Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Benim varlığımı fark etmiyorlar, beni ne görüyor ne de duyuyorlar. Neden bana işkence ediyorlar? Benim gibi bir zavallıdan ne istiyorlar ki? Onlara ne verebilirim ki? Benim hiçbir şeyim yok. Bütün bu işkencelere dayanamıyorum; başım öyle ağrıyor ki, sanki her şey çevremde dönüp duruyor. Kurtar beni! Beni buradan uzaklaştır! Bana rüzgar kadar hızlı üç at ver! Bineğine bin arabacı, zilleri çal, atları koştur ve beni bu dünyadan uzaklara taşı! Daha uzaklara gidelim ki artık hiçbir şey görünür olmasın.
Ölüm yaşamı dengeler.
Öleceğinin kesin olduğunu kabul etmelisin; Bazen ölüm, bazen de yaşam tatlı gelir insana. Pazarlığa otur yaşamla: De ki, seni kaybedersem, Bu zaten aptalların korumak istediği şeydir yalnızca; Sen ilahi emirlere amade geçici bir soluksun, Bu bedene işkence edip durursun. Sen yalnızca ölümün budalası olursun. Umutsuz bir şekilde ondan kaçmaya
Reklam
Richard Halley - Dördüncü Konçerto
Sanki bir ses, ‘acıya gerek yok,’ diyordu. ‘O halde neden acıların en büyüklerini çekenler, acının kaçınılmazlığını kabul etmeyenler oluyor? Sevgiyi ve neşenin sırrını elinde tutan bizler neden buna mahkum ediliyoruz? Ve bizi mahkum eden kim?’ İşkence sesleri bir meydan okumaya dönüşüyor, acının ifadesi, bunu bile dayanmaya değer kılan ta uzaklardaki hayale yönelmiş bir ilahi oluyordu. İsyanın şarkısıydı bu müzik. Ve umarsız bir savaşın.
Sayfa 106 - Pegasus Yayınları
"Seni doğru olmayan şeylere inandırırlar. O kadar çok defa söylerler ki onların sana söylediklerinin yalan değil de, gerçek olduğunu kabul edersin. Sanki gerçekmiş gibi acı çekersin. En etkili işkence fiziksel değildir... zihinseldir elbette. Zihin sizin fiziksel olarak katlanabileceğiniziden çok daha korkunç dehşetleri hayal edebilir, tıpkı zihin, bedenin tahammül edemediği bir acıyı bastırırken fiziksel acıları duymazdan gelmesi gibi."
Ah, nasıl efendice övgüler sunsam sana? Hep senin değerindir bende varsa bir değer, Kendimi övmek sanki ne kazanç sağlar bana? Böbürlenmektir sana söylediğim türküler. Sırf bu yüzden bile biz yaşamalıyız ayrı; Tek diye bilinmesin güzel aşkımız artık: Sana verebilirim salt hakkın olanları Hele bir gerçekleşsin aramızda ayrılık. Ah, yokluk, sen kim bilir ne korkunç bir işkence Olurdun, uzaklığın acısı sağlamasa Sevgi düşünceleri gibi hoş bir eğlence, Zaman ve hayal gücü, yüreği dağlamasa; Sen öğretmiş olmasan nasıl çift olurmuş tek Burda bulunmayanı var gücünle överek.
Sayfa 39 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Dünya tarihi her zaman haksızlık ve adaletsizlik üzerine yazılmıştır çünkü o sadece güçlü olanların sıkıntısından, dünyaya hükmedenlerin zaferinden ve dramından söz eder. Sanki ölümlü bir bedene yapılan işkence ve eziyet, ötekine yapılanlarla aynı değilmiş gibi, küçüklerin ve karanlıkta kalanların önünden sessizce geçip giderler.
Sayfa 453Kitabı okudu
Reklam
Artık dayanacak gücüm kalmadı. Aman Allah‘ım! Bana ne yapacaklar? Başımdan aşağı soğuk su döktüler. Yokmuşum gibi davranıyorlar, beni görmezden geliyorlar, duymuyorlar. Neden bana işkence ediyorlar? Benim gibi berbat haldeki birinden ne istiyorlar? Onlara ne verebilirim ki? Beni hiç benim hiçbir şeyim yok. İşkencelerine dayanamıyorum, başım ağrıyor, sanki her şey etrafımda Çember gibi sürekli dönüyor. Kurtarın beni! Çıkarın beni buradan!… Bana üç tane rüzgâr gibi hızlı at verin! Otur yerine arabacı, arabanın zilini çal, atları mahmuzla ve beni doğruca bu dünyanın dışına götür. Hızla, daha uzaga, her şey gözden kaybolana dek. Ah! Gökyüzüne ulaştım bile, bir yıldız uzaktan göz kırpıyor.
Bazen ölüm, bazen de yaşam tatlı gelir insana. Pazarlığa otur yaşamla: De ki, seni kaybedersem, Bu zaten aptalların korumak istediği şeydir yalnızca; Sen ilahi emirlere amade geçici bir soluksun, Bu bedene işkence edip durursun. Sen yalnızca ölümün budalası olursun. Umutsuz bir şekilde ondan kaçmaya çabalarsın, Ama yine de sürekli ona doğru
Sayfa 55 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, l. Basım (2011), Çeviren: Özdemir NutkuKitabı okudu
Benim varlığımı fark etmiyorlar, beni ne görüyor ne de duyuyorlar. Neden bana işkence ediyorlar? Benim gibi bir zavallıdan ne istiyorlar ki? Onlara ne verebilirim ki? Benim hiçbir şeyim yok. Bütün bu işkencelere dayanamıyorum; başım öyle bir ağrıyor ki, sanki her şey çevremde dönüp duruyor. Kurtar beni! Beni buradan uzaklaştır! Bana rüzgâr kadar hızlı üç at ver! Bineğine bin arabacı, zilleri çal, atları koştur ve beni bu dünyadan daha uzaklara taşı! Daha uzaklara gidelim ki artık hiçbir şey görünür olmasın. "Palto"
893 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.