Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dünyanın sonunun geldiğini ne kolay düşünür insan değil mi? Sanki hemen kapımızda bekleyen ve gelmesi her an muhtemel bir son varmış gibi. Sonsuzluğu hayal edemediğimiz için başımıza neler geldiğini düşündün mü hiç? Sonsuzluğu anlayamıyoruz. Çünkü bizim teker teker yaşadığımız hayatlar bitiyor. O yüzden zannediyoruz ki hayat bir gün toptan bitecek. Hayır! Bizim sonlanıp duran kısacık hayatlarımız sonsuzluğu besliyor. Biz öldükçe sonsuzluk devam edecek. Sen hiç kendi hayatında dünyanın sonunun geldiğini hissettin mi? Bitti dediğin oldu mu? İşkence görürken... dünyanın sonunun geldiğini düşünmüyor insan. Sadece bu işkencenin bir sonu olacağını düşünüyor.Bir gün biteceğini. En azından ölünebileceğini ve o an biteceğini. Biz bunu dünyanın sonu olarak göremeyecek bir inancın peşindeyiz Şahbaz... Bilmiyor musun? Biz öldükçe, biz yaralandıkça dünyanın sonu gelmeyecek ki... tüm acıları bunun için çekerken, acının eşiğinde nasıl dünyanın sonunun geldiğini düşünür insan. Karamsarlık ihanettir.
Sayfa 100Kitabı okudu
Bir Eşeğin Ölüm Vakti Hal Diliyle Söyledikleri Ah! Vücudum acıdan titriyor. Bu acımasız, zalim iki ayaklı hayvana verdiğim bütün hizmetlerin karşılığı bu işte. Bugün son günüm, bu da benim son tesellim! Sıkıntı, acı ve dert dolu bir hayattan sonra, taşınmaz yüklere, üst üste inen sopalara, yoldan geçenlerin zincirlerine, lanetlerine
Reklam
Haydut Karokep Jarvinen konuşmasında Haydut Karokep’in hayatını hatırlattı: -Efendiler! Bundan yirmi beş yıl önce bütün Finlandiya’yı heyecan ve dehşet içinde bırakan Johan Karokep ismini hatırlıyor musunuz? Karokep, bir hırsız ve hayduttu. Büyük şehirlerdeki bankaları, işyerlerini ve kiliseleri soyardı. Hırsızlık yaparken âdeta polise
“Sonunda sustuk. Anlamışsındır. Aşk iki kişi arasındaki gizemdir, bir kimlik değil. İnsanlığın iki ayrı kutbundaydık. Lily görevlerine bağlı, seçme şansı olmayan, çile çeken, toplumsal ideallerin hizmetinde olan insanlığa aitti. Hem çarmıha gerilen, hem de çarmıha doğru ilerleyen insanlık. Bense özgürdüm, üç kez feragat eden Petros’tum – ne pahasına olursa olsun hayatta kalmaya azmetmiş. Yüzü hâlâ gözümün önünde. Kendini başka bir dünyaya dahil etmek istercesine karanlığa diktiği o sabit yüzü. Sanki bir işkence hücresine kapatılmıştık. Hem de hâlâ birbirine âşık, ama birbirine karşıt duvarlara zincirlenmiş, sonsuza dek birbirini görüp, yine sonsuza dek birbirine dokunamayacak bir çift gibi.
Sayfa 144
Zehra ölüye ne zaman öldüğünü, ne zaman gömüldüğünü, kaç zamandır orada yattığını soruyor. Ölü biraz duraklayıp hesaplamaya çalıştığını söylüyor, sonra hangi yılda olduklarını öğrenmek istiyor. 2014 yanıtını alınca da kısa bir hesap yapıp ölümünün üstünden tam 1.482 yıl geçmiş olduğunu söylü­yor. İsa Mesih’in dünyayı şereflendirmesinden
Sayfa 16 - Zehra’nın üçüncü rüyasıKitabı okudu
İnsan sadece iki şekilde huzur bulabilir: O yeniden bir hayvana dönüşebilir. O zaman o tek olacaktır, o zaman hiçbir bölünme olmayacaktır, o zaman huzur olacaktır, sessizlik, ahenk... Ve milyonlarca insanın yapmaya çalıştığı şey farklı şekillerde hayvan olmaktır. Savaş insana yine hayvan olma şansı verir; bu yüzden savaşın büyük bir çekim gücü
Reklam
LE BRET Ağlıyor musun? CYRANO Asla... Zaten ne çirkin olur Şu upuzun burundan yere düşmesi billur Gibi bir gözyaşının! Yaşadığım müddetçe, Ağlayayım istemem. Düşün, ah ne işkence! Gözyaşının ilahi güzelliğini düşün, Sonra çirkinliği bu kaba görünüşün! Gözyaşlarından daha mukaddes ne var sanki! Asla benim yüzümden gülünç olsun bir teki İstemem gözyaşının, gülmek can verişidiri İstemem!
Sayfa 50 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bu güzel metaforların şifresini kendi başına çöz; derinlemesine düşün onlar hakkında. Bu yüzden hikayeler üzerinden konuşuyorum. Onlar üzerinden hiç kimse konuşmamıştı. Niçin ben bu küçük hikayeler üzerinden konuşuyorum? -sadece nasıl düşüneceğine dair sana birkaç ipucu vermek için. Bunlar bu hikayeler üzerine yapılan yorumlar değiller; ben bir
893 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.