Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Siyasi Mülteciler
70'li yıllarda politik sürgünlerin durumu daha iyiymiş: Avrupalılar el üstünde tutmuş bu insanları. Çünkü kendi ül­kelerinde demokrasi mücadelesi vermiş, acı çekmiş, işkence görmüş insanlar olarak karşılanmışlar; ama sonra sayıları o kadar artmış ve içine girdikleri topluma o kadar uyumsuz­luk göstermişler ki çevrelerinde yavaş yavaş bir nefret çembe­ri oluşmaya başlamış. lsveçliler bu insanlara bir şey yapmıyor, hiçbir kötü dav­ranışta bulunmuyor ama içlerine de almıyorlar. Bu insanlar "kara kafalı", kavgacı, kirli yabancılar olarak algılanıyor. ls­veçli kızların bakışlarından okuyorlar bunu, otobüste karşıla­rında oturan yaşlı kadının, metrodaki gencin tavrından an­lıyorlar. Yoklar sanki. Gözler onları geçip uzaklara bakıyor, hiçbir ilişki kurulmuyor.
Sayfa 125Kitabı okudu
Richard Halley - Dördüncü Konçerto
Sanki bir ses, ‘acıya gerek yok,’ diyordu. ‘O halde neden acıların en büyüklerini çekenler, acının kaçınılmazlığını kabul etmeyenler oluyor? Sevgiyi ve neşenin sırrını elinde tutan bizler neden buna mahkum ediliyoruz? Ve bizi mahkum eden kim?’ İşkence sesleri bir meydan okumaya dönüşüyor, acının ifadesi, bunu bile dayanmaya değer kılan ta uzaklardaki hayale yönelmiş bir ilahi oluyordu. İsyanın şarkısıydı bu müzik. Ve umarsız bir savaşın.
Sayfa 106 - Pegasus Yayınları
Reklam
TİLKİ GÜNLÜĞÜ ve...
- "Tilki Günlüğü eseriniz benim için çok mühim; bir şeyler anlatabilir misiniz? Ben, sanki mühimlik soruşturma bakımından değil de kazanılması gereken meraklı bir idrake âitmiş gibi, onun bölümlerini, yapısını ve saire izâh ediyorum... - "Bir bakıma her gün bir hikâye; ve eser hikâyeler toplamı; levhalar, düşvarîler, yevmiyeler, varidatlar... Bütün bunları anlıyorum da, bizim için çözülmesi gereken, bu eserin iç dinamiği; senin insanları etkileyen bir yanın var, bu bir gerçek... Ne vermek istiyorsun insanlara? Bu bizim için çok önemli!"
Sayfa 41 - 42 1.Levha -Mit'ten Siyasî Şubeye, İBDA YayınlarıKitabı okudu
İŞKENCECİ ve CİNSÎ SAPIK TÜRÜ...
Aslında bu adamların gerçekten anlayamadığım, daha doğrusu erkeklik gururuna yakıştıramadığım ve sonradan, iktidarsızlıktan kaynaklanan bir cinsi sapık türüyle müşterekliklerini yakaladığım bir yanı var: Devletin haklı veya haksız himayesini arkasına almış üç beş adam, dışarıda hesabı malûm şeklide sorulur korkusuyla bilinmeyen bir mekânda bir adamın gözlerini bağlayarak, malûm usûllerle sorguluyorlar... Pekâlâ!.. Ama bunu sanki şahsî gücüymüş gibi kendilerine yormaları, bu hâllerini aksettiren o cakalı öfkeleri yok mu, en çok buna içerliyorum...
Sayfa 28 - 29 1.Levha -Mit'ten Siyasî Şubeye, İBDA YayınlarıKitabı okudu
AHMAK BİR LÂF...
İşkencecilerde kültür müthiş(!)... Üstadım'ın ne olduğunu da öğreniyorum(!) bahaneyle: "O Türk -İslâm sentezini müdafaa eden adamdı, senin gibi mikrop değildi." Hıyar!.. Sanki şişeyle suyun sentezi olabilirmiş ve sanki Üstadım bu kadar ahmak bir lâf edebilirmiş gibi...
Sayfa 23 - 24 1.Levha -Mit'ten Siyasî Şubeye, İBDA YayınlarıKitabı okudu
“Mutlu musun tatlım?” “Tahmin edemeyeceğin kadar.” Kollarında döndüm ve onu öptüm. Dudaklarımız birleşmişti ve Liam artık daha tutkulu öpmeye başlamıştı. Dili dilimle dans ediyordu. Ellerimi beline doladım. Bütün bu kargaşanın ortasında tek istedi­ ğim kişi oydu ve şu anda tamamen bana aitti. Dudaklarımızı ayırmadan bizi arkaya doğru
Sayfa 141
Reklam
Tüm tanınan yazarların ortak özelliği "Uykusuzluk"
Kafka, 2 Ekim 1911 tarihli günlüğüne "Uykusuz gece, Art arda üçüncü kez." notunu düşmüştü. "Uykuya dalıyorum ama bir saat sonra sanki başımı yanlış deliğe yaslamışım gibi uyanıyorum. Tamamen uyanığım, hiç uyumamış gibi hissediyorum... uyku tarafından reddedilmiş hissediyorum." 1913 tarihli Günlükler'ine gelindiğinde değişen bir şey yoktu: "Sabaha doğru yatakta işkence çekiyorum. Tek çözüm pencereden atlamak... Uyuyamıyorum. Sadece rüya var, uyku yok."
Bahar ErişKitabı okudu
Benim varlığımı fark etmiyorlar, beni ne görüyor ne de duyuyorlar. Neden bana işkence ediyorlar? Benim gibi bir zavallıdan ne istiyorlar ki? Onlara ne verebilirim ki? Benim hiçbir şeyim yok. Bütün bu işkencelere dayanamıyorum; başım öyle ağrıyor ki, sanki her şey çevremde dönüp duruyor. Kurtar beni! Beni buradan uzaklaştır! Bana rüzgar kadar hızlı üç at ver! Bineğine bin arabacı, zilleri çal, atları koştur ve beni bu dünyadan uzaklara taşı! Daha uzaklara gidelim ki artık hiçbir şey görünür olmasın.
LE BRET Ağlıyor musun? CYRANO Asla... Zaten ne çirkin olur Şu upuzun burundan yere düşmesi billur Gibi bir gözyaşının!.. Yaşadığım müddetçe, Ağlayayım istemem. Düşün, ah ne işkence! Gözyaşının ilahi güzelliğini düşün, Sonra çirkinliğini bu kaba görünüşün! Gözyaşlarından daha mukaddes ne var sanki! Asla benim yüzümden gülünç olsun bir teki İstemem gözyaşının, gülmek can verişidir, İstemem!
888 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.