Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
327 syf.
·
Puan vermedi
Ali Şeriati, İran'da şahlık rejimin baskın olduğu bir dönemde hayata gözlerini açmış, ilim ve fikir dünyasındaki ilk gelişimi köy öğretmeni ve tefsir alimi olan babasından başlayarak Fransa'ya kadar uzanmıştır. Ali Şeriati'nin İran'da yozlaşmış din algısını eleştirdiği konferanslarına halkın ve öğrencilerin yoğun ilgisiyle
Dine Karşı Din / Anne Baba Biz Suçluyuz
Dine Karşı Din / Anne Baba Biz SuçluyuzAli Şeriati · Fecr Yayınları · 20091,348 okunma
260 syf.
·
Puan vermedi
·
18 günde okudu
Varoluş üzerine yazılmış yalnızlık temalı felsefi bir eser . Kitapta bir olay örgüsü yok derin bir bulantı var. Dış dünyaya karşı bir tiksinti duyan; nesnelerden, kişilerden, davranışlardan midesi bulanan hatta kendisinden tiksinen Antoine karakterini anlatıyor Sartre. Kitabın bir yerinde Antoine, aynaya yakalandım, kendime bakıyorum kendimden tiksiniyorum, diyor. Sadece bununla da kalmıyor. Hep aynı şeyleri yapan insanları da sevmez. Aynı şeyleri düşünen, birbirine benzemeye çalışan insanları... Bir hiç olduğunu düşünen Antoine sonradan varoluşa merhaba diyor. Olay olmayan kitapta atlamalar çok fazla olduğu için ve hep bir bulantı tiksinti den bahsedildiğinde biraz karışık ve ağır bir kitap. İnsan okurken bile kendini biraz huzursuz hissediyor. Yani fikrimce... Boş ve rahat bir zihinle okunmalı diye düşünüyorum. Felsefe severler için keyif verici bir eser. Keyifli okumalar dilerim.
Bulantı
BulantıJean-Paul Sartre · Can Yayınları · 202122,8bin okunma
Reklam
472 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Hayatı Bir Özyıkım Olan Şebnem'e Mektup
Bu metin bir inceleme değil, Yeşil Peri Gecesi'nin ana karakteri Şebnem'e yazılmış bir mektup. Bu sebeple içinde birçok spoiler içeriyor. Bu mektubu 2022'de edebiyat dersindeki bir ödev için yazmıştım. Bugün Şebnem'in özyıkım faaliyetini hatırlayınca açıp tekrar okuma ihtiyacı hissettim ve paylaşmak istedim. Sanki yaşadıkça
Yeşil Peri Gecesi
Yeşil Peri GecesiAyfer Tunç · Can Yayınları · 20207,2bin okunma
208 syf.
·
Puan vermedi
İnsanın,kendi düşüncesine göre bağımsız olarak karar vermesi durumuna özgürlük deriz değil mi? Ne kadar özgür olduğumuzu zannetsekte hiçbir zaman tam olarak özgür olamayız. Çünkü özgürlük sınırsız değildir.Her zaman konulmuş kurallar,örfler/adetler,inançlar ve kişiler tarafından engellenmelerle karşı karşıya kalırız.Özgürlüğümüz başkalarının
Özgürlük Hapishanesi
Özgürlük HapishanesiMichael Ende · Pegasus Yayınları · 2021187 okunma
M.C: Ancak, sonuç olarak, mutlu olabilmenin bir koşulunun da insanın kendi kendisini sevmesi olduğunu düşünmüyor musunuz? J-P.S: İnsan kendi kendisini sever mi? İnsanın kendi kendisine karşı duyduğu başka türlü bir duygu değil midir? Birini sevmek, görece basit ve anlaşılması kolay bir şeydir çünkü sevdiğiniz insan her zaman orada değildir, siz değilsinizdir. Bu iki neden, her zaman orada duran ve bizzat siz olan, dolayısıyla hem seven hem de sevilen olan kendi kendiniz için duyduğunuz şeyin, hiç şüphesiz varolmayan bir duygu olduğunu göstermeye yeter, meğer ki işin içine birtakım imgeler karıştırmayalım, o zaman da, yeniden narsisizm düzlemine döneriz. Kendinin kendisiyle olan doğru ilişkisinin bir aşk ilişkisi olmak gerektiğini sanmıyorum. Aşkın, kendinin başkalarıyla olan asıl ilişkisi olduğunu düşünüyorum. Bunun tersine, kendi kendini sevmemek, sürekli olarak kendine kızmak, kendinden nefret etmek de, aynı ölçüde kendine tümüyle egemen olmayı engeller.
