310
Yalnızca (büyük bir) ruha sahip olan, mülkiyet sahibi (zengin) olmalı: aksı takdirde mülkiyet aşırı derecede tehlikeli olur. Mülkiyetin kendisine bahşettiği boş zamandan faydalanmasını bilmeyen mülkiyet sahibi, devamlı olarak mülkiyetini (zenginliğini) artırma derdinde olacaktır: Bu gayret, onun eğlencesi, can sıkıntısına karşı savaş hilesi olacaktır. Böylece, başta ruh sahibi insanlara yeterli olacak olan az bir mülkiyetten, asıl zenginlik oluşur: o da ruhsal bağımlılığın ve yoksulluğun parlak sonucu. Fakat fakir olan sosyal mazisinin tahmin ettireceğinden farklı olarak görünmeyi başarır, çünkü (parasıyla) bilginlik ve sanatla maskeleyebilir kendisini: bu maskeleri satın alabilir çünkü. Böylece fakirlerde ve bilgisizlerde kıskançlık oluşturur - ki onlar bilgeliği hep kıskanır ve maskede maskeyi görmez - ve yavaş yavaş sosyal bir değişime sebep olur: Çünkü altınla kaplanmış kabalık ve bir tiyatrocu gibi sözde "sanatsal tatlar"a erişmiş olarak kendini şişirme, berikilere 'herşeyin işte sadece paraya bağlı olduğu' düşüncesini telkin eder, oysa paraya birşey bağlıdır, fakat ruha çok daha fazla şey.
İnsan var oldukça, yaratmaya yönelik içgüdüsel bir eğilim olacak. İnsan kendini insan olarak hissettiği sürece bir şey yaratmaya çalışacak. İnsanın Yaratan'ıyla bağı burada yatar. Yaratmak nedir? Sanatın yararı nedir? Bu sorunun cevabı şu formülde yatıyor: "Sanat bir duadır." Her şeyi söylüyor. İnsan sanat yoluyla umudunu ifade eder. Bu umudu ifade etmeyen bir şeyin, esasen manevi olmayan bir şeyin sanatla bir alakası yoktur.
bu ülkede sanatla, kitapla, kültürle ilgilenen ve daha güzel, daha adil bir dünya yaratmak isteyen milyonlarca kişi, sürek avlarıyla sistemli olarak yok edildi, tutuklandı, hayatın dışına sürüldü.
Günümüzdeki anlayışın mutluluk kaynağı olarak kabul ettiği şeyler her fırsatta, her durumda ve her yolla istenmekte ve aranmakta ve bazı ilaçlar, bazı antidepresanlar da, çoğu zaman işe yaramaz birer havai fişek olmaktan öteye gidemeyen, zafer haline getirilmiş bir mutluluğa ulaşmanın aracı ve yolu olarak kullanılmaktadır. Bunu da, mutsuzluk ve
'Güzel sanatlardan birine sahip olmayan kadın, heralde eksiktir. Sanatla birleştirilen iç terbiyesi, gençliğimizin ve kadınlığımızın gerçek ahlâk kaynakları olabilir...'