Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
202 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
-Bu kitabı enfes bir zevkle okumamı itiraf edebilirim.Ve bu kitap bana bazı şeyleri hatırlattı ama onları izah etmeyeceğim.Çünkü,bu bana özel şahsi hatırlatmalar olsa gerek :) Atay’ın, hikâyelerinde kurguladığı kahramanlar aracılığıyla toplumdan kendini soyutlayan, yalnızlaşan ve bunun neticesinde içselleşen problemli insanları anlattığını
Korkuyu Beklerken
Korkuyu BeklerkenOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202226,6bin okunma
Aslında bir aşka, olup bittikten sonra, en sonunda baktığımda, geride aşk adıyla anılacak bir şey bulamıyorum; belki hoş bir duygucuk, kısa bir süre yaşanmış ama mutlaka sona ermiştir; geriye kalan buruk bir tebessüm, acılı bir anı, yitmiş bir aşk vehmi, görünmez olmuş! Oysa başlarken ne kadar inandırıcıdır bu şey. İki insanın, bir örgü gibi, tülden, hafif bir dantel gibi sarınmışlıkları vardır aşkı. Etin ete, ısının ısıya geçişi; yitirdiği yarısını arayan insanoğlunun bulduğunu sandığı parçasına rastladığında geçirdiği bir baygınlıktır aşk. Sonu olmasa, sonu gelmese vardır, evet vardır. Bir düşünce olarak, nakşedilmiş bir bilgi olarak genlerimize, vardır; yoktur demeye dilimizin varmadığı; kıyamadığımız için yok olmasına, elbirliğiyle yalandan var ettiğimiz bir sözcük, olmasını hep istediğimiz ve isteyeceğimiz bir umuttur aşk, bu umudu çalmaya kimin gücü yeter yarının insanından? (Leylâ Erbil)
Reklam
İnsanlar görüp duyduklariyla bir insana önyargılı yaklasmak yerine o kişiyi yakından tanımaya çalışsalar keşke. HAYAL GÜNLÜĞÜ III. Murat Han bir gün telaşlı bir şekilde uyanır. Yüzünde düşünceli bir hava vardır. Vezîr-i Âzam Siyavuş Paşa, padişahın bu halini görünce dayanamayıp sorar: - Hayırdır
464 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Ve işte bir Tess Gerrıtsen romanı daha... Rizzoli&İsles serisinin on birinci serisine ait olan Diriliş romanını da an itibariyle bitirmiş bulunmaktayım. Yazarın yine kusursuz ve oldukça ürpertici kalemi vardı. Roman bitinceye kadar elimden düşüremedim ve ipuçlarından katili bulmaya zorladım kendimi Jane Rizzoli ile birlikte. Ama her zamanki gibi yazar katilin kim olduğunu kaleme dökene kadar yanlış tahminde bulunduğumu fark ettim. Afrika'nın vahşi doğasını ve aynı zamanda yazarın kalemine yansımış olan hayvanlar alemini ister istemez benliğime kazıdım. Serinin on birinci kitabında Tess Gerrıtsen kalemine daha da bir çeşitlilik katmış, bu belgesel tadında gerilim romanını biz okurlara sunarak. Diriliş romanının etkisinden kolay kolay çıkabileceğimi düşünemiyorum açıkçası. Millie Jacobson sevdiğini, aşık olduğunu sandığı Richard'ın macera merakı yüzünden, düzenlenen Afrika'daki bir safari gezisiyle başlar gerilimli dakikalar... İlk sayfadan son sayfaya kadar dolu dolu bir gerilim fırtınası yaşatmayı başarmış yine yazar okuyuculara. Katil hiç aklınızın ucundan bile geçiremeyeceğiniz bir kişi çıkacak. Tam tahmin ettiğim kişi katil, buldum diyorsunuz ama yanlış bir iz üstünde olduğunuzu göreceksiniz. Jane Rizzoli ile katili aramaya hazırsanız ve de gerilimli dakikalara itirazınız yoksa uzun bir araştırma sizleri bekliyor. Yazara ve Martı Kitabevine sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Harika bir romandı, kapak tasarımından, zekice kurgulanmış olay örgüsüne varana dek. Umarım on ikinci serisi de çıkar. Bu yazarın romanlarına karşı her zaman doyumsuz hissetmişimdir kendimi.