M.C: Sizi tanıyanlar başlıca niteliklerinizden birinin narsisizmden arınmışlığınız olduğu görüşündedir. Katılıyor musunuz? J-P.S: Narsisizmim olmasaydı iyi olurdu diye düşünüyorum ve gerçekten de olmayan biri gibi davranıyorum. Ancak bu bunun tümüyle doğru olduğu anlamına gelmez. Narsisizm, bana göre, kendi kendini düşünümsel olarak bir tür temaşa etmektir, sevmektir, kendini yaptığı şeyde nasıl düşünüyorsa o biçimde bulmayı istemenin bir türüdür, kısacası, kendi ile değişmez bir ilişkidir ve kendi de esasen konuşan, düşünen, düşleyen, eyleyen etkin kendi değildir tam olarak ama daha çok, ondan yola çıkarak üretilmiş bir kişiliktir. Şimdi, bu dediğimden tümüyle arınmış olduğumu söyleyemem. Onu ortadan kaldırmaya çalışırım, gerçekten de arınmış olduğum anlar vardır. Örneğin, şu anda beni ilgilendiren bazı şeylerden konuşmaktayız sadece, şu halde narsist olabilirdim ama aslında elimden geldiğince iyi cevaplar vermeyi tasarlıyorum ve narsisit değilim. Ama bir başka anda, narsisizm geri gelebilir: başkalarının beni değerlendiriş biçiminden de doğabilir, benimle beraber olan birinin tek bir cümlesi de beni narsisizme yatkınlaştırabilir.
Reklam
Güncel dost sohbetlerimde değinilmişti bu konuya
Proust kendi aşkını anlatmakla bütün insanların aşkını anlattığını sanıyor. Oysaki o, bir burjuvanın aşkını anlatıyor. Aşk anlayışında ondan ayrılıyoruz. Bizce aşk diye bütün insanlarda aynı özde kendini gösteren, çözümlenmesi mümkün olan bir duygu yoktur. Aşk da bütün duygular gibi insanın yaşama koşullarına, sınıfına, çevresine göre değişen ve çözüme gelmeyen bir duyuştur.
Sayfa 79 - Çan YayınlarıKitabı okudu
_Her seçiş bir vazgeçiştir. _Sonunda kendim olabilmek için, değişiyorum. _Ezilenler arasında din adamı yoktur. Din adamları, ezen sınıfların asalaklarıdır. _Oy verdiğiniz hükümet soykırım işlerken siz kurban değilseniz, o zaman kesinlikle işkencecisiniz. _Hepsi birden aynı şeyi düşünmeye neden bu kadar önem veriyorlar. _Düşünmek için zaman
260 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Bulantı Hakkında Tahlilim (Spoiler İçerir)
Jean-Paul Sartre
Jean-Paul Sartre
Bulantı
Bulantı
BULANTI Bulantı, 1938 yılında Jean-Paul Sartre tarafından kaleme alınmıştır. Kitap felsefi bir romandır. Fazlasıyla betimlemelere, psikolojik tahlillere yer verilen kitapta temel konu olarak varoluşçuluk işlenir. Sartre’nin 33 yaşında yazmaya başladığı ve ilk romanı olan Bulantı, kendisinin favori kitabım olarak
Bulantı
BulantıJean-Paul Sartre · Can Yayınları · 202122,8bin okunma
_Marki de Sade, kendisinden başka benzeri olmayan biridir. Hayatından ibaret bu acı deneyin en belirgin çizgisi, başkalarıyla arasında hiçbir bağ kurmamış olmasıdır. Sade, doğuştan hükümlü olduğu yalnızlığına öyle keskin, öyle aşırı erotik oyunlar doldurmuştur ki, suç ortakları bile ona karşı olmuşlardır. Kendine karşı bölünmüştü ve herkese
Reklam
128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Hayatın kendiliğinden bir anlamı yoksa o halde kendi anlamımızı oluşturmakla yükümlü olduğumuzu ve bunu yaparken özgür olduğumuzu söyleyen bir felsefe akımı. Bizde ki " Ne oldum değil, ne olacağım de." Sözünün karşılığı. Gerçi varoluşçuya göre biz bir değer , anlam, kişilik oluşturmadığımız sürece ortada bir "öz" bir " oluş" bulunmuyor. Kitabı okuduktan sonra varoluşçuluğu anlamak için pek çok video izledim. Absürdizm, Nihilizm, Varoluşçuluk birbirine benzer akımlar , en azından çıkış noktaları aynı:Yaşamın boşunalığı karşısında oluşan bulantı, var olmanın verdiği anlaşılmazlık, tiksinti,hiçlik duygularına karşı ne yapabileceğimizi bize anlatıyor. Nietzsche bize Üstinsan'ı, Camus bize Başkaldıran İnsan'ı , Sartre ise Özgür şekilde kendini var etmiş şekliyle kendilerini tarif ederler. Varoluşçuluk'a başlangıç için çok iyi bir kitap. Okumanızı tavsiye ederim.
Varoluşçuluk
VaroluşçulukJean-Paul Sartre · Say Yayınları · 20173,169 okunma
238 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitaptaki karakterimiz hayatı boyunca yaşadığı bir bulantıyı anlatıyor. Bu bulantı nesnelere, insanlara ve dünyaya karşı bir bulantı.. Bulantı onda bir hastalık gibi onu ara sıra yoklayıp, gidiyor.. Hayatında artık her şeyi yaptığını, ve hiçbir amacının kalmadığını düşünüyor. Hep bir boşluk içinde hissediyor kendini. Varolmanın verdiği bir işkenceyi, azabı yaşıyor.. Okudukça kendimi gördüm karakterde.
Bulantı
BulantıJean-Paul Sartre · Can Yayınları · 202122,8bin okunma
132 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.