düşünün bir kere Esat Ağabey,’ diyordu. ‘İntiharını o kadar sade bir biçimde anlatıyor ki; çarşıdan dört toplu bir tabanca satın almış. Kalbine isabet ettirmek için sol göğsünün altına ateş etmiş: sadece ciğerini delmiş. Bundan samimi anlatılabilir mi?’ Bilmiyorum kaç kere okudu kitabı. Durmadan: ‘Benim İncil’im bu kitap,’ derdi. ‘Gorki’yi kendime benzetmek isterdim ama, rıhtımda un çuvallarını bir taşıyışı var: nerede bende o kuvvet?’ Rus yazarlarına hayranlığı böyle başlamıştı.
"...Ben seni ne kadar sevdiğimi başka kadınları gördüğüm zaman anlıyorum. Bazen rastladığım ,hatta senden güzel bulduğum kadınlara bakıyorum da kendi kendime hiçbirisini senin kadar ,senin gibi sevemeyeceğime yemin ediyorum. Sende birşey var, öyle birşey ki hiçbirinde rastlamıyorum. Öyle birşey ki işte bütün endişelerim senin yanında yok oluyor. Ruhuma bir şifa, bir sakinlik geliyor! Dudaklarını gözlerime dokundurduğun zaman bütün canımın koşa koşa gelip gözlerime toplandığını,orada sana kavuşmaktan mutlu olarak kaldığını hissediyorum. Özellikle şimdi bana öyle geliyor ki ben dünyada senden başka hangi kadını alsaydım hiçbirisiyle seninle olduğum gibi olmayacaktım. Senin gibi böyle samimi, ruhuma kadar, böyle canıma kadar samimi..."
İlk gençlik yıllarımda güzel ve esrarlı bulduğum kızların yanında, ancak samimi olursam huzur bulabilmek gibi bir zayıflığım vardı.
O kadar alintilarla dolu dolu bir kitap ki…
Evet,ana babalar,simdi iyice dusunun ve samimi bir sekilde cevap verin; cocuklarinizin kisilik buldugu aile ortaminiz ahlaki ve akli anlamda yeterince saglam ve saglikli mi?
Reklam
234 öğeden 151 ile 160 arasındakiler gösteriliyor.