Diriliş
DirilişTess Gerritsen · Martı Yayınları · 20152,814 okunma
En kolay kaçış yolu "SEN DAHA İYİLERİNE LAYIKSIN" demekti sanırım.Korkakların kaçtığını sandığı ama her an yakalandığı en karanlık yol...Bu yüzden olsa gerek karşılaştığım insanlar yolunu kaybeder olmuş.Karanlık korkutmuş onları.Yüzlerinden okuyabiliyordum.Attıkları adımdan emin değiller,hissediyordum.Direndiler,maskeleri düşene kadar.Yüzleri kızardı.Ama kalpleri halen siyahın en derin tonunda olmalıydı ki kaplerinin rengi bile kararmıştı.Aslın da onlarda haklı.Güneşli günler yakın dedikçe,gecenin eşsiz karanlığını seçtiler.Kusurları vardı.Sevgi gibi,merhamet gibi.Ama güneş doğdu.Kusurları,adeta "Ben buradayım" der gibi konuşmak istediler benimle... Bir insan,bir hayatı değiştirirmiş bunu anladım.Benim hayatımı değiştiren insanlar oldu.Eksik olmasınlar.Peki ben bir hayatın değişme sebebi olabildim mi dersiniz ? İnanın bu sorunun cevabı asla saklandığı yerden çıkmayacak... SALİH SARIKAYA
272 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Amy Engel / Kurucunun Kızı yorumum; Pek fazla distopya okuyan biri degilim hatta neredeyse hic okumamış bile olabilirim. 16-18 yaslarinda olan karakterleri de pek okumam, bana cocuk kitabı gibi gelir hep ama bu kitapta nasıl desem hem yaslarının insaniydı hem de tam tersi bir o kadar olgundu karakterler. Kitabı nasıl anlatsam bilemiyorum, cok normal klasik bir zorla evlendirilme durumu var ama asıl olaylar bambaska. Kizimiz Ivy oglumuz Bishop'u öldürmekle görevli ama isler pek öyle gitmiyor ve oglumuz sandıgı gibi biri cikmayarak durumu daha karmasik hale getiriyor. Kitabin sonuna kadar cok normal akıcı gitti, ancak son 50-60 sayfa iste beni en etkileyen kisimlardi. Ivy'e ve fedakarlıklarına, Bishop'un sonsuz güvenine inancina gözlerim yaşlı tanık oldugum ve bu haldeyken ablama yakalanıp dalga konusu oldugum dogrudur.
Kurucunun Kızı
Kurucunun KızıAmy Engel · Yabancı Yayınevi · 20153,172 okunma
Reklam
190 syf.
·
Puan vermedi
Hayat mücadelesi için evini barkını, çoluğunu çocuğunu bırakıp Almanyalara giden gurbetçilere Alamancı denir ya... İşte eskiden rızık peşinde İstanbul'a kadar koşan Anadolu'daki gurbetçilere de İstanbulcu denirmiş. Sandık meselesi de bildiğimiz bavul. Günümüzdeki gibi fermuarlı, dokuz bölmeli, deri kaplı bavulları yokmuş bu İstanbulcu gurbetçilerin. Kendi bavullarını kendileri yaparmış tahtadan ya da geçmiş zamanın gereği tahta bavul kullanılırmış bu topraklarda. İskender PALA bu kitabında İstanbul'a dair hikayelere, efsanelere, anılara yer vermiş. Kitap 21 bölümden oluşuyor. Bu kitabı okuduğumda İstanbul'a daha da âşık olacağımı sanırdım ama İstanbulcunun Sandığı Sunay AKIN'ın kitaplarından sonra çok yavan kaldı. Hatta bazı bölümler Sunay AKIN' ın kitaplarından alıntılanmış gibi benzerlik gösteriyor. İstanbul'a âşık olmak istiyorsanız Sunay AKIN'ın kitaplarını ( İstanbul'da Bir Zürafa, İstanbul'un Nazım Planı, Geyikli Park vs...) okuyabilirsiniz. İstanbulcunun Sandığı kitabı da İskender PALA'nın üslubunu sevenler için veya Sunay AKIN kitapları okumayanlar için oldukça eğlenceli. Hoş vakit geçirmek isteyenlere tavsiye ederim.
İstanbulcunun Sandığı
İstanbulcunun Sandığıİskender Pala · Kapı Yayınları · 2014626 okunma
Ellerle o zevk etti ben ateşlere yandım Çektim o kadar cevr ü cefasın ki usandım Derlerdi kabul etmez idim şimdi inandım: Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül (Osman Nevres)
Sayfa 111 - Osman NevresKitabı okudu
Kişi dürüst bir şekilde dönüp kendi içine baktığında aslında istediğini sandığı şeylerin ne kadar rutin olduğunu (cuma günü balık tutmak gibi) ya da istediği şeyleri aslında istemesi gerektiğini düşündüğünü (işinde başarılı olmak gibi) fark etmez mi; yahut istemek istediği şeyler değil midir bunlar (komşusunu sevmek gibi) ? Dosdoğru ve dürüst isteklere genellikle arzularını çarpıtmayı henüz öğrenmemiş çocuklarda rastlanılır.
Sayfa 107
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